Kızlar 2

57 8 102
                                    

Akşamleyin yatağında oturuyordu Sanji. Açık penceresinden hafif bir esinti giriyordu içeri. Mavi gözleri telefon ekranına bakıyordu boş bir şekilde. Aptallığı yüzünden Zoro'yu kaybetmiş olması içini yiyip bitiriyordu. Parmakları klavyesine uzandı yavaşça. Bir şeyler yazıp sildi. Sonrasında sadece 'Özür dilerim.' yazıp gönderebildi. Telefon ekranına bakıyordu hâla. Mesajının altındaki tiklerin maviye döndüğünü gördüğünde gözleri parladı heyecanla. Parmakları titrerken alt dudağını dişliyordu hafifçe. Bir kaç dakika öyke bekledi fakat kimseden cevap yoktu. Sonunda telefonu yatağının yanındaki komodine bıraktı umutsuzca. Böyle olmasını istememişti elbet. Fakat sorun kendisiydi. Yine de o Pudding'e umut verme amacıyla öyle davranmamıştı. Sevgilisinin söyledikleri acı acı aklında dolanırken gözlerini kapattı. Bir kaç dakikanın ardından da uyuyuvermiştu zaten.

Gecenin bir yarısı gözlerini açtı. Fazla bir şey göremiyordu, elini telefonuna uzattı hızla. Ekranı açtığında gözlerini kıstı ışıkla birlikte. Mesaj yoktu. Hiç bir bildirim dahi yoktu. Yutkundu sertçe. Telefonu istemsizce kenara bıraktığında sola çevirdi başını.

Tekrar gözlerini açtığında ise sabah olmuştu bile. Yataktan doğrulurken gözlerini ovuşturdu. Üzerini değiştirdikten sonra banyoya adımladı. Yüzüne soğuk su çarptı, aynaya baktı bir kaç saniye. Okula gitmek istemiyordu. Sınıftakilerle ya da Zoro'yla yüzleşmek istemiyordu. Sadece odasına kapanıp bir mesaj düşlemek istiyordu umutsuzca. İç çekti. Çantasını ve telefonunu da aldıktan sonra dışarı çıktı.

Okula adımlarken ayakları geri gidiyordu. İlerideki köşede Zoro'yu gördüğünde nefesi kesildi resmen. Geri adımladı, duraksadı. Yeşil saçlı genç ilerlerken Sarışın başını eğebildi sadece. Yavaş ve kararsız adımlarla ilerlemeye devam etti. Sadece Zoro'nun onu görmemesini diliyordu.

Nihayetinde okula ulaştığında üst kattaki sınıfına çıktı. Oturacak bir yer arıyordu mavi gözleri. Pudding'in yanına oturmazdı. Zoro'nun yanına ise oturamazdı. Nami elini havaya kaldırdı yanını işaret ederek. Sanji oraya ilerledi, Nami ise Vivi ile oturduğu sıranın arkasını gösterdi.

Mavi saçlı, buğday tenli güzel kız arkasını dönerek dirseğini sıraya koydu. Çenesini ise eline yasladı.

"Senin adına üzüldüm Sanji-San."

Sarışın'ın gözleri karşıda oturan Zoro'ya kayıyordu sürekli. Tekrar Vivi'ye döndü.

"Sorun değil, Vivi-Chan."

Nami de arkasını döndü. Neredeyse omuzlarına uzanan turuncu saçları dalgalandı bir anlığına.

"Elbette sorun, Sanji. Neden dün bana anlatmadın ki? Düşüncelerini bildiği hâlde bütün sınıfa yaymış."

"Ben..."

Vivi araya girdi.

"Ama onu da suçlayamayız Nami. Yanii... Öyle hissetmesi normal. Sanji-San Pudding'le biraz fazla yakındı."

Nami iç çekti derince.

"Haklısın tatlım. Yine de bilmiyorum... Konuşup halledebileceğiniz bir şey gibiydi Sanji."

"Ben ona fazla çıkıştım... Söylemekte haklıydı. Son zamanlarda Pudding'le fazla yakındım. Ama amacım bu değildi Nami, biliyorsunuz."

Nami başıyla onayladı.

"Elbette biliyoruz. Ufak bir yanlış anlaşılma. Çözülemeyecek bir şey değil."

Sarışın sırada kollarını kavuşturdu sonra başını koydu.

"Hayır. Çözülemeyecek bir şey. Her şeyi berbat ettim Nami."

Nami tekrar dudaklarını aralamışken kız arkadaşı omzuna bir el koydu ve başını salladı. Sonra fısıldadı gülümseyerek hafiften.

"Siz her şeyi çözebilirsiniz Sanji-San. Sevgili olmadan önce de çok kavga ederdiniz. Ufak şeyler bunlar bilirsin."

Sanji mırıldandı.

"Umarım."

Sarışın bütün gün boyunca kafasını kaldırmamıştı bile. Zoro sorunu yetmezmişçesine birde sınıftaki aptallar onunla dalga geçiyordu. 'Eşcinsel ucube, Top.' ve benzeri gibi. Tabii umursadığı söylenemezdi. Çünkü artık önemsizdi zaten.

Zoro ise gözlerini kısmış pencereyi seyrediyordu. Başı herzamanki gibi kolları üzerindeydi. Pişman olması gereken kişinin kendi olmadığını biliyordu. Yine de bütün sınıfa yaydığı için kendini suçlu hissediyordu. İki türlüde kaybedecekti Sarışın'ı. O ise zor yolu seçmişti isteksizce. Eğer Sanji o Pudding denen 'sürtükle' bu kadar ilgili olmasa Zoro zaten bu eşcinsellik meselesi hakkında gerekeni yapardı. Bunu Sanji de biliyordu. Fakat Zoro yine de Sarışın'ın bunu istemediğini bile bile yaymıştı 'küçük sırlarını'. Dün de fazla sert çıkışmıştı. Özür mesajına da cevap verecek yüzü bulamamıştı kendinde. Çok seviyordu ama gururu el vermiyordu onu affetmeye. Kıskançlıktan ölüp bitiyordu bir şey yapamayacağını bilse bile.

Son ders zili çaldığında Sarışın ayağa kalktı birden. Tam dudaklarını aralamışken Zoro sınıftan çıkıp gitmişti bile. Yumruğunu sıktı geri çekilirken. Nami başını döndürüp baktı.

"Sanji. Boşversene şunu."

Başını eğdiğinde Sarı saçları gözleri önüne düştü.

"Ben... Yapamıyorum Nami. Suçlu olduğumu biliyorum... Sadece onu kaybetmek istemiyorum. Ama... Çoktan kaybettim sanırım."

Vivi iç çekti sıradan çıkarken.

"Haftaya kadar barışmış olursunuz Sanji. Biz de Nami'yle böyle ufak kıskançlık krizleri yaşıyoruz, biliyorsun. Ama hâla beraberiz ve mutluyuz. Bir kaç kız sizin sevginiz önüne geçemez. Kendini yorma."

Başını salladı Sarışın, sonra da birlikte eve yürüdüler.

Geceleyin yeşil saçlı genç telefonunda bir kaç video kaydırıyordu. Üstten gelen mesaja ilişti gözleri.

Sanji
Özür dilerim. Tekrar.

Mesajı açmadı bile. Sadece gelen bildirimi sildi. Sonrasında telefonu kenara koydu.

Zoro'nun elinden hiç bir şey gelmiyordu.

Sanji'nin elinden de hiç bir şey gelmiyordu.

.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.

Aceleyle yazıldı biraz kötü oldu tabi 😍🤭🥰

297292827282 yıl bekletip de böyle bir şey yazmak olmadı biliyorum maalesef 🙏🙏

ÇOK ÖZLEDİM HEPİNİZİİ

Neyse yine bir ay gidiyorum heralde olur öyle şeyler (okul koyuyo biraz bana) 😻😻

İyi Bayramlarr 💙🎉

750 Kelime

OneShotS | ZosanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin