26

173 16 47
                                    

Hyunjin'den:
Sabah kalktığımda yüzüme aniden gelen soğukluk ile ayağa kalktım. Aniden yataktan irlikip, kalktım. Gözlerimi cidden de zor açıyodum.
Yeji bana gülerken, ben onun yüzüne çok kötü bakıyordum. Hemen ayağa kalkıp, onu gülerek kovalamaya başlamıştım.

"Huncin" dedi kahkaha atarak. "Gel buraya cezanı vermem gerek" dedim kahkaha atarak. Mutfağa ilerlediğimiz zaman ikimizde nefes nefese kalmıştık. "Özür dilerim, tamam" dedi elini kalbinin üzerine koyarak.

Gerçektende nefes alamıyordu. Endişe içinde Yeji'ye su doldurup, uzatmıştım. "İyimisin hey" dedim endişeyle. "İyiyim, iyiyim, hadi yemek falan yiyelim, sonrada duş alırız" dedi gülerek. "NE" dedim şok içinde. "Noldu neden bağırıyorsun?" dedi bana anlam vermeyerek.

"Duş alırız ne Yeji?" dedim şok içinde. "Ha o'mu ikimiz beraber duş alalım diyorum, malmısın Hyunjin ayrı ayrı tabiki, fesat anlayan sensin" dedi kahkaha atarak. "Beni korkutmaya başlıyorsun" dedim merakla ona bakarak.

"Hwang bey, korkun benden" dedi yüzüme ciddi bir şekilde bakarak. "Korkuyorum zaten" dedim çekinerek. Evet ikimizde yaptığımız bu rol yüzünden birer kahkaha atmıştık.

Daha sonra ilk önce, Kkami'nin yemeğini koymuş ve kafasından öpmüştü. Aynı benim yaptığım gibi. Bu hali aşırı tatlıydı. Daha sonra yanıma gelmiş ve bana merakla bakmıştı. "Evet ne yapalım?" dedi gülerek.

Benim gözlerim yine şok içinde açılmıştı. Tam bir şey söyleyeceğim sırada, benden önce davranıp, o konuşmaya başlamıştı. "Ne yemek yapalım, yine yanlış anladın, ruh hatası" dedi gülerek. "Sensin ve ruh hastası Heji" dedim gülerek.

O ise yere yığılıp, gülmeye başlamıştı.
"Heji ne Huncin" dedi yerde kıpkırmızı bir şekilde. "Ağzımdan kaçtı ama beyendim bundan sonra ismin Heji" dedim gülerek. Daha sonra onu yerden kaldırıp, birlikte yemek yapmaya başlamıştık.

Yemeklerimizi bitirip, ikimizde ayrı odalarda ve ayrı lavabolarda duş almıştık. Yeji odaya baskın yapınca bende şok olmuştum. İyiki üzerimde bornoz vardı. "Hyunjin neredeyse Fransa'da olduğumuz zamanlarda ne zaman baskın yapsam, bornozlaydın, şimdi'mi utanıyorsun" dedi gülerek.

"Yok ya aniden oldu" dedim şaşkınlıkla. "Gel ben sana kıyafet seçeyim benzer giyeriz" dedi gülerek. "Tabi olur" dedim gülerek. Beraber giysi odama gitmiştik. Yeji bir şeyler baktıktan sonra nihayet karar vermişti.

Elinde, bir adet beyaz gömlek, gece mavisi bir pantolon ve son olarak gece mavisi kolsuz bir ceket seçmişti. Galiba bilmedem takım yapmıştı, çünkü onlar ayrı yerdeydi. "Bak bende de aynılarından var, sadece pantolon yerine etek benimkisi" dedi heyecanla.

Gerçektende en basit bir şeyde bile gülmeyi başarıyordu. Bu halı aşırı tatlıydı. İkimizde odalarımıza dağılıp, kıyafetlerimizi giyinmiştik. Bir az daha parfüm sıktıktan sonra, sonunda hazırlanmıştım. Son aydır dudağıma lip gloss sürmüyordum.

Hızlıca elime alıp, bir az dudağıma sürmüştüm. Zaten rengi çok baskındı. Odadan çıktığım an, Yeji'ninde çoktan salonda olduğunu görmüştüm. Gerçekten o diğer kızlardan farklıydı. Her haliyle güzel evet ama, çok yavaş birisi değildi, 15 dakikada her işini yapmıştı.

Beni görür görmez şok icinde beni baştan aşağıya süzdü. "Oha baya iyisin, gloss yakışmış" dedi dudağıma bakarak. "Teşekkürler sende harika olmuşsun" dedim gülüşüne karşılık vererek. Daha sonra evden çıkıp arabaya binmiştik.

Şirkete geldiğimizde, tüm gözler bizim üzerimizdeydi. Belimde bir el hissettimdiğimde, anlamaz bakışlar ile Yeji'ye baktım. "Lan burdaki her kes sana aşık, erkekler bile" dedi sinirle. Bu söylediğine gülmeden edemedim. "Ben sana demiştim" dedim gülerek.

Odama geldiğimizde ile konfeti patlaması sesiyle ikimizde dejavu yaşamıştık. Yeji hemen yerinden sıçrarken, elimi tutup ona baktım. "İyimisin?" dedim endişeyle. "İyiyim merak etme" dedi gülerek. İçim rahatlamıştı.

Gülerek karşıya baktığımda bunun bizimkiler olduğunu gördüm. Anında gözlerim Felix'e kaydı. Saçlarını gri yapmıştı. Gerçekten bu ona çok yakışmıştı. Gözlerimi ondan alamazken, o bana sinirli bakışlarını atıyordu.

Tabi Yeji'nin elini tutduğum içindir. Sıra ile herkese sarılmıştım. Sıra Felix'e geldiğimde, kollarımı ilk ben açmıştım, çekingen olduğunu biliyordum çünkü. Hızlıca yanıma gelmiş ve bildiğiniz kucağıma atlamışdı.

"Çok özledim" dedi kafasını boyunuma bastırarak. Ben ise bu yaptığı hakaret ile resmen donmuştum. Daha sonra kendime gelip, kekelerek konuşmaya başladım.
"Bende çok özledim, hepinizi" dedim gülerek. Daha sonra boynumdan çekilip, yüzüme bakmıştı.

Siktir çok yakındık, gerçekten şu an iyi değildim. Yüzüme son kez gülümseyip, kucağımdan inmişti. Kucağıma atlama sebebi, Yeji'ye nisbet yapmaktı tabi, ama bir yandan da kendi istediği ve heyecanı ile atlamışdı.

Daha sonra masaya oturup, konuştuğumuz sırada her kes yine saçma sapan konular söylemişti
En çokta ben ve Yeji hakkında konuşuyorlardı. Biz gülerek karşılık versekte, Felix'in suratını ne siz sorun ne de ben söyleyeyim.

En sevdiğim sıcak americano kahvemi içerken aşırı rahattım, buzlusunu daha çok seviyordum ama nedense sıcak istemiştim. Yeji gülerek elime temas edince, kahve elime tökülmüştü. Ben korkarak Yeji'ye bakarken, o da aynı şekilde bana bakıyordu.

"İyisimisin, özür dilerim" dedik aynı anda. "Huncin benim yüzümden oldu, elin iyimi?" dedi endişeyle Yeji. "İyiyim merak etme, asıl senin eline bir şey oldu'mu?" dedim endişeyle. "Hayır olmadı" dedi gülerek.

"Gidelim, elimizi lavaboda yıkalım" dedim sakin bir şekilde. Yeji beni başıyla onaylayınca Minho ve Changbin gülerek konuşuyordular. "Biz yanlışlıkla olsa bize americano'sunu dökersek, bardağı kafamızda kırar, ama Yeji için nasıl endişelendi" dedi gülerek Minho.

"İkisininde aynı anda konuşmaları peki, işte yakışan ikizler" dedi gülerek Changbin. Onların dediğine kısaca, gülmüş ve lavaboya ilerlemiştik. Lavaboya girip, tam kapıyı kapatacağım sırada, biri beni kolumdan tutup, kapıya yaslamıştı.

Bu Felix'ti. "Felix?" dedim anlamaz bakışlarla. "Yeter artık yeter" dedi bağırarak. "Noldu ki" dedim merakla. Çok iyi biliyordum ama neyse. "Sen aşıkmısın Yeji'ye" dedi sinirle. "Farzet ki aşığım, nolur o zaman" dedim merakla. Şimdi sikecek beni eminim.

"Olamazsın" dedi kendinden emin bir şekilde. "Niyeymiş o?" dedim tek kaşım havaya kalkarak. "Çünkü sen benimsin Hwang" diyip, hiç beklemediğim bir anda dudaklarıma yapışmıştı....

______________

Selam arkadaşlar nasılsınız? Şükür namazını kılın artık. Umarım bu bölümü beğenirsiniz. Bir sonraki bölümde görüşmek üzere 🥟

Unutamadığım /HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin