Korktuğum başıma geldi, birkaç gün sonra sabah uyandığımda Charles'ı salonda bulamadım.
"Mr. Bennet'ı ziyaret etmeye karar verdi," dedi Mr. Hurst, ben kahvaltı için masaya yerleşirken.
"Charles, neden Mr. Bennet'ı bu denli önemsiyor ki?" diye serzenişte bulundu Miss Bingley. "Daha doğrusu en başta kahyadan buraya yakın yerlerdeki insanlar hakkındaki şeyleri öğrenme arzusu duyması bir saçmalık!"
"Kahya ne dedi?" diye sormaktan kendimi alamadım.
Charles'ın ablası Mrs. Lousia Hurst, burun kıvırdı. "Kahyanın anlattıklarına göre Mr. Bennet'ın eşi genç iken eşsiz bir güzellikmiş ve bu güzellikten beş kız evladı da fazlasıyla nasiplenmiş. Bilhassa en büyük kızının uğruna birtakım beyefendilerin giriştikleri enteresandı açıkçası, lakin bana mübalağa gibi geldiğini de belirtmeliyim," dedi ve çayından bir yudum aldı. "Eminim ki o kadın, Mrs. Bennet'ı kastediyorum, benim zavallı kardeşimin bu sözleri işitmesi niyeti ile bu dedikoduları yaymıştır."
"Bu, Mrs. Bennet hakkında ağır bir itham," diye mırıldanmadan edemedim. "Onunla fiziksel olarak karşılaşmış dahi değilsiniz!"
Mr. Hurst, eşini savundu. "Lousia'yla hemfikirim, bu aileyi tanımadan sevmedim," dedi ve gazetesine odaklandı.
Oluşan ufak sessizliği hemen karşımda oturan hanımefendi bozdu.
"Charles'ın sözler ardına saklanmış güzelliği bu denli merak etmesi ahmaklık değil mi sizce Mr. Darcy?" diye sordu Miss Caroline Bingley, kibirle gözlerini kırpıştırarak. Bunun onu benim gözlerimde çekici kıldığı kanısında ise korkunç bir yanılgı içerisindeydi, zira onu fazlasıyla itici buluyordum.
"Öyleyse biz genç ve bekar beyefendilerin doğaları hakkında yabancı olduğunuz aşikâr, Miss Bingley," demekle yetindim. Bunu beklemediğini anlamak zor değildi, bozulmuştu.
Kahvaltının sonunda Charles, içeriye hayal kırıklığı içinde geldi. Mr. Bennet, onu kütüphanesinde memnuniyetle ağırlamıştı lakin kızlardan hiçbiri ortalıkta görünmemişti.
Charles tam "Sadece on dakika kadar içeride oturdum," diye ne konuştuklarından bahsediyordu ki o esnada içeriye kahya girdi ve Mr. Bennet'ın ivedilikle mektup yolladığını belirtti. Bu entersandı ve beni işkillendirmişti, zira dostum Charles oradayken ona söylenmeyen şey her ne ise peşinden bir mektup olarak gönderilmesi, alışılagelmiş bir hadise değildi.
Charles'ı pür dikkat izledim, evvela yüzü aydınlandı. "Bennet'lar, bizi akşam yemeğine davet ediyorlarmış," dedi, sonra iç çekti ve bana baktı. "Lakin bu teklifini kabul edemem, zira sana seninle şehre ineceğime dair söz vermiştim."
Charles'ın teklifi reddetmesinden memnundum, günü birlikte şehre inip işlerimizi hallederek geçirdik. Lakin canımı sıkan husus, Charles'ın gördüğümüz herkesi baloya davet etmesiydi ki baloyu organize eden kişi dahi değildi, hem halka açık bir baloya birilerini çağırmak absürt değil de neydi?
Bennet ailesini tanımıyordum.
Hiçbir ferdi ile hiçbir zaman karşılaşmamıştım.
Ama verdikleri ilk izlenim, onları gözümde küçük düşürmeye yetmişti.Arkadaşımı korumak zorundaydım.
Tehlike her ne ise!
![](https://img.wattpad.com/cover/350925438-288-k43726.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mr. Darcy: Pemberley'in Efendisi
FanfictionJane Austen'in ölümsüz eseri "Gurur ve Önyargı"yı neredeyse herkes bilir. Hikâyeyi Elizabeth'in gözlerinden görür, onun hisleriyle olaylara bakarız. Peki ya Mr. Darcy? Tüm bu hikâye, onun tarafından nasıl gerçekleşmişti? Mr. Darcy'nin tüm hikâyesi...