Yeni bölüm zamanıı!
Nasılsınız?
Konuşacak birine ihtiyaç duyarsanız her zaman buradayım.
İyi okumalar!
Hatırlatma
H : "Jeongin, Yungyu seni çağırıyor" demesiyle içeri girdim.
Ygy : "Jeongin hyung sana sarılabilir miyim?" dediğinde ona yaklaştım. Sarılmasına izin verdim. Canımın acısına önem vermedim. Sarılışına karşılık verdim. Kulağıma fısıldadı.
Ygy : "Hyung her şey için teşekkür ederim. Seninle kısa bir zaman önce tanıştım. Keşke daha fazla zaman geçirebilseydik hyung. Ama teşekkür ederim. Hyung'larıma iyi bak olur mu? Ah anneme de lütfen. Kendine dikkat et hyung. Teşekkür ederim hyung" dedi. Ve sustu. Sarılıyorduk. Sırtımdaki elleri gevşedi.
-------------------------------
Korkuyla geriye çekildim. Hafifçe omuzlarından dürttüm.
J : "Yungyu! Yungyu!" cevap gelmedi. Minhee teyze birden ağlamaya başladım. Yungyun'nun yanına yaklaştı.
Mt : "OĞLUMMMM!" diyerek bağırdı. Bir kaç dakika sonra doktor geldi.
Dr : "Lütfen izin verin" diyerek Yungyu'nun yanına ilerledi. Hemşireler hepimizi dışarı çıkarmaya başladı. Gözümü Yungyu'nun bedeninden ayıramıyordum. Donmuş gibiydim. Sadece sesler geliyordu. Kim olduğunu bilmiyorum ama biri bana kollarını sararak dışarıya çıkardı. Dışarıya çıktıktan sonra kim olduğunu hala anlayamadığım kişi bana sarıldı. Gözümün önü bulanıklaşmıştı. Kimin sarıldığını bilmiyorum ama görüş açım artık o kişi tarafından kapatılmıştı. Sırtım sıvazlanmaya başladı. O an ağladığımı fark ettim. Ağzımdan hıçkırık kaçtı. Kendimi tutamıyordum. Bir kaç saniye sonra Yungyu'nun kapısının açılmasıyla bana sarılan kişiden kurtuldum.
Dr : "Başınız sağolsun" diyerek gitti. Minhee teyze yere düşecekken Felix tuttu onu. Sarıldı annesine. Sağ tarafımda bulunan kişiye baktım. Jungwon'du. Eli omzumdaydı. Onunla gözleri doluydu. Etrafa baktığımda Minho hyung'u görememiştim. Jungwon'un yanında ayrılarak ilk tuvalete gittim. Burada yoktu. Bahçeye ilerledim. Görüşüm bulanıklaştıran yaşlar sayesinde biraz zor önümü görüyordum. İlk ön tarafa baktım. Burada da yoktu. Arka bahçeye doğru ilerlerken vazgeçerek otopak kısmına ilerledim. Sonra kenardan bir hıçkırık sesi duydum. Yönümü o tarafa çevirdim. Minho hyung yere çökmüş, ellerini yüzüne kapamış ağlıyordu. Yanına yaklaşarak omzuna dokundum.
"Hyung" dedim titrek sesimle. Kafasını kaldırıp bana baktı. Gözlerinden yaşlar süzülüyordu.
"Jeongin. O..." derken sesi titriyordu. Yanına çökerek sarıldım ona. Daha fazla ağlamaya başladı. Bende onunla ağlama devam ettim. Bir süre ağladık birlikte. Minho hyung yavaş yavaş sakinleşmeye başlamıştı. Telefonumun çalmasıyla geri çekildim. Ayağa kalkarak hyuung'tan uzaklaştım. Jungwon arıyordu. Açtım.
"Neredesin hyung?"
"Minho hyung'un yanında. Neden?" diye sordum çatallı çıkan sesimle.
"Buraya gelin hyung. Cenaze töreni için hazırlık yapılacak"
"Tamam Jungwon" diyerek kapadım. Minho hyung'un yanına geri dönerek
"Hyung. Hadi kalk. Cenaze töreni için hazırlık yapılacakmış" diyerek kolundan tuttum. Ayağa kalktı yavaşça, kalkarken dengesini kaybetti. Neredeyse düşecekti. Koluna girdim birlikte hastanenin içine ilerledik.
>>>>>>>>5 gün sonra>>>>>>>>>
(Ne yapıldığı hakkında pek bilgim yok. Burayı çok da uzatmak istemiyorum. Üzgünüm)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Özür Dilerim Ve Seni Seviyorum / Jeongsung
Fanfiction"Jisung sen de" diyerek uyardı İnyeop hyung. İnyeop hyung'un odadakiler üzerinde baskınlık kurabildiğini fark ettim. "Tamam!" diyerek kafasını kaldırdı. Artık gözlerime bakıyordu. Göz göze geldiğimizde bir şimşek çakmış gibi hissettim. O sırada akl...