Hyunjin'den:
Yeji ile gülüşerek konuşurken arabadaydık. Yeji benim kıyafetim için defalarca bana iltifat etmişti. Bende anlamadım yani, üstümde siyah atletimsi bir t-shirt, altımda ise siyah kot pantolon giymiştim.Saçlarımı yukarıdan yarı bir şekilde toplamıştım. Gerçekten bu saç modali bana çok yakışıyordu. Kulağındaki piercing gerçekten'de çok güzeldi. Böyle böyle gülerek şirkete geldiğimizde, şirkete girdiğim anda herkesin bana hayretle bakıyordu.
Yok canım bu benim daha sade halim. Neyse daha fazla saçmalamamalıydım. Hızlıca asansöre binip, toplantı odasına gitmeliydik. Çünkü gerçektende toplantıya bir azcık geç kalmıştık.
Hem bu gün San'da gelmişti. San bizim kardeş şirketin sahibiydi. Beraber çok güzel projelerimiz vardı. Hala da devam ediyordu. Bu günde bunun için toplanmıştık. İçeriye girdiğimde her kes şok içinde bana bakıyordu.
"Siktir" dedi şok içinde Felix. Hızlıca gözlerimi ona döndürdüğümde o sadece beni süzüyordu. Ups böyle giyinirken, Felix'i unutmuştum dimi. Evet işte bu gün o gün galiba sikilecektim. San oturduğu koltuktan kalkıp, gülerek yanıma gelmişti.
"Merhaba Hyunjin bu ne yakışıklılık" dedi bana sarılarak San. Bende gülerek ona teşekkür etmiş ve karşılık vermiştim. Tabi bize sinirle bakan Felix'i görmeyi planlamıyordum. Gülüşüm anında solmuştu.
"Hadi San oturalım, zaten geç kaldım" dedim gülerek. Yalandı sırf Felix beni sikmesin diye söylüyordum. San bana yol verirken, ben kendi yerime oturmuştum. Sağımda Yeji, solumda ise San oturuyordu. Felix bana sırıtarak bakınca, gözlerim bir anda ona kaydı.
Gözleri bana ihtiyaçla bakıyordu. Ona kısa bir gülümseme atmıştım. Sonunda toplantıya başlamıştık. Biz proje için konuşurken, elimde olmadan dudaklarımı ısırıyordum. Bu benim çocukluğumdan beri alışkanlığımdı. Bunu beni tanıyan herkes bilirdi.
Gerçekten kendimi engellemeye çalışsamda yine her seferinde dudaklarımı ısırıyordum. San'ın da bakışlarını hissetmiştim üzerimde. Felix, San'a öldürücü bakışlar atınca, ben konuyu dağıtmak için başka başka sohbetler açıyordum.
Toplantı bitince, Felix sinirle odadan çıkıp, kendi odasına girmişti. Ben hiç bir şey anlamamıştım. Acaba neden böyle yapmıştı ki. Neden bu kadar sinirlenmişti. San'ı geçirdikten, sonra Felix'in odasının önünde durup, düşünmeye başladım.
Acaba odaya girmelimiydim? Gerçekten onu çok merak ediyordum. Sinirle kendine bir şey yapar Felix'i tanıyorum. Hızlıca kapıyı açıp, odaya girdiğimde gözlerim şok içinde açıldı. Oda çok kötü dağılmıştı. Felix ise sanki bunları o yapmamış gibi koltukta oturup, dudaklarını ısırıyordu.
"Felix" dedim şaşkınlıkla. Gözleri odaklandığı duvardan kayıp, bana bakarken gözlerindeki siniri gördüm. Gerçekten çok sinirliydi. Yutkunarak yanına geldiğimde bana hala sinirli bakışlarını atıyordu. "Hey ne oldu" dedim merakla. O ise bu dediğime karşı sinirle gülmüştü.
"Ne'mi oldu, sen şakamısın Hyunjin" dedi sinirle ayağa kalkarak. Onunla beraber bende ayağa kalkmıştım. "Felix bak cidden neyden bahsettiğini ve neden bu kadar sinirlendiğini anlamıyorum" dedim sinirle. Bende artık çileden çıkmıştım.
"Ya bu siktiğimin piçi sana öyle bir bakışlar atıyordu ki, onu orda gebertmemek için zor tutuyordum" dedi sinirle. "Felix bakıyordu zaten ben yakın olmadım ki ona" dedim çaresizce.
"Aynen Hyunjin, aynen" dedi sinirle. "Felix gerçekten yakın olmadım" dedim sinirle. Bana inanması gerekirken, şimdi beni tersliyordu. "Hyunjin beline dokunuyordu sürekli" dedi bağırarak.
"Zaten uyardım Felix, evet bir çok kez yaptı ama ben gerçekten onu uyardım, sonra hiç yapmadı sende gördün zaten" dedim çaresizce. "Ne farkeder Hyunjin, dokundu işte" dedi sinirle. "Ben'mi dedim dokunsun diye" dedim sinirle.
"Gerçek şu ki benim bu çabalarım hep boşuna" dedi sinirle. Bana herşeyi söyleye bilirdi ama bunu asla. Bu bardağı taşıran son hamleydi. "Sen iyimisin aklın çalışıyormu, hangi mal kalbini adeta sikip attığı adama yeniden şans verir ha söyle" dedim sinirle.
"Hyunjin" dedi sakin kalmaya çalışarak. "Ne Hyunjin ne, daha ne istiyorsun, sen gözümün önünde bir kız ile seviştin lan, gelip sana böyle bağırıp, çağırdım'mı" dedim sinirle. Kahretsin ki ellerim titremeye başlamıştı.
Felix bunu farketip, şok içinde bana bakıyordu. "Hyunjin sakin ol lütfen" dedi korkarak. "Ne sakini olayım be, benim senin çabana gösterdiğim en büyük desteğim bir sevgili yapmamam, hangi mal yapar bunu, tabiki ben yaparım ben" dedim bağırarak.
Evet çok iyi böyle devam edersem sinir krizi geçirecektim. "Hyunjin otur böyle, hadi bitanem sakinleş lütfen tamam tüm hata bende" dedi korkarak. "Gerçekten yeter artık, yeter, ben var ya ben, gerçekten malım, hala mutlu olacağımızı düşünüyorum salak gibi, bizden hiç bir şey olmaz Felix" dedim sinirle.
"Bizden her şey olur tamam aptallık ettim, sinirliydim söylememeliydim, özür dilerim, hadi sakinleş" dedi korkarak, yanıma yaklaşarak. "Yaklaşma, bundan sonra var ya çabalama Felix, çabalama" dedim sinirle arkamı dönüp, kapıya doğru ilerlerken.
"Hyunjin saçmalama bitiremezsin" dedi Felix endişeyle. Benim ise başım çoktan dönüyordu. Kapı birden açılınca, hiç bilmediğim bir şekilde, gelen adamın üstüne yığılmıştım. Tabi gerisi karanlıktı.
_______________
Herkese merhaba arkadaşlar ufak çaplı bir kaos. Çok abartılı diyecekseniz sinir hastalarını bence biliyorsunuzdur. Neyse bir sonraki bölümde görüşmek üzere 🥟
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Unutamadığım /Hyunlix
CasualeHyunjin çocukluk arkadaşı olan Felix'e deliler gibi aşıktı, ama Felix....