5. Bölüm

212 25 79
                                    

Jisung:

Uyandığımda Minho'nun kucağına uzanmış haldeydim. O ise oturarak uyumuştu. Muhtemelen boynu tutulacaktı ve bütün gün ağrı çekecekti. Başta onun için üzülsemde, "Karma böyle bir şey herhalde, dün seni itiyor bugün boynu tutuluyor." diyen iç sesimle üzülmekten vazgeçip aksine ona inat haraket etmeye karar verdim.

Sonuçta dikkatli olabilirdi. Arkasında benim olduğumu bilen bir kahin olmalıydı Minho. Ama değildi.

(Çaktırmayın bölüme konu falan gerekiyor.)

Minho yavaş yavaş gözlerini açmıştı. O gözlerini açarken bende kapamıştım. Açıkçası ne yapacağımı merak ediyordum.

Önce yüzüme eğildiğini hissettim. Muhtemelen uyuyup uymadığıma bakıyordu. Tam yavaşça kalkacakken bacağına sarılıp arkamı dönerek durmasını sağladım. Derin bir iç çekti. Ardından saçlarımı okşamaya başladı.

"Çok tatlısın biliyor musun?" dediğinde kalbim hızlanmıştı.

İlk defa iltifat almıştım..

"Çok masumsun ama etrafındakiler masum değil. O kendine doktor diyen aptallar senin iyileşmeden dışarı çıkmana izin vererek hata ettiler. Ama hayır. Oraya dönmene izin veremem. Orası senin için iyi bir yer değil." dedi. Ne demekti bu? Etrafımda kim vardı? Minho.. O da mı masum değildi?

"Bu kesin bi halt biliyor. Neyse böylece kurtulduk o bok çukurundan. O neydi öyle ya. Hapishanede bile daha çok hak tanıyorlardır." diyen iç sesime karşı ne diyeceğimi bilemedim.

Minho konuşmaya devam etti, "Biliyorum, her zaman yanında olamayacağım. İyileşemeyeceğinide biliyorum. Şuana kadar iyileşmemenin sebebinide biliyorum. Keşke her şeyi anlatabilsem. Ama şu siktiğimin zamanı bir türlü geçmiyor. Off yapmam gereken bir sürü sorumluluğa sahibim ama her şeyi bir kenara koyup seninle istediğim gibi 6 yılın acısını çıkarmak istiyorum. Ama işte yapamıyorum. Sadece istemekle kalabiliyorum. Ama bundan sonra oraya dönmene izin vermeyeceğim. Seni hayatımın sonuna kadar koruyacağım." dedi. Bu sözlerinin üzerine kafamı kaldırdım. Uyanık olmamı beklemiyor gibiydi.

"Hep koruyacak mısın?" diye sordum.

"Evet" dedi.

"Asla yanımdan ayrılmayacak mısın?" diye sordum.

"Asla ayrılmayacağım" dedi.

"Söz mü?" diye sordum.

"Söz" dedi. Ve o her zaman sözlerini tutardı.

𖠁𖠁𖠁

Sabah erkenden uyanık olmaya alışık olmadığım için derste uyumuştum. Kalkmamın sebebi uykumu almam değildi.

Saçımı çeken Woojin ve yanındaki arkadaşlarıydı. "Koruyucu meleğin nerede?" diye sordu alayla. "Aw unutmuşum. O uzaklaştırma aldığı için gelemiyordu değil mi?" dedi yine alayla ve alnımı masaya çaptırttı.

Etrafıma kısa bir süreliğine göz gezdirdiğimde kimsenin olmadığını gördüm.

Okul bitmiş miydi?

Ve ben burda onlarla yalnız mı kalmıştım?

"Geç yükleniyor buna kusura bakmayın." diyebiliyordu ama hala iç sesim.

↜↝

Tam 37 kez. Tam 37 kez bana vurmuşlardı. Hepsini saydırmışlardı. Üzerimde kırmızı bir boya vardı. İlk defa bu renkte bir boya vardı ve epey bir kırmızı tonu görmüştüm.

Onlardada vardı aynı renkten. Gülüyorlardı.

Gülmeli miydim bende?

Gülemeyecek kadar yorgun hissediyordum...

Son hatırladığım şey, "Bunun uyuyarak geçirebileceğin bir yorgunluk olduğundan emin değilim." diyen iç sesimdi...

𖡟𖡟𖡟𖡟𖡟𖡟𖡟𖡟𖡟𖡟𖡟𖡟𖡟𖡟𖡟𖡟𖡟

Bu bölüm gerçekten çok kısa oldu özür dilerim. Çalışmam gereken derslerim var ve okuldan yeni geldim. Eğer atabilirsem bugün bir bölüm daha atarım. (Ve burda kesmek çok güzel geldi.)

Bu fanarttan  aşırı derecede  ficin vibe'ını alıyorum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bu fanarttan aşırı derecede ficin vibe'ını alıyorum. Sanırım bunların sarılıp uyumasını özel bir olay haline getireceğim.

Ay sizin gülüşünüze kurban

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ay sizin gülüşünüze kurban

Patient |minsung|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin