1. Bölüm

276 31 94
                                    

Jisung:

Biri bana arkamdan sarılmıştı. Ama bu dokunuş tanıdıktı. Bana güven veriyordu. Arkamı döndüğümde sarılan kişinin Minho olduğunu gördüm.

"Sonunda Jis. Seni bulmayı başardım!" demişti sevinçle.

Beni mi aramıştı? Etrafıma bakındım. Her yer beyazdı. Ve Minho'nun yavaşça silinişini izlemek zorunda kaldım.

Her ne kadar rüya olsa bile iyi hissettirmişti...

Gözlerimi açmam gerekiyordu ama ben istemiyordum. Tekrar rüyaya dönmek için gözlerimi kapalı tutmalıydım.

Ama imkansız gibi bir şeydi bu. Çoktan silinmişti hergün gördüğüm rüya.

Doktorlar rüyamı Minho'yu görmek isteyen bilincimin bulduğu bir yol olarak görüyordu.

Ve şuan bir doktor beni sarsarak uyandırmaya çalışıyordu..

Gözlerimi açtığımda, "Sonunda uyandın. Sana söylememiz gereken önemli şeyler var." dedi. Uzun bir süredir uyandırmaya uğraşıyormuş gibiydi.

"Ne gibi?" diye sordum.

"Okula gideceksin artık. Bunun tedavin için iyi olabileceğini düşündük." dedi. Ben mi yanlış anlamıştım?

Evet, çok mantıklıydı. İnsan içine karışmaktan korkan, bayılabilecek olan, sürekli zarar göreceğini düşünen birini otuz kişinin içine bırakmak çok doğruydu. Kesin tedavimde olumlu sonuçlar alırdık.

"Öyle bir şey olmayacak." dedim. O ise gözlerini devirdi. Tam kalkacaktım ki, "Minho ile aynı okula gideceksin eğer kabul edersen." dedi.

Bir anda durdum. Şuana kadar sadece rüyamda özlem giderebildiğim Minho'yu gerçekten görebilecek miydim?

Ona gerçekten sarılabilir miydim?

"Gerçekten mi?" diye sordum çocuksu bir hevesle.

Ve sağolsum beni hiç bırakmayan iç sesim konuştu, "Yok şaka. Şahsen ben inanmıyorum. Eğer gidersen ölersin zaten.Ama sen salak olduğun için Minho uğruna kriz üstüne kriz geçireceğin okula gideceksin." demişti. Ve ben gazla çalıştığım için yine sırf ona inat olsun diye doktora dönüp, "Pekala gideceğim. Ne zaman gitmeliyim peki?" diye sordum. İlaçlarımı aldığım sürece bir sıkıntı olmazdı değil mi?

Doktor gülümsedi, "Bugün. Dur sana okul formalarını getireyim her gün onları giyip gideceksin. Okula kadar seni özel servisimiz götürecek." dedi ve çıktı.

Minho:

Sonunda, 6 yıl geçmişti ama Jisung okuldaydı. İlk derse daha girmemiştik. Beni gördüğü gibi sarılmıştı. Normalde benimle asla temasta bulunmaz ve ben sarıldığımda çoğunlukla karşılık vermezdi ama şuan kendisi bana sarılıyordu. Gerçekten özlemiş olmalıydı...

Bir süre sonra ağladığını fark etmiştim. Sesimi hafiften kısarak, "Jisung? Neden ağlıyorsun?" diye sordum. Geri çekildi. Sanki inanamıyormuş gibiydi.

"Sen gerçek misin? Yoksa bu da beynimin bir oyunu mu? Takıntılarımdan oluşan bir parça mısın? Yoksa sana şuan gerçekten dokunuyor muyum?" diyerek aynı anlama gelen 4 soru sormuştu. Ona orada bunlarımı öğretmişlerdi?

"Gerçeğim ben Jisung. Ben seni 6 yıldır bekleyen gerçek Minhoyum.

Gözleri yorgun bakıyordu. Sanki her an yere düşecek gibiydi. "Oturmak ister misin?" diye sordum. O ise bir şeyden rahatsız olmuş gibiydi. "Burası neden bu kadar kalabalık." diye sordu. "Normal. Okulda neredeyse bin kişi var." dedim. "Daha az kişinin olduğu bir yere geçsek olmaz mı? Zarar verebilirler." dedi. Kaşlarımı çattım. Kafamı onaylayarak onu yangın merdivenlerine götürdüm.

"Jisung neyin var?"

"Biliyorsun. Kalabalık ortamlarda olunca fiziksel olarak iyi hissetmiyorum. O insanlara hiç güvenmiyorum. Benim için sadece sen varsın."

Nasıl yani? Jisung iyileşmemiş miydi? O sorumsuzlar Jisung'u böyle bir yere getirmişlerdi ve o hastaydı!

"Jisung seni iyileşmeden neden getirler?"

"Bilmiyorum. Tedavi sürecimde olumlu sonuçlar alırlarmış. Seni göreceğimi öğrendiğimde düşünmedem kabul ettim"

İyide okuldaki şerefsizler bunu tek bırakmazlardı ki? Jisung'a acı çektirmek isteyeceklerdi çünkü yarısı sadistten oluluyordu.

İlk geldiğim gün hastalıklarım öğrenilmişti. Yaklaşık 2 ay boyunca zorbalığa maruz kaldım. Ama ben baş kaldırmıştım her seferinde. Jisung.. O bunu yapabilir miydi?

Zilin çalması ile onu sınıfına uğurladım. Arkamdan bakakalmıştı.

Umarım kötü bir şey olmaz..

Jisung

Aynı sınıfta olduğumuzu sandığım için biraz şaşırmış ve üzülmüştüm gitmesine. Ama molalar vardı değil mi? Onu tekrar görecektim. Bunu düşünerek bir sıraya oturdum. Bir kaç dakika sonra biri geldi başıma, "Kalk orası benim yerim." dedi. Sert bir şekilde konuşuyordu. Bunu sevmemiştim. Siktir... Yine bir krizin eşiğindeydim.

Çantama eğilip ilaçlarımı aramaya başladım. Onlara ihtiyacım vardı. Kalbim deli gibi atıyordu. İlaçlarımı aradığım sırada çantamı alıp içindekilerin yere dökülmesini sağlayacak şekilde salladı ve bir kenara fırlattı.

Durumum kötüye gidiyordu.

Sınıftaki diğer zeki insanlarda durmuş bakıyordu. Lan ben burada ölüyorum onlar dedikodu derdinde.

Nefes alış verişlerim huzlanırken aynı zamanda kesik kesik olmaya başlamıştı.

Çocuk beni kolumdan tuttu ve bir kenara savurdu.

Acilen ilaçlarıma ihtiyacım vardı.

"Kalk dediğimde kalksaydın bunları yaşamazdın." dedi ve yerdeki paranoya ilacını aldı.

"Ne bu? Uyuşturucu falan mı?"

Bir anda sınıfa biri geldi. Muhtemelen öğretmendi.

"N'oluyor burada?" diye sordu.

Hala nefes almakta zorluk çekiyordum.

Onun gelişi ile çocuk, "Arkadaş çantasını açık unutmuşta hocam. Yere düşünce eşyaları saçıldı bende yardım ediyordum." diyerek elindeki paranoya ilacını bana uzattı.

Aynen çok masumsun.

Bir an önce içsem iyi olurdu. İlacı içtikten sonra nihayet kendime gelebilmiştim. Evet.. Buraya güvenmemekte haklıydım...

◯◯◯

Zil çaldığında Minho'yu bulabilmek için koridora çıktım.

Yaklaşık iki dakika sonunda onu bulmuştum.

Ama yalnız değildi.

Ve her ne kadar buna kendimi hazırlamış olsamda bu görüntü bana acı veriyordu...

⬤⬤⬤⬤⬤⬤⬤⬤⬤⬤⬤⬤⬤⬤⬤⬤⬤⬤⬤⬤

Nasıldı bu bölüm? Bir de bir şey soracağım. Sizce Minho'nun sevgilisi olsun mu? Yoksa sadece arkadaşları mı?

Bir de Jisung'un takıntısını aşk ile karıştırmayın sakın. Daha var oraya

HAYALET OKUYUCULAR, KAPINIZI KAPAYIN GECE UYURKEN....
(ben camdanda girerim gerçi. olmadı ışınlanırım)

:)

Patient |minsung|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin