SU

19

+++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++
(NOT: BÖLÜMÜN TÜRKÇE YAZILI HALİ AŞAĞIDA)
+++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++

I'm not very fashionable. I put on a white shirt and buttoned it up to the last button. Over my shirt, a leather vest, the left side of which looks like a vest, not the right, but the left side has a belt coming from the shoulder and fastened in front. Very comfortable high-waist trousers that fall straight down, completely covering my feet and even piling up. I put the right side of my shirt inside my pants and the left side outside. I wore a silver ring on the index finger and pinky finger of my right hand and a silver bracelet on the wrist of the same hand. I wore white sneakers on my feet, my hair in a ponytail, light makeup on my face for color, but something told me to wear red lipstick this time. I sprayed on the Clive Christian brand perfume I had bought online. I put on my white sneakers. I had just finished getting ready when my phone started ringing. I didn't even bother to look at it because I knew it was Bora. I took my phone and left my room.

"I'm leaving."

When Bora saw me, he lowered his sunglasses down his nose and whistled. I was under his gaze from the front of the car until I sat next to him. As usual, he messed up while trying to compliment me. On the way, he suggested a few movies. After the movie, since I wasn't allowed to drink, we went to the Starbucks on the bottom floor to buy coffee for Bora. We placed our order and started to wait. After a short while, names were called one after the other. When the man in front of me took his coffee and turned around, he bumped into me and the big coffee in his hand suddenly splashed on me. No matter how much I pulled back to avoid the incident, the hot coffee spilled all over the front of my shirt, which was half out of the vest. When my shirt stuck to my skin, I lifted it up with my right hand for dear life. When Bora got over the shock of the incident, he was cocking himself at the man, but I stopped him to say it was okay. When the man realized that I could see through the wet shirt, he took off his jacket and placed it over my shoulder.

+++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++
TÜRKÇE BÖLÜM
+++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++
Modaya uyduğuma pek söylenemez. Beyaz gömlek giyip, son düğmesine kadar ilikledim. Gömleğimin üzerine, sol tarafı yeleğe benzeyen sağ olmayan ama sol tarafın omuzundan doğru gelen bir kemeri olan ve ön tarafta tutturulan deriden yapılan bir yelek. Düz inen çok rahat yüksek bel, ayaklarımı tamamen kapatan hatta yığılan kumaş pantolon. Göleğimin sağ tarafını panolumun içine koyarken sol tarafını dışarıda boraktım. Sağ elimin işaret parmağına ve serçe parmağına gümüş yüzük taktım. Aynı elin bileğine de gümüş bileklik. Sol elime de gümüş şahmeran taktım. Ayağıma de beyaz spor ayakkabı giydim. Saçımı atkuyruğu yaptım. Yüzüme renk gelsin diye hafif makyaj yaptım ama içimden bir ses bu sefer kırmızı ruj sürmemi söyledi. Zamanında internetten aldığım Clive Christian marka parfümünü sıktım. Ayağıma beyaz spor ayakkabılarımı giydim. Hazırlanmam yeni bitmiş diki telefonum çalmaya başladı. Bora'nın aradığını bildiğim için bakmaya bile tenezzül etmedim. Telefonumu da alıp odamdan çıktım.

"Ben çıkıyorum"

Deyip seslenip, evden çıktım. Bora beni görünce güneş gözlüklerini burnuna doğru indirip ıslık çaldı. Arabanın önünden yanına oturuncaya kadar onun göz hapsindeydim. Her zaman ki gibi iltifat edeyim derken yüzüne gözüne bulaştırdı. Yolda ilerlerken birkaç filim önerisinde bulundu. Kanyon'a gelince direkt sinemaya gittik. Sinemadan sonra benim içmem yasak olduğundan Bora'ya kahve almak için en alt kattaki Starbucks'a geçtik. Siparişimizi verip, beklemeye başladık. Kısa bir süre sonra peş peşe isimler söylendi. Önümde ki adam kahvesini alıp tam arkasına döndüğünde bana çarptı ve elindeki büyük kahve birden üstüme bocalandı. Olaydan kaçmak için ne kadar kendimi geri çeksem de sıcak kahve yarım yeleğin dışında kalan gömleğimin ön kısmına dökülmüştü. Gömleğim tenime yapışınca, can havliyle sağ elimle gömleğimi kaldırdım. Bora olayın şokunu atlatınca adamın üzerine horozlanıyordu ki sorun yok anlamında durdurdum. Adam ıslak gömlekten içimin görüldüğün fark edince ceketini çıkartıp omuzuma doğru yerleştirdi.