Noel

329 15 86
                                    

Karlı ve soğuk bir aralık akşamı; yeni işten çıkmış Sarışın, sevgilisi için bir hediye arıyordu. Ona uygun bir şeyler. Fakat, sevgilisini mutlu etmek zordu biraz. Duygularını sık sık belli de etmezdi. Yine de Sarışın onun kendisine olan sevgisini hissedebiliyordu.

Kar taneleri bulutlardan süzülerek inmeye devam ederken, Sanji tezgâhları karıştırmayı sürdürüyordu. Sonunda şık bir gümüş saat bulmuştu. Özenle bir paket seçip paketletti saati. Paketi aldı ve çıktı sıcak dükkandan. Dışarısı led ışıklarla süslenmişti, parlak ve büyük yılbaşı ağacı her yerden gözüküyordu neredeyse. Açık kahve botları beyaz karın üstünde iz bırakıyordu Sarışın yürüdükçe. Bir yandan yürürken, diğer yandan biricik sevgilisini düşünüyordu. Dükkanlar arasından geçerken aldığı o mayhoş çay kokusu bilhassa Sarışın'ı etkilemişti. Dükkanlardan birine girip küçük bir kutu ananas çayı aldı. Biraz da sake alıp evin yolunu tutmuştu. Kar biraz daha hızlanmış, hava da soğuduğunda, üşümüştü. Sonra Ellerini birbirine kavuşturup avucuna üflediğinde, elleri biraz da olsa ısındı. Evin yolundaki adımlarını hızlandırdı.

Nihayet apartmandan içeri girip asansöre bindi. Kapılar kapandığında aynadan saçlarını düzeltti ve hediyeyi sıkıca kavradı. 6.kata ulaştığında asansörden indi ve tam önündeki kapıya doğru yürüdü.

Kapı çaldığında, Zoro seslendi Sarı saçlı kadına.

"Üstüne bir şeyler al, sanırım sipariş ettiğimiz yemek geldi."

Zoro, pantolonunun fermuarını çekip kapının arkasına astığı gömleğinden bir kaç dolar çekiştirdi. Sonra kapıya doğru yöneldiğinde, bayan da hemen önündeydi. Bayan kapıyı açtığında, bir çift mavi gözle karşılaşmıştık.

Sanji, defaatle gezdirdi gözlerini ikisinin üzerinde. Göz gezdirdikçe yüzü iyice düşüyor, gülümsemesi kayboluyordu. Zoro'nun göğsündeki ve omuzlarındaki izleri gördükçe gözleri daha da dolmuştu. Elindeki saat kutusunu bırakıp asansöre doğru koştuğunda, Zoro da arkasından koşuyordu. Sarışın defalarca kez kapı tuşuna basmış, ardından nihayet kapı kapanmıştı. Zoro ise tam asansörün soğuk demir kapılarının önünde kalmıştı. Sarışın oraya yıkılmamak için zor tutuyordu kendini. Aşağı kata indiğinde koşarak çıktı binanın kapısından. İkisinin yatağında, başka bir kadınla sevişmişti Zoro. Sanji ne bedenen ne de ruhen kaldıramamıştı ihaneti. Binanın diğer köşelerinden birine gittiğinde yıkıldı dizlerinin üzerine.

Sadece, güzel bir noel dilemişti. Fakat en berbat noeli, hatta en berbat dakikalarına dönüşmüştü saniyeler.
Yeşil saçlı adam binadan çıkmış, Sarışın için bakınıyordu etrafa. Sarışın ise, ellerini dudaklarına kapatmış akan gözyaşlarını seyrediyordu sessizce. Sarı saçlı kadın ise, hırkanın altına bir eşofman giymiş ve dışarı çıkmıştı. Tam kapalı olmayan fermuardan, kırmızı gecelik takımı belli oluyordu hâla. Zoro ile bir arbede yaşamış, bir tokat basıp gitmişti yüzüne. Zoro ise hâla orada, Sarışın için bakınıyordu çaresizce. Sanji onu göremeyince gittiğini sanıp, ellerini çekmişti kontrolsüzce hıçkıran dudaklarından. Sonra bir gölge gelmişti. Kafasını kaldırıp baktı gölgenin sahibine. Sonra kapattı hıçkıran dudaklarını ve ayağa kalktı. Yürümeye yeltenince, Zoro sıkıca fakat nazikçe kavrayıp çekti onu.

"Bırak beni!"

Sarışın, kıvranırken gözyaşları gözlerinden akmaya devam ediyordu. Zoro her ne kadar onu sakinleştirmeye çalışsa da, başaramamıştı. En sonunda, elini dudaklarına kapatıp konuştu.

"Sanji, düşündüğün gibi değil... Gerçekten"

Sanji, Zoro'nun elini çektiğinde söylendi:

"Düşündüğüm gibi değil mi? Kim o kadınla 'bir şeyler' yapmaya zorladı seni madem?! Zorla mı aldın onu yatağımıza?!"

Zoro, Sanji'yi daha yakına çekerken konuştu.

"Dedim ki, düşündüğün gibi değil."

Sanji, parmaklarıyla Zoro'nun vücudundaki ısırık izlerini işaret etti.

"Açıkla bunları!"

Zoro suskundu. Hâla Sanji'yi tutarken bir yandan başını eğdi.

"Ben... Özür dilerim. Söz veriyorum, bir daha yapmayacağım öyle bir şey Sanji... Sana ihtiyacım var... Sensiz yaşayamam..."

Sanji, sinir ve hüznü karışık olarak hissediyordu. Bileğini çekerek konuştu.

"Senin spekülatif yalanlarına inanacak kadar aptal değilim! Siktir git Zoro, bırak beni!"

Sarışın, göz yaşları yanaklarından boynuna inerken sinirle konuşuyordu. Zoro ise bileğini daha sıkıca kavradı.

"Hayır. Bırakmam, bırakamam. Benimle kal, Sanji. Gitmene asla izin vermem...Veremem"

Zoro'nun kavrayışı sıkılaşırken, Sanji sinirle Zoro'nun ayağına bastı. Zoro bir adım bile kıpırdamamıştı.

"Bırakmayacağım seni, Sanji. Üzgünüm."

"Siktir git ve başkalarıyla eğlendir gönlünü!"

"Hayır dedim"

Sarışın'ın sinir ve hüzünle çalkalanıyordu zihni. Birden geçirdi tekmeyi Zoro'nun bacağına. Zoro irkilince de bileğini kurtarıp koştu. Zoro ise arkasından bakabiliyordu sadece öylece. Kendisi yapıp kendi bulmuştu.

Parlak noel ağacının ışıkları yanarken, iki aşığın ise yürekleri tutuşmuş yanıyordu.

.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
Bu konu da hoşuma gitti ama kısa 😭

Taslaklarda kalmasın diye atıyorum 🥰😔

642 Kelime

OneShotS | ZosanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin