Düğün

140 5 55
                                    

Zoro, yılların ardından Sarışın ile görüşmek için gelmişti okula. Sarışın, burada öğretmendi. Lakin şuan ortalarda gözükmüyordu. Zoro sandalye çekip oturdu bir masaya. Etrafına küçük ilkokul öğrencileri toplamıştı. Hepsi Zoro'nun kim olduğunu sorguluyordu. Bir süre sonra ısrar ettiler; Zoro'nun neden burada olduğunu öğrenmek istiyorlardı. Zoro da anlatmaya başlamıştı Sarışınını

"Biri vardı... Saçları güneş gibi parlar, gözleri yıldız gibi ışıldardı. Soluk cildi bir bulut kadar yumuşak, dudakları bir pamukşeker kadar tatlıydı..."

Zoro anlatırken çocuklar ise kıkırdıyorlardı

"Amca! Cildi nasıl bulut olsun? Ya da dudakları nasıl pamukşeker olsun ki!"

Zoro iç çekti. Çocuklar anlamamıştı belki, ama anlatmak iyi gelmişti ona.
Sonra Zoro'nun gözleri, uzaktan gelen Sanji'ye ilişti. Yanında bir kadın da vardı. Kahverengi saçlı güzel bir bayan. Zoro bir kendi ellerine baktı, bir de Sanji'ye. Sonra masadan kalkıp çıkışa doğru ilerledi. Bütün gücü çekilip alınmıştı kendinden. Zoro giderken, Sanji'nin gözleri masadaki çiçeklerlere takıldı. Çocuklara sordu soruşturdu.

"Öğretmenim, Yeşil kafalı deli bir adam vardı"

Deliydi... Sanji için deliydi o adam... Sonra Sanji çiçekleri aldı eline; çocuğu uyardı nazikçe. Biri hakkında öyle konuşması hoş değildi elbet. Pudding ise bu yeşil saçlı adamı hâla bilmiyordu.

"Canım, o kim?"

"Ah. Bir şey değil, tatlım"

Sanji elindeki yasemin buketine bakıyordu. Zoro en sevdiğinden almıştı. Sonra iç çekip çiçeklerle ve çocuklarla birlikte sınıfa gitti.

Zoro da çoktan kendi apartman dairesine gitmişti. Orada çok bir şey hissetmemişti ama şimdi çıkaramıyorum yarasına saplanan bıçağı. Zar zor dikip gittiği yarası tekrar kanıyordu. Fakat onun hayatına devam etmesi normaldi... Zoro da takılı kalacak hâli yoktu Sanji'nin. Zoro da devam edebilirdi başkasıyla belki; ama verdikleri sözleri kim tutacaktı?..

Oraya gitmişti, peki neden bir şey yapmamıştı? Neden sarılamamıştı Sarışın'a?..

Ertesi gün, kanayan yarasıyla birlikte tekrar gitmişti o okula. Öğlen molasında, sınıftaki Sarışın, masasına oturmuş kağıda bir şeyler yazıyordu. Zoro yavaş ve özgüvensiz adımlarla yanına ilerledi. Masasına düşen bir çiçek yaprağıyla Sarışın kafasını kaldırıp Zoro'ya baktı derince. Onu görmeyi beklemiyordu.

"Zoro..?"

"Sanji..."

Sanji gözlerini kaçırırken, Zoro ise dimdirek onun gözlerine bakıyordu.
Sonra tüm cesaretini toplayarak konuştu Zoro:

"Sanji... Ben konuşmak istiyorum..."

"Ah... Şimdi mi?"

"Fark etmez... Sadece konuşmak istiyorum"

Öğretmen, gözlüklerini çıkartıp masaya koydu ve ayağa kalktı.

"Üst caddedeki kafe uygun mu?"

Zoro şaşırmıştı. Zira, Sanji hiç bir zaman kahve seven biri değildi. Kafe gibi yerlerden de hoşlanmazdı. Zoro neden orayı seçtiğini bilmese de, kabul etmek düşerdi ona da.

"Uygun."

İkili okuldan çıkmış, yavaşça üst caddeye yürüyorlardı.

"Nasıl gidiyor, Zoro?"

"İyi, iş felan... Senin?"

"Benimde öyle."

Sonrasında ikili, kafeye girip bir masaya oturdular. İki kahve söylediler. Kahveler geldiğinde, iç çekti Zoro.

OneShotS | ZosanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin