Çalan alarmın sesiyle zorla gözlerimi açtım. Yatakta doğrulup oturdum. Komodin'in üstündeki telefonu elime alıp erkene kurduğum alarmı kapattım. Yataktan çıkıp lavaboya doğru ilerledim
Tekrar odaya geldiğimde sırt çantamı alıp yatağın üstüne koydum. Kıyafet dolabına yöneldim ve kamp için bir kaç parça giysi aldım. Onları çantaya koyduktan sonra hazırlanmaya geçtim
...
Okulun önüne geldiğimde sırada olan çocukların arkasındaki yerimi aldım. Ve yine kürsüdeki müdür yardımcısına kaydı gözlerim. "Çıkışta bizleri almaya gelecek olan üç servis olacak. Üstelik ailelerinizden de gelmek isteyen olursa gelebilir. Öğretmenleriniz sizlere kamp hakkında bilgiler verir. İyi dersler çocuklar" dediğinde içeriye doğru girmeye başlayan öğrencilerin peşinden bende ilerledim
Sınıfa geldiğimde kamp için hazırladığım çantamı ve kitapların olduğu çantayı masaya bırakıp, ortaya geçtim. Bakışlarımı sınıfın üstünde gezdirdim. "Kamp için hazırladığınız çantalara neler koydunuz bakalım?" Dediğimde parmağını ilk kaldıran Berfin oldu. Yanına gittiğimde çantasını sıranın üstüne koydu ve fermuarı açtı
"Güneş kremi..." Dedi elindeki güneş kremini havaya kaldırırken. Kremi masaya bırakıp bu kez de başka birşey çıkardı. "Tabiki olmazsa olmazım Güneş gözlüğüm" dediğinde sınıftan kıkırtı yükseldi. "Ve tabiki ojem" deyince gözlerim hafif açıldı. "Parfümümü de unutmadım tabiki" dediğinde "yiyecek birşeyler veya su almadın mı Berfinciğim?" Diye sordum. can arkadan söze atlayıp
"Orda aç kalınca Güneş gözlüğünün üstüne oje sürüp yer öğretmenim" dediğinde Berfin çatık kaşlarla çantasından bir sürü yiyecek ve su çıkardı. "Olurda acıkırsan yiyecek diye yanıma gelme can. Yoksa güneş gözlüğünün üstüne oje sürüp veririm" Dediğinde can'ın kaşları çatıldı. "Tamam atışmak yok" dedim ve iki elini çenesine dayayıp mutsuzca yere bakan Erkan'a doğru ilerledim
"Erkancığım neyin var? Sen neler koydun çantana?" Diye sorduğumda bakışlarını yerden çekmeden "hiçbir şey koymadım. Ayşen yoksa bende yokum" dedi. Önüne geçip beni görmesini sağladım. Dizlerimin üstüne çöktüm. "Bir gün Ayşenle de kamp yapacağız Erkancığım. Ama o gün bugün değil. Ama söz veriyorum bir dahakine Ayşen de olacak..." Dediğimde uzanıp masanın üstündeki çantamı aldım
İçinden fotoğraf makinesini çıkarıp Erkan'a uzattım. "Hem bak gelirsen, Ayşen için bütün güzellikleri çekersin. Belki o zaman merak edip çıkma isteğini arttırır" dediğimde Erkan heyecana doğruldu. "Gerçekten mi?!.." fotoğraf makinesini eline aldı. "ben herşeyi çekerim onun için" Dediğinde gülümsedim. "Tamam ama senin gidip kendine bir çanta hazırlaman gerek. Neyseki eviniz yakın. Hemen fırla ve kendine bir çanta hazırla" dediğimde hızla ayağa kalktı
"Dur tamam, teneffüste" Dediğimde aynı hızla geri yerine oturdu. Bu heyecanlı haline gülümsemeden edemedim. Ayağa kalktığımda bu kez de Nazlı'nın yanına doğru ilerledim. Ben sormadan bakışları beni bulduğunda "amcam tek gitmemi kabul etmediği için, gelirken getirecek çantamı öğretmenim" dedi. Kafamı sallayıp gülümsedim. Çalan zilin sesiyle Erkan hızla ayağa kalktı "öğretmenim ben iki dakikaya gelirim!" Dedi koşarak
Bende gidip masaya geçtiğimde Çantadan kalem çıkardım, defteri önüme çektim ve doldurmaya başladım
***
Bahçeye çıktığımızda, arabasına yaslanarak bekleyen karan Bey'i , ömeri ve kaya'yı görünce kaşlarım çatıldı. Yanlarına doğru ilerlediğimde üçünün de bakışları sanki nöbet tutan asker gibi ciddi ve tedirgindi. "Rahat asker!" Dediğimde kaya ve Ömer gerçekten de rahat konumuna geçtiler. "Ay noluyor acaba? Arabada korunması gereken birşey var da bizim mi haberimiz yok?" Diye sorduğumda ömer ve kaya aynı anda kafasını salladı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Öğretmen Hanım
Novela Juvenilİlk atama yeri Mardin olan bir öğretmen , ve geçirdiği kaza nedeniyle dışarıya çıkamama fobisi oluşturan kız kardeşi için öğretmen arayan Mardin ağasının oğlu ile tanışırsa sizce ne olur?