Bir yaz klasiği olarak biraz yazayım dedim, iyi okumalar..
Ali Murat'la konuşup içeri geçti, yemeklerini bitirdikten sonra da oturup kaldılar..
Nazlı; Ne yedik ya..
Ali; Valla al benden de o kadar.. Şiştim.. (aklına odunlar geldi) Ulan yine yaptın yapacağını Ali..
Nazlı; Ne oldu yine?
Ali; (şömineyi işaret etti) Sence?
Nazlı; Aferin Ali.. Hava da karardı.. Nasıl kıracaksın odunları?
Ali; Aklımda var birşey ama yardımın lazım..
İkili bahçeye çıkıp kütüklerin yanına geçti.. Ali kesme işini halledecekti, Nazlı'da ışık tutacaktı.. En azından plan böyleydi..
Ali; Nazlı nereye tutuyorsun ışığı Allah aşkına ya? Odun burda sen ışığı gözüme sokuyorsun..
Nazlı; Kusura bakmayın Ali bey ama sizin insan üstü hafızanız sayesinde burdayım hatırlatırım..
Ali; Tamam tamam hadi tut şuraya ışığı..
İkili odun işini halletmeye çalışırken Nazlı ağaçların arasından ulumayla karışık bir homurdanma sesi duydu.. Ama ses baya yakından gelmişti..
Nazlı; O ne öyle ya?! (ışığı yere fırlatıp kulübeye doğru kaçmaya başladı)
Ali; Nazlı nereye gidiyorsun? Bırakma beni burda! Nazlı?! Hay Allah'ım ya.. (etrafına baktı) O ses neydi öyle harbiden ya? Bir kurtlara yem olmadığım kalmıştı o da olacak yakında.. (ışık yere düşünce bozulmuştu, çalışmıyordu) Mükemmel ya! Harika gerçekten! Hayır kulübe buraya yakın da değil ki.. Nasıl bulmayı düşünüyor acaba bu kız yolunu? Kaybolmasa bari..
Nazlı korkudan arkasına bile bakmıyordu.. Küçükken belgesellerde kurtların avlarını nasıl yakaladığını görüp küçük çaplı bir travma yaşamıştı.. Sadece koşuyordu.. İki dakika sonra biraz da şansın yardımıyla kulübeye ulaşmıştı.. Ama Ali o kadar şanslı değildi..
Ali ilk başta olduğu yerde kalmayı düşündü.. Ama Nazlı'nın başına da birşey gelmiş olabilirdi.. Kendini tutamadı ve Nazlı'nın gittiği yöne doğru koşmaya başladı.. Nazlı çok fazla yön değiştirmişti, Ali onun aksine dümdüz ilerledi.. Tabi bu da onun kaybolmasına yol açtı.. Yorgunluktan bir ağacın dibine oturup kaldı..
Ali; Ya bir işimiz de hayırlı gitsin be kardeşim! (biraz bekler) Umarım iyisindir Nazlı.. Umarım şansın yaver gitmiştir..
Nazlı kulübeye gelince bir eksiklik fark etti.. Ali yoktu..
Nazlı; Ne yaptım ben ya?! (ormana doğru bağırdı) ALİ! ALİ NERDESİN?! Allah'ım ne yapacağım ben? (derin derin nefes alıp verdi) Tamam sakin ol Nazlı, sakin.. (Hemen telefonunu çıkarıp arama kurtarma ekiplerine haber verdi) Lütfen başına birşey gelmiş olmasın.. Aptalım ben ya..
Ali Nazlı'nın arama kurtarma ekiplerine haber vereceğini tahmin ettiğinden ağacın dibinden hiç ayrılmadı.. 40-45 dakika sonra da arama kurtarma ekiplerinin fenerleri göründü.. Ali hızlıca yanlarına ilerledi..
Kenan; Ali Vefa?
Ali; Evet benim.. Çok teşekkür ederim.. Akşam akşam da size iş çıkarttık..
Kenan; Olur mu Ali bey? Biz işimizi yaptık.. Hadi sizi sağ salim arkadaşınızın yanına götürelim..
Kulübeye döndükten sonra Ali kanepeye Nazlı'da yatağa uzandı.. İkisi de bitkin düşmüştü.. Tabi odunlar da ormanda kaldığı için şömineyi de yakamamışlardı.. Tek çare battaniyelere sarınmaktı..
Nazlı; Ali çok özür dilerim ya.. Gerçekten her şey çok hızlı gerçekleşti..
Ali; Valla sorun yokta, bir an sonumun kurtların midesinde olacağını düşünmek pek hoş değildi (gülerek)..
Nazlı; Tahmin edebiliyorum.. (yataktn doğruldu) Fark ettin mi bizim her işimizde mutlaka bir terslik çıkıyor..
Ali; Yani Nazlı fark etmemek biraz güç sanki..
Nazlı; Acaba diyorum, geri döndükten sonra hep birlikte bir kaplıcalara mı gitsek? Ne bileyim bütün kötü enerjiden, bütün kirimizden arınırız..
Ali; Olabilir aslında.. Yolda ölmezsek tabi..
Nazlı; O zaman plan yapıldı.. Dönünce bizimkilere de anlatırız..
Ali; Tamamdır.. Hadi uyumaya çalışalım biraz olur mu? İkimiz de çok yorulduk..
Evet bu sefer de 4 ay sonra gelip bölüm atarak sizi bir uyandırayım dedim..
Tam 541 kelime..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Mucizeydin Sen
Short StoryGeçmiş her zaman geçmişte mi kalır yoksa bir gün ansızın karşımıza çıkar mı? Yeni bölüm; Her gün