Bonus bir bölüm, bir tık kısa ama yapacak birşey yok.. İyi okumalar..
Göz kapaklarını aşan yaşların arasında herkes donup kalmıştı.. Ferman bedenini zar zor hareket etmeye zorlayıp dosyayı yerden aldı.. Açıp diğerlerine gösterdi.. Sonuç belliydi.. Kanser yine, 2. kez Nazlı'yı yakalamıştı.. Ali toparlanması gerektiğinin farkındaydı, gözlerini silip hiçbir şey demeden Nazlı'nın odasına yürüdü.. Yolda nasıl açıklanabilir böyle birşey diye düşündü.. İşin içinden çıkamadı.. Olduğu gibi söylemekti en iyisi.. Odanın önüne geldiğinde derin bir nefes alıp üstüne başına çeki düzen verdi.. Kapıyı açıp girdi içeri.. Nazlı yarı uyanıktı.. Tam gelememişti kendine.. Ali'yi görünce hafif doğruldu..
Ali; Uyanmışsın (buruk bir gülümsemeyle).. Nasıl hissediyorsun?
Nazlı; Başım ve göğüs kafesim biraz ağrıyor.. Ama iyiyim.. Çok korkuttum sizi değil mi?
Ali; Sen boşver bizi.. Sen iyi ol da.. O bize yeter..
Nazlı birşeyler olduğunu az çok Ali'nin yüzünden anlayabiliyordu..
Nazlı; Ali birşey mi oldu? Benim için üzülüyorsan bak ben iyiyim.. Sadece başım döndü biraz o kadar..
Ali'nin içinde fırtınalar kopuyordu.. Nasıl söyleyecekti?
Ali; Yok iyiyim ben.. Bizimkilere haber vereyim de gelsinler.. (odadan çıktı)
Eline telefonu alıp Ferman'ı aradı.. Diğerleri hala olduğu yerdeydi..
Ferman; Uyanmış mı? (sesi titriyordu)
Ali; Uyanmış.. (biraz bekler) Ferman biz ne yapacağız? (ağlayarak) Nasıl söyleyeceğiz?
Ferman; Bilmiyorum ki.. Açelya perişan oldu zaten burda.. Aklım durma noktasına geldi..
Ali; Sende gelsene buraya.. Beraber söyleyelim.. Bunu tek başıma yapamam..
Ferman; Tamam geliyorum ben 2 dakikaya.. (kapatır) Allah'ım sen bize güç ver.. (Nazlı'nın odasına doğru yola koyuldu)
Ferman geldiğinde bütün cesaretlerini toplayıp içeri girdiler..
Nazlı; Diğerleri nerde?
Ferman; Nazlı.. Bizim sana birşey söylememiz gerek..
Nazlı; Umarım iyi bir şeydir diyeceğim ama yüz ifadeniz kötü birşey diyor.. Ne oldu?
Ali'nin gözleri bugün belki de 100. kez dolmuştu.. Yine doldu.. Nazlı hemen fark etti..
Nazlı; Söyleyecek misiniz artık? Korkmaya başladım..
Ali; Nazlım çok üzgünüm..
Nazlı; Ya ne oluyor söylesenize!
Ferman bir anda söylemenin en iyisi olduğunu düşündü..
Ferman; Nazlı kansersin..
Nazlı ilk başta anlamadı..
Nazlı; Ne?
Ali; Yine gelmiş.. (ağlayarak)
Nazlı; Hayır hayır.. Nasıl olabilir ki bu? İmkanı yok böyle birşeyin.. Yanlış görmüşsünüzdür.. (ağlamaya başlamıştı) Ali emin misiniz doğru baktığınıza?! Ali sana diyorum cevap versene bana!
Ferman; Çok üzgünüm.. İnan bana çok üzgünüm ama (biraz bekler) doğru..
Nazlı dona kalmıştı.. 10 saniye hareketsiz bir şekilde Ali'yle Ferman'a baktı.. Sonra bir anda yandaki sehpanın üzerindeki bardağı alıp duvarda parçaladı.. Sinir krizi geçirmeye başlamıştı.. Ali'yle Ferman tutmaya çalıştı.. Ama Nazlı kontrolden çoktan çıkmıştı..
Nazlı; NASIL OLUR BU YA?! (üzerindeki battaniyeyi yere attı) BÖYLE BİRŞEYİN OLMASINA İMKAN YOK! YOK YOK YOK!
Yatağın üzerinde ne varsa yere fırlattı.. Saçlarını çekip koparıyor, Ali'yle fermanı ittiriyordu.. Bu iş böyle olmayacaktı.. Ali bütün gücüyle sardı Nazlı'yı.. O kadar sıkı tutuyordu ki Nazlı Ali'nin sırtına vurmaktan başka birşey yapamadı.. Ferman gözleri dolu bir şekilde izliyordu olanları.. Yaklaşık 1 dakika sonra ise Nazlı pes etmişti.. Ali'nin omzunda hıçkırarak ağlıyordu..
Nazlı; Ali herşey en başa döndü.. Ne yapacağım ben? (ağlayarak)
Ali kollarını daha da sıkılaştırdı..
Ali; Ben senin yanındayım.. Geçen seferki hataları tekrarlamayacağım merak etme.. Hep senin yanındayım.. (saçlarını okşadı) Merak etme..
Evet küçük tadımlık bir bölüm.. Yarın sabah yeni bölümde görüşmek üzere.. Kendinize iyi bakın hoşçakalın..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Mucizeydin Sen
Short StoryGeçmiş her zaman geçmişte mi kalır yoksa bir gün ansızın karşımıza çıkar mı? Yeni bölüm; Her gün