"Jisung sen de" diyerek uyardı İnyeop hyung. İnyeop hyung'un odadakiler üzerinde baskınlık kurabildiğini fark ettim.
"Tamam!" diyerek kafasını kaldırdı. Artık gözlerime bakıyordu. Göz göze geldiğimizde bir şimşek çakmış gibi hissettim. O sırada akl...
Nasılsınız? Ben iyi değilim. Bölümü yazmıştım. Kaydetmemişşş!
Eğer yazmamı istediğiniz başka bir hikaye konusu olursa söyleyin. Veya tiktokta önünüze belki çıkar pov diye. Hikaye olsa da okusak derseniz yine söyleyebilirsiniz. İster yorumlardan, ister konuşmalardan isterseniz özelden. Size kalmış.
İyi okumalar!
Hatırlatma
Mutfaktayken bahçedeki kişiye gözüm takıldı. Jungwon fark etmemişti sanırım.
"Hyung uyuyalım mı?" diye sordu. Birlikte araya yürüdük.
"Sen çık ben geleceğim Wonnie" dedim.
"Tamam hyungg~" dediğinde kıkırdadım. Jungwon yukarı çıkmak içi uzaklaşınca adımlarımı bahçeye çevirdim.
______________
Minho hyung bahçedeki salıncakta oturuyordu. Yanına ilerledim.
"Hyung" dememle hızlıca elini yüzüne götürüp silmeye başladı. Kafasını kaldırıp bana baktı. Beni görünce elini indirdi.
"Sen mi geldin? Otursana. Tabi istersen" dedi yanını göstererek. Yanına oturdum.
"Nasılsın hyung?" dedim.
"Bilmiyorum. Ama onu çok özlüyorum Jeongin. Onun için hiçbir şey yapamamış gibi hissediyorum" dedi. Kendini kasıyordu ağlamamak için.
"Bence yani benim gördüğüm kadarıyla sen iyi bir abiydin. Hyung ağlamak kötü bir şey değil ya da seni güçsüz yapmaz. Aksine seni insan yapar. Ağlamak aslında bir duygu patlaması. Bence bir insana ağlama diye teselli vermek çok saçma. Bir insan ağlayarak söylemediği duyguları dışarıya yansıtır. Bu yüzden ağla hyung" dememle gözlerindeki yaşlar akmaya başladı.
"Diğerleri ile uzun zamandır birlikteymişsiniz. Hepimiz çok şey yaşadık. Eğer çok zorlanırsan söyle onlara hyung. Seni daha fazla üzmemek için üzerine gelmiyorlar. Söyle onlara hyung. Yoruldum ben de. Çok darlanırsan anlat onlara. Tabj bana da anlatabilirsin istersen.Kimse seni yargılamaz ya da kötü bir tepki vermezler. Aksine sana destek olurlar hyung. Yeni tanıştık bana güvenmeyebilirsin" dediğim anda ellerini kaldırarak salladı.
"Hayır, hayır. Güveniyorum Jeongin. Sen benim dördüncü sırdaşımsın" dedi. Onu güldürmek için aklıma fikir geldi. Hızlıca ayağa kalkarak elimj silah yapıp başına dayadım.
"Çabuk söyle Lee Minho ilk üç kim?" dedim. Bu yaptığıma hafif bir kıkırdama bıraktı. Oyunuma ayak uydurdu.
"Teslim oluyorum Yang Jeongin" diyerek ellerini havaya kaldırdı.
"İlk üç kim?" dedim. Sesimi ciddi tutmaya çalışarak.
"Soonie, Doongie ve Dori (İnşallah doğru yazdım)" kaşlarımı çatarak
"Onlar kim?" diye sordum.
"Kedilerim" diyince kıkırdadım.
"Yahh! Nesi komik?" dedi hafif sitemle. Ağlaması durmuş ve konu dağılmıştı. Elimi indirerek yerime geri oturdum.
"Komik değil de sevimli" dedim.
"Peki" dedi hafif sitemle.
"Kedilerinin fotoğrafı var mı?" diye sordum. Hızlıca telefonunu açarak fotoğrafı gösterdi.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.