Miss Jane Bennet'ın iyileştiği haberi Netherfield'da festval havası estirmeye yetti. Hanımlar yemekten kalktıktan sonra Miss Elizabeth ablasına koştu, soğuktan iyi korunduğunu görünce onu oturma odasına götürdü; Mrs Hurst ve Miss Caroline de onu sevinç gösterileriyle karşıladılar; Miss Elizabeth, hanımefendileri dostum Charles ve ben odaya, Miss Jane'i ziyarete gidinceye kadar geçen bir saat boyunca Charles'ın kız kardeşlerini hiç böyle gördüğü kadar sevimli görmemiş olsa gerek hem çok şaşkın hem de çok memnundu. Kadınların karmaşık doğalarını anlama konusunda yeteneklerim tartışmalı da olsa onların, son birkaç saat içinde kendi aralarındaki sohbetin ve muhabbetin oldukça hoş bir yönde geliştiğini, aralarındaki manasız laf sokma yarışının bitmese dahi bir ara verildiğini duyuyordum. Birbirlerine eğlenceyi ayrıntısıyla tarif edebiliyor, bir anektodu mizahla anlatarak keyifle gülebiliyorlardı.
Evet, henüz oturma odasına girmemiştik lakin tüm koridor, oturma odasının ardına dek açık kapılarından yükselen keyifli sohbetle öylesine yankılanmıştı ki bu sahne gözümde sanki oradaymışım gibi canlanabiliyordu.
Bir süre sonra ben, oturma odasına, Charles ile birlikte Miss Jane'i bizzat ziyarete gittiğimizde Miss Jane'in yüzü kıpkırmızı kesildi. "Mr Bingley!"
Beni fark etmemişti önce, ancak sonra varlığım ona aksetti. "Ve Mr Darcy!"
"Nihayet sizi böyle sağlıklı gördüğüm için Tanrı'ya şükrediyorum!" dedi heyecanla Charles.
Miss Jane, bir şey demedi. İfadeden yoksun yüzüne soğuk bir tebessüm kondurarak gözlerini kaçırdı ki bu, çok tuhaftı. Kadında, Charles'ın onun onca iyileşme çabasına karşın bir soğuma mı olmuştu yoksa bana mı öyle geliyordu?
Miss. Caroline Bingley'nin gözlerinin bir anda bana döndüğünü fark ettim ve bana bir şey söylemeye hazırlanıyordu ki bu benim ruhuma sıkıntı verdi, hızlı adımlara köşeye, Miss Caroline'den uzağa yürüdüm. Doğruca Miss. Bennet'ın yanına gittim ki bu, kalbimin yönlendirmesi ile aldığım bir karardı. İçimdeki heyecanı bastırmaya çalışarak onu kibarca selamladım, bir şey diyemiyordum, salt başımı eğiyor, tebessüm ediyordum. Bunun Miss Elizabeth nazarında nasıl bir etkisi olduğunu anlamlandıramadım, sadece pek soğukça reveransta bulundu.
O esnada kapıdan Mr. Simon Hurst de - eminim ki sırf karısının gönlü hoş olsun ve akşam kavga etmemek için - girdi ve hafifçe eğilip Miss Jane'in iyileştiğine "sevindiğini" söyledi pek hissiz; ancak esas heyecan ve sıcaklık âşık dostum Charles Bingley'nin selamına kaldı. Charles neşe ve özen doluydu, yerinde duramıyordu.
"Ah, Miss Jane... Eminim ki sizi buraya davet ederken bu şekilde değil, çok daha mutlu olacağınız bir şekilde ağırlamayı istediğimi biliyorsunuzdur."
"Teşekkür ederim Mr Bingley, size fazlasıyla mahcubum," dedi Miss Jane, Charles'a bakmıyordu. "Size yük olduğum için -"
Charles, hanımefendinin sözünü böldü:
"Yalvarırım, böyle söylemeyin!" Ve başını öne eğdiğinde kızıl saçları alnına düştü. "Aslında sizden bir anlamda da özür dilemem elzemdir ki bir bahaneyle burada, yakınımda daha uzun süre kalmanızdan büyük bir... Heyecan duydum."Sessizlik.
Miss Jane'nin başı iyice öne eğildi, hiçbir şey demedi. Yüzünde mimik göremiyordum, kendisini bir şeye zorlayıp zorlamadığını dahi anlamıyordum. Bu kadın ne hissediyordu? Kız kardeşi, sevgili Miss Elizabeth'in aksine onun ruhundaki çetrefilli havaya dair bir fikir geliştirememek beni rahatsız etti.
Sessizliği bölen Miss Elizabeth oldu.
"Her şey için ablam ve ben size müteşekkiriz, Mr Bingley..." O iri, eşsiz gözlerde mutluluk ve hayranlık parıltıları vardı.
![](https://img.wattpad.com/cover/350925438-288-k43726.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mr. Darcy: Pemberley'in Efendisi
FanficJane Austen'in ölümsüz eseri "Gurur ve Önyargı"yı neredeyse herkes bilir. Hikâyeyi Elizabeth'in gözlerinden görür, onun hisleriyle olaylara bakarız. Peki ya Mr. Darcy? Tüm bu hikâye, onun tarafından nasıl gerçekleşmişti? Mr. Darcy'nin tüm hikâyesi...