Derinden duyduğum sesle zorla gözlerimi açtım. Elimi uzatıp komodin'in üstündeki telefonu aldım. Hâlâ çalmaya devam eden alarmı kapatıp, telefonu tekrar komodin'in üstünde koydum. Elimle destek alıp doğruldum ve belimi yatağın başlığına yasladım. Bacaklarım hâlâ sızlıyordu. Hayatımda ilk defa böyle oynamıştım. Pardon oynamaya çalışmıştım
Yeniden gözümün önüne gelen şeyle kaşlarım çatıldı. Dün geceden beri aklımdan çıkmayan şey yüzünden zaten zar zor uyumuştum. Uyandım hâlâ benimle! Karan beni öpmüştü ve ben, beni öpmesine izin vermiştim! Üstelik karşılık vermiştim! Üstüne birde benden cevap beklediğinde olmaz dememiştim! Ne yani istiyor muydum??? "Ay!!!" Diye bağırdım pikeyi üstümden attırırken
"Duygularımı birbirine kattı bu adam benim ya! Aklım karman çorman oldu! Dengesiz herif, dengemi bozdu!" Diye söylenirken yataktan çıkıp lavaboya doğru ilerledim
***
Okula geldiğimde sınıfın yolunu tuttum
Sınıfa girdiğimde ayağa kalkan çocuklara "günaydın" deyip oturmalarını işaret ettim. Çantamı masaya bıraktıktan sonra bende oturdum ve defteri önüme çektim "Öğretmenim" diyen Erkan'ın Sesiyle kafamı kaldırdım. "Biz Ayşen' in yanına ne zaman gideceğiz? Çektiğim fotoğraflar hâlâ duruyor. Gösteremedim bir türlü" dediğinde "bugün olmayabilir ama söz yarın gideriz" dedim"Tamam" dedi otuz iki diş sırıtırken. Heyecanlanan Erkan'ın haline gülümseyip defteri doldurmaya koyuldum
***
Konağa yaklaşırken yanaklarımın yandığını, hatta giderek bütün vücudumun yanmaya başladığını hissettim. Kapının önüne gelince durdum. Elimi kapının koluna attım. Derin nefesler alıp vermeye başladım. Yarım dakika bekledikten sonra kapıyı açıp, yavaşça ittirdim
Bahçede kimse olmadığını görünce, rahat bir nefes verip merdivenlere yöneldim. Ayşen' in odasının önüne gelince art arda üç kez tıkladım. Yaklaşık bir dakika sonra kapı, Ayşen tarafından açıldı. "Hoşgeldiniz öğretmenim. Balkona çıkalım mı? Abimgil yok. Bahçeye inmemiz zor olur" dediğinde gülümseyip kafamı salladım ve anında arkasına geçtim
Sandalyesinden tutup balkona doğru ilerlettim
Sandalyeyi çekip oturduğumda, omzumda takılı olan çantayı çıkarıp masaya bıraktım. "Abim dikkatli olun diye uyardı çıkarken. Konakta yalnızca babaannem, siz ve ben varız. Sanırım bunun için dedi" diyen Ayşen'in sesiyle Kaşlarım çatıldı. "Abin nereye gitti ki?" Diye sordum Ayşen'e bakarak. "Bilmiyorum. Kaya ve Ömer abimi alıp aceleyle çıktı" diye yanıtladı
Noldu ki acaba? Niye öyle apar topar çıktılar?"Ayşen! Korkma kızım! Kurtaracağım seni o haydutun elinden!" Diye bağıran ses düşüncelerimden sıyrılmama sebep olurken olduğum yerde irkildim. Sultan nine elindeki silahı bana doğrultmuştu! "Ne haydutu babaanne??? Öğretmenim o benim. İndir şu silahı!" Diye bağırdı Ayşen babaannesinin yanına doğru ilerlerken. "Ha şöyle, şimdi hedefimdesin. Seni düşman hatlarından gönderilen haydut seniii! Sonunda silahımın ucuna düştün"
Diyen kadın namluyu üzerimde gezdirdi. "Nerden vursam acaba?" Derken birden ayağa kalktım. "Ay durun! Valla öğretmenim ben ya. Sürekli haydut muamelesi yapıyorsunuz. Acaba psikolog bozuntusuyla falan mı Karıştırıyorsunuz?" Dediğimde kaşları çatılan kadın elindeki silahı salladı
"Sus seni haydut bozuntusu öğretmen! Karan oğlum 'dikkat et babaanne' dedi. Demekki senin gibi hayduttan bahsetmiş. Şimdi vuracağım seni!" Dedi ve elindeki silahın namlusunu kalbime hizaladı. "Babaanne hayır! Ya valla öğretmenim! Bana ders vermeye geliyor!" Diye bağıran Ayşen'i sanki duymuyormuş gibi eli tetiğe gitti. "Ay bu kadın vurucak beni! Hiç birşey hatırlamayan bir kadına ne desem vazgeçerki vurmaktan???" Diye mırıldanırken kadın işaret parmağını tetiğe koydu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Öğretmen Hanım
Teen Fictionİlk atama yeri Mardin olan bir öğretmen , ve geçirdiği kaza nedeniyle dışarıya çıkamama fobisi oluşturan kız kardeşi için öğretmen arayan Mardin ağasının oğlu ile tanışırsa sizce ne olur?