19. BÖLÜM

702 82 35
                                    

"Ay girmesem mi?"
"Karan ağayla evlenmek istemiyor musun?"
"İstiyorum tabiki" derin nefes alıp verdim. "Yaparsın kızım. En fazla ne olabilir ki? Sanki survivorda mıyız?"
Konağın kapısını açtım. sultan babaanne, karan, kaya, ömer, Ayşen, evin bütün çalışanları avludaydı ve bakışları üzerimdeydi

"Ooo... Allah yardımcın olsun Güneşciğim. Seni tanımak cidden güzeldi"
"Çok iyi moral veriyorsun hümeyra"
"Hangisi?"
Sultan babaannenin karana yönelttiği soruyla beni baya baya unuttuğuna tanık olmuştum. Kalbim kırıldı ama. Onca şey yaşadık. Bari birini hatırla be kadın
Babaanneye doğru gittim. Elini öpmek için uzanmıştım ki babaanne elini arkaya sakladı

"Daha sınava girmedin gelin adayı hanım "
Babaanne bir yere giderken bakışlarım karanı buldu. "Napacak bana?"
Yönelttiğim soruyla dudağının kenarı yukarı doğru kıvrıldı. "Güneşim sakin ol. Azıcık gönlü olsun son vericem ben sen merak etme"
"Gel bakayım gelin adayı hanım "
Babaannenin sesiyle yanına gittim. Avluya kurdurduğu masada yemek yapmak için bütün gerekli malzemeler vardı

"Bir saat içinde bize burdan bir yemek çıkart bakayım"
Bir saat mi?
Masanın üstündeki malzemelerden yola çıkarak en kolay yemeği yapmayı tercih ettim. Kol böreği. Peynirli kol böreği yapacaktım. Babaanne de az fena değil. Alakasız malzemeler koydurmuş yahu. Neyseki kolayca bulduğum yemekle sırıtıp işe koyuldum. Herkes âdeta film izler gibi beni izliyordu. Hayır yani bilmiyor mu bunlar iş yapan hiç kimse İZLENMEZ. Aksi takdirde yapacağı varsada yapamaz

"Ah!" Rendelediğim peynirin bittiğini fark etmeyip rendelemeye devam ettiğimden parmağımı kestirmiştim. "Güneş!" Karan anında kestiğim parmağımı tuttu. Hafifçe kan sızıyordu ancak devam etmeliydim çünkü ortada hiçbir şey olmamasına rağmen on beş dakika geçmişti. Parmağımı karandan kurtardım. "Çok az kalmış! İyiyim tamam çekil"
Karan istemesede geri çekildi

Açtığım yufkayı hazırladığım yoğurt ve soda ile sosladıktan sonra peynirleri serpiştirip sardım. Sardığım yufkaları tepsiye dizdikten sonra ısınan fırına koydum. Masanın üstündeki saate kaydı bakışlarım. Yirmi beş dakika daha geçmişti. Oldukça dağılan Ortalığı toparlamam için sadece yirmi dakikam vardı

Dağıttığım masayı toparliyim derken elimin çarptığı bardak yere düşüp dağıldı. "Güneş!.. Ya tamam babaanne yeter yaptı işte. Sakar benim sevgilim başına bir şey gelecek "
Kıstığım gözlerimi karana çevirdim. Sakar olduğumu daha iyi yüzüme vuramazdı. Eğilip dağılan cam kırıklıklarını toplamaya koyuldum. "Sen dur"
Karan cam kırıklarını toplayıp çöp kovasına attı

"Kendine zarar verecek sakarlıklar yapma" sesi ikaz doluydu.
Aşağı yukarı kafamı sallayıp karanın önüne geçtim ve ortalığı toplamaya koyuldum

On beş dakikanın sonunda Nihayet masa eski haline gelmişti. Burnuma gelen kokuyla gözlerim fal taşı gibi açıldı. "Börek!" Fırını açtım. Bez yardımıyla tuttuğum tepsiyi fırından çıkardım. Elimde hissettiğim sıcaklıkla tepsiyi masanın üstüne attım. "Ah yandım!"
"Yeter lan! Yeter tamam"
Karan gelip elimi tutup açtığı suyun altına getirdi

"Evlenince yemekleri sen yapmayacaksın"
"Abartma o kadar da kötü değilim "
"Kötü değilsin zaten sakarsın. Fazla sakar"
"Anladık sakarım. Aç kalırsın o zaman "
"Sen sana bir zarar vermede biz Aç kalsakta olur Güneş Hanım "

Suyu kapatıp çekmeceden çıkardığı yanık merhemini parmağıma sürdü. "Hımm sakar makar ama eli pek lezzetli"
Tepsinin başında böreğin tadına bakan babaanneye döndüm. "Afiyet olsun" dedim sırıtarak. Karanı buldu bakışlarım "ama yinede iyi ilerledim gördün mü?"
Sırıttı. "İyi ilerledin güneşin kızı "

Öğretmen Hanım Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin