Güneş pırıl pırıldı her sabahki gibi. Dışarıda hâla bir önceki geceden kalan karlar vardı, yavaş yavaş eriyip su birikintilerine dönüşüyorlardı. Açık pencerelerden birinden, sıcak sınıfa doğru rüzgâr esiyordu. Sarışın çocuk kapıdan içeri girdiğinde Zoro gözlerini araladı ufakça. Sarışın her zamanki gibi kızları selamlıyordu, sonrasında yavaş adımlarla erkek arkadaşının oturduğu sıraya ilerledi. Oturduğunda; Zoro başını masadan kaldırarak yanındaki gencin saçlarını karıştırdı. Sarışın, sevgilisinin elini saçından çekmeye çalışırken söylendi.
"Hey! Saçımı bozmayı bırak, aptal yosun!"
Zoro sonunda ellini Sanji'nin saçları arasından çekip çıkardığında sırıtıyordu. Sanji iç çekip önüne döndü, bir kaç saniyenin ardından da öğretmen gelmişti zaten.
Ders boyu Zoro'nun gözleri, yanındakinin üzerindeydi. Pencereden vuran gün ışığı saçlarına düşüyordu. Başını sıranın üzerindeki kolları üstüne koymuştu. Zoro'nun görüp görebileceği en güzel manzaralardan biriydi sevgilisi.
Teneffüste Sarışın, kızların yanındaydı her zamanki gibi. Duvara yaslanmış onları dinliyordu. Yüzü kızarıp bozarıyordu sürekli. Elbette sevgilisinin hiç hoşuna gitmiyordu bu manzara. Yine de ses etmiyordu pek. En nihayetinde Sanji'ye güveniyordu.
Okul bitmiş, son zil de çalmıştı.
Zoro çantasını toparlarken önündeki Sarışın yerinden kalkmış, kızların yanına gitmişti çoktan. Zoro'nun kaşları hafiften çatıldığında yeşil saçlı genç yerinden kalkıp onların yanına gitmişti."Kıvrık kaş?"
Sanji başını çevirip ona baktı. Sonra mırıldandı.
"Bu gün Pudding'le birlikte yürüyecektik aslında-"
Zoro sözünü kesti.
"İki dakika konuşabilir miyiz?"
İkili sınıfın dışına çıktıklarında kapı önünde durdular. Koridorda kimse yoktu.
"Gerçekten bana karşı onu mu tercih ediyorsun?"
Sanji elini ensesine götürdü.
"Hayır, öyle bir şey yok elbette! Sadece... Benden rica etti. Birlikte yürümek için, ben de kırmak istemedim. Sorun olur mu? Sadece bugünlük, Zoro."
Zoro geri adımladı.
"Hayır. Sorun değil. Sonra görüşürüz."
Yeşil saçlı olan arkasını dönüp yürüdüğünde Sarışın bir anlığına değişik bir duygu hissetti içinde. Yüzünü ekşitti hafiften. Sonrasında sınıfa geri döndü.
Ertesi sabah kuş sesleri sınıftan duyulabiliyordu. Sanji sınıfa girdiğinde sırasına ilerliyordu ki, kahverengi saçlı kız ona seslendi.
"Sanji-San! Yerin burası."
Sanji başını kaldırdı. Pudding yanını işaret ediyordu.
"Ah, hayır hayır. Benim yerim orada?"
Pudding kıkırdadı, Sanji'nin yakınına adımlıyordu.
"Ben öğretmenle konuştum, oradan göremiyordun sanırım. O da seni buraya aldı."
Sarışın üzerinde bir çift göz hissediyordu. Başını hayır anlamında salladı, ardından Zoro'ya baktı. Zoro ise Sarışın'ın ona baktığını anlayınca başını pencere tarafına çevirdi. Sanji alt dudağını dişledi hafifçe. Sonrasında gözleri tekrar karşısındaki kıza döndü.
"Yanii... Öğretmen söylediyse... Pekala..."
Pudding onu kolundan çekiştirerek 'sıralarına' götürdü.