10. Bölüm(sezon finali)

6.5K 456 194
                                    

Araba konağın önünde durduğunda , kaya hızla inip kapımı açtı. İnmemi bekleyen kayaya Gülümseyip zorla ayağımı arabadan aşağıya attım. Koşarak bana doğru gelen çocuklar, hızla bacağıma sarıldılar. Ayşen, Nazlı, Berfin ve Erkan dörtlüsünün gözlerinin kızarıklığı ağladıklarının göstergesiydi

Ayşen burnunu çekti. "Size birşey oldu diye çok korktuk öğretmenim" dedi. ardından Nazlı hâlâ ağlamaya devam ederken "evet" diye başını salladı ve o da burnunu çekti. "Çok ağladık" diye ekledi. Dizlerimin üstüne çöküp, kollarımı açtım. Birden boynuma sıkıca sarıldıklarında hafif geriye doğru sendelesemde aldırmadım ve sıkıca sarıldım

Erkan geri çekilip yüzüme baktı. "Sizin için de çok endişelendim ama erkek adam ağlamaz diye ağlamadım. Ayşen ağlamaya başlayınca Ayşen ağlıyor diye benden istemsizce geldi gözyaşlarım" dediğinde içtenlikle sırıttım. Bu çocuk bir başka seviyor. Birden ayağa kalktım. "tamam artık..." dedim hâlâ huzursuz olan Ayşen, Nazlı ve Berfin'e bakarak. "iyiyim ben. Rahatlayın artık" dediğimde üçü de aynı anda ellerini gözlerine götürüp gözyaşlarını sildiler

Bana doğru gelen Müdür yardımcısı ve Viran Beyi buldu bakışlarım. Müdür yardımcısı telaşla "sizin için çok endişelendik Güneş Hanım. Özelliklede çocuklar..." Dedi eliyle çocukları gösterirken. "İyi misiniz?" Diye sordu sonra. Aşağı yukarı başımı salladım. "iyiyim mehmet Bey. Merak etmeyin"
"Olan bunca şeyden sonra , sevgiliniz hakkında hâlâ aynı şeyleri mi düşünüyorsunuz?" Diye soran viran beye kaydı bakışlarım. Bana bakan adamın ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalışıyordum. "Önceden ne düşündüğümü biliyormuydunuzda bu soruyu soruyorsunuz? Üstelik bu anlamsız sorunuzun yeri olduğunu düşünmüyorum viran Bey" dediğimde kaya'nın karan'ı tuttuğunu gördüm

Yüzü düşen Viran Bey hızla arkasını dönüp gitti. "Geçmiş olsun Güneş Hanım. En iyisi siz bugün dinlenin..." diyen müdür yardımcısı çocuklara doğru döndü. "Hadi çocuklar biz gidelim, öğretmeniniz biraz dinlensin" dediğinde çocukların bakışları beni buldu. "Görüşürüz öğretmenim" dediler hep bir ağız ağızdan

"Görüşürüz" dediğimde istemeyerek de olsa gittiler. Ömer Ayşen'in yanına gidip sandalyesinden tuttu ve iteklemeye başladı. "Hadi Ayşenciğim bizde seninle birşeyler yiyelim. Bu olaylar beni acıktırdı" dedi mutfağa doğru giderlerken. Karan'a bakış atıp yanına doğru ilerledim. "Sorucağım ve anlatacağın çok şey var karan Kandemir. Ancak zamanı değil. Önce bir kendime gelmem lazım. Beni eve götür" dediğimde hızla gelip beni kucağına aldı ve merdivenlere yöneldi

"Hey! Nereye ya?! Eve gideceğim dedim!" Diye cırlasamda fayda etmedi. Kapalı olan odasının kapısına tekme atarak kapının açılmasını sağladı. Aynı işlemi yaparak kapıyı kapattı ve beni masaya otutturdu. Elleri belimi tutarken bakışlarını gözüme sabitledi. "Ne sorarsan sor gerekirse saatlerce yılmadan cevaplarım..." dedi ve bakışları bir anlığına dudağıma kaydı

"Ama önce saatlerdir kendimi tuttuğum şeyi yapmam lazım" dedi ve birden dudaklarını dudağıma bastırdı. Öpüşü giderek sertleşirken belimdeki elleri yukarı doğru çıkıyordu. Bir elimi ensesine, diğer elimi ise yeni yeni çıkan sakallarında gezdirdim. Yaptığım hareket hoşuna gitmiş olacak ki öpüşünü daha da derinleştirirken belimi dolanan ellerini sıktı. Geri çekilip nefes aldı ve devam etti. Elleri karnımda gezinmeye başladığında, vücudumun alev aldığını hissettim

Yüzündeki elimle usul usul sakallarını okşadım. dudaklarını dudağımdan ayırıp hafif geriye çıktı. "Şunu yapma" diye fısıldadıdığında ikimizin de gözleri kapalıydı. Buna emindim. "Neyi?" Diye sordum bende fısıldayarak. "Şunu! Beni tahrik eden şu şeyi hemen kesmessen sonu iyi yerlerde bitmeyecek" dedi kendine kızarcasına. Ben hâlâ ne dediğini anlamaya çalışıyordum

Öğretmen Hanım Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin