25 Şubat, 20.25
Karanlık ve soğuk olan ıssız depoyu güçsüz bir ışık aydınlatıyordu. Beton zeminde bir kaç kırmızı damla vardı. Yeni dökülmüş kan damlalarıydı bunlar. Açık kapıdan ise ayaz vuruyordu yavaşça. Yağmur damlalarının sesi kulaklarında yankılanıyordu. Bir çift mavi göz, karşısındaki adam üzerinde süzülüyordu. Elindeki silahı ise dimdirekt ona doğrultmuştu, dişlerini alt dudağına bastırıyordu.
29 Kasım, 16.05
Sarışın polis memuru, masanın üzerindeki dosyayı inceliyordu.
Peş peşe bir sürü cinayet, cesetlerin ardında bulunamayan izler...
Sanki ilahi bir güç insanları öldürüyor gibiydi.Polis memurunun cılız işaret parmağı kağıtların üzerinde daireler çiziyordu. Telefon ekranı bir bildirimle açıldığında, parmakları telefonu kavradı.
İçeri bir adam girdi başka bir polis memuru ile beraber. Adımlarını kısa tutuyordu. Saçları yemyeşildi, vücudu ise gayet yapılıydı. Sanji kaşını kaldırdı yavaşça. Ardından Turuncu saçlı kadın konuştu:
"Bu adam, kurbanlardan birinin yakını olduğunu iddia ediyor, Sanji. Kendisi bir avukat ve davada bizimle çalışmaktan memnunluk duyacağını belirtiyor."
Yeşil saçlı olan bir adım ileri aldı kendini. Elini uzattı masaya doğru.
"Ben Roronoa Zoro, Memurum."
25 Şubat, 20.30
Sarışın olan gözlerini kırpmamıştı bile. Karşısındakiyle göz temasını kesmiyordu, yeşil saçlı o adam ise soğukkanlılığını koruyarak bakıyordu ona. Sanji nefesini tutmuştu.
29 Kasım, 16.10
Sanji elini sıktı Zoro'nun.
"Sanji."
Avukatın dudaklarının kenarına uçuk bir gülümseme yayıldı yavaşça.
"Üzülerek söylemeliyim ki, kimliği bulunan kurbanlardan Shimotsuki Kuina'nın çok yakın arkadaşıydım. Geçen Cumartesi bir akşamüstü onun evine gidiyorum, fakat dairesinin önüne geldiğimde kapı açıktı. Yerde yatan arkadaşımı gördüğümde nutkum tutuldu inanın. Bu yüzden bu davada size yardım etmekten gurur duyacağım. Değerli arkadaşımın intikamını alacağınıza güveniyorum."
Polis memuru elini çekti yavaşça. Dudaklarından küçük mırıltılar döküldü.
"Eminim ki çok yardımınız dokunacak."
Ertesi gün, yine o küçük ofiste oturuyorlardı. Sanji sordu sert kahvesini yudumlarken.
"Duyduğuma göre kurbanlardan biri de sizin arkadaşınızın babası. Ayrıca bu adam bir kaç yıl önce cezaevinden çıkmış. Kendi öz kızını öldürmeye teşebbüs etmiş. Kız bunların sonucunda çok fazla zihinsel hastalığa tutulmuş. Hatta yürüyemiyor, konuşamıyormuş bile.
Doğru mu bunlar?"Avukat boğazını temizledi.
"Doğru ne yazık ki efendim. Arkadaşım Shimotsuki ne konuşabiliyor ne yürüyebiliyordu. Çoğunlukla ben ilgileniyordum onunla."
Sanji gözlerini devirdi.
"Üzüldüm."
14 Aralık, 07.05
Güneş yeni yeni doğuyordu. İstasyonun çatısındaki kuşlar cıvıldıyordu cıvık sesleriyle. Zoro içeri girdiğinde Sanji'ye seslendi.
"Günaydın, Memurum."
"Günaydın."
Zoro elindeki kahvelerden birini masaya bıraktığında mırıldandı.
"Yaklaşık bir haftadır katil kimseyi öldürmedi, hm?"