"Konuş lan! Niye yaptın niye?! Ne vaadetti o Siktiğimin herifi sana?!"
Babamın dağılan suratına baktım. Karanın attığı yumruğun etkisiyle açılan kaşından kan sızıyordu. Hiddetle konuşmamakta direnen babamın yakasına yapıştı. "Gerçi kime diyorum ki? Kendi evladını öldürüp yine kendi evladının üstüne atan bir kansızsın sen?!"Sinir bozucu bir sırıtış kondu dudaklarına. Zoraki açık tuttuğu gözlerini bana yöneltti. "Sana inanacak birini buldun demek"
Kaşlarım çatıldı. Karanı ittirdim. Bu kezde ben yapıştım yakasına. Dokunmak bile içimi ürpertmişti. "Yalan mı?! Sen öldürmedin mi?! Bir kez de korkak olma! Bir kez de o çok güvendiğin makamının arkasına saklanmadan söyle gerçekleri!"Kaldığı evin odasında gezindi bakışlarım. "Seni hapse göndertecek kimsede yok. Rahatça söyle!"
"Ben öldürdüm. Oğlumu arabayla ezip kızımın üstüne attım!"
Yutkundum
Kızım demişti
İlk defa Kızım demişti!
Yakasını tutan ellerim gevşedi. "Benim suçlu olduğum kadar sende suçlusun"
Babamı buldu bakışlarım. Nereye bağlayacak diye bekledim"O gece çıkarmayabilirdin kardeşini dışarıya "
"İnebilirdin o arabadan. Suçun üstüne kalması birilerinin hayatından daha önemli değil mi? Makam, zevk, para , şan, şöhret daha önemli senin için!"
"Önemli! Oldu mu önemli! Yeni bir çocuk yapabilirim ama makamımı asla!"
Tokat attım.
Evet ben babama tokat attım.
Adımlarım geri geri giderken ağzına gelen kanı tükürdü. Babaya el kalkar mıydı hiç? Ben kaldırmıştım. Duygularım yarıya bölünmüştü sanki. Bir yanım acırken bir yanım acıma , o kimseye acımadı diye haykırıyorduYüzümü kavrayan elle irkildim. "Tamam... sakin ol... bir şey yok"
Sakinleştirici görevi gören kahve harelerini gözüme diken karanın sesi yatıştırmak istercesine yumuşaktı. "Biraz dışarı çıkmak ister misin?"
İki yana salladım kafamı. "Hayır..." Burnumu çektim. "Daha bitmedi"Cebimden kardeşim Güney'in çorabını çıkardım. Gözyaşım bünyemi zorlasada adımlarımı babama doğru attım. "Bak buna. Bak şuna bak!"
Önüne doğru uzattığım minik kurumuş kanlı çorabı işaret ettim. Bakışları çorabı buldu. "Sen beni nezarethaneye göndermeden önce almıştım. Şu sana attığım tokat varya onun bin misli acı yaşadım ben o gece soğuk duvarlar arasında!.."Yüzünde mimik oynamadı. "Peki ya karanın annesi? Kardeşi? Onlardan ne istedin?!"
Kaşları çatıldı. "Ben sadece görevimi yaptım!"
"Ne görevi lan?!"
Karan salisesinde babamın yakasına yapıştı. "Senin görevin suçluyu haklı çıkarmak mı?! Saklamak mı suçluyu?!""Orda bir suç ya da suçlu yoktu. Kaza işte "
Karanın parmakları babamın boğazına sarıldı. "Kaza süsü desene şuna! Tek kelime. Tek kelimeyle kurtulacaksın. Viran yaptı de salayım seni şerefsiz!"
Damarları şişen babam büyüyen gözleriyle elini işaret etti. "Karan dur konuşmadan öldüreceksin"Elleri gevşerken istemesede ellerini babamın boğazından çekti. Zorla nefes almaya çalışan babam kızıla bürünen gözlerini Karan'a çevirdi. "Beni burdan sağ çıkartma. Olurda sağ bırakırsan en büyük düşmanın olurum. Canını canınla yakarım"
Canın derken benden kastetmişti. Bu adamın gerçekten bir kalbi yoktu . Artık emindim. Karan silahını babama doğrulttuNamlunun ucuna getirdiği mermiyle eli tetiğe gitti. "Ya gider viran sebep oldu dersin ya da ölürsün Uraz Giray. Dua etki hâlâ seçim hakkı veriyorum"
"Tamam. Tamam söyleyeceğim indir şu silahı "
Onun silah korkusu vardı. Sebebini bilmiyordum ama bir kez annemle konuşurlarken duymuştum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Öğretmen Hanım
Teen Fictionİlk atama yeri Mardin olan bir öğretmen , ve geçirdiği kaza nedeniyle dışarıya çıkamama fobisi oluşturan kız kardeşi için öğretmen arayan Mardin ağasının oğlu ile tanışırsa sizce ne olur?