16. BÖLÜM

1.5K 123 55
                                    

Multide gördüğünüz Güneş Giray:)

"ayyy yiaaaa tiplere bakkk!!!"
"Ses tellerine tüküreyim senin Ömer!.. oğlum az yavaş lan! Uyandıracaksın!"
"Ay duyacaklarını sanmıyorum... Çok derin ve tatlı uyuyorlarrr!"
"Kapıdan girdiğin andan itibarene kadar hiç birşey duymuyordum Ömer"
Karanın oldukça yakından gelen sesiyle kaşlarım çatıldı. Zorla açılan gözlerim etrafta dolaştı

Ömerin tedirgin yüzü görüş alanımda belirirken kulaklarımı dolduran karanın sesi oldu. "Naptınız?.. bulabildiniz mi Uraz Girayı? "

Kaya kafasını salladı. "Yok abi... Yurt dışında olduğu kesin. Ama nerde olduğuna dair hiç birşey yok"
Karan başımın altında olduğunu yeni fark ettiğim kolunu çekip uzandığımız koltuktan doğruldu. "Nerden biliyorsunuz kesin yurt dışında olduğunu?" Diye şüpheyle sordu
Kaya'nın kaşları çatıldı. "Viran bulacağımızı bile bile elimizin altına adam koymaz diye düşündük"

"İşte bu yüzden Uraz Giray Türkiyede..." Karan ayağa kalktı. Kayaya doğru ilerledi. "Sen gibi düşünelim. hiç olmadık yerlerde arayıp hiç ummadığımız yerde çıksın diye... İyice bakın. O adamı bulamamak gibi bir durum söz konusu dahi olmayacak"

"Adamların durumu nasıl?"
Diye sordu karan Ömerin yanına doğru ilerlerken. "Konakta durumlar nasıl?"
Diye ekledi. "İyi abi... Sultânım arada delleniyor ama genel olarak iyi. Ayşen biraz panikli. Yinede adamların eşliğinde okuluna gidip geliyor. Yengemi çok özlemişler... Yeni gelen öğretmenlerini hiç sevmemişler"

Birden uzandığım yerden doğruldum. Uykulu gözlerim fal taşı gibi açılmıştı "Ayşen okula gidiyor mu?!"
Ömer sırıtarak kafasını salladı. "Gidiyor gidiyor! Eminim siz gelince koşarak gidecek"
İşte bu aldığım en mutluluk verici haberdi. Hızla ayağa kalktım. Odama doğru yöneldim "nereye?"
Diye soran karanın sesiyle duraksadım. Sırıtarak karan'a çevirdim bakışlarımı

"Okula... Ayşeni ve çocukları görmek istiyorum artık"
"Gidemezsin"
Kaşlarım çatıldı
"O niye?"
"Daha yaran iyileşmedi çünkü. Üstelik henüz iznin de bitmedi"
"İyiyim ama... Gidecem. Belli ki çocukların bana ihtiyacı var. Benimde Onlara"

"Güneş lütfen güzelim. Bak onca şey yaşadın dinlenmedin bile. Hem bugün benim sana sürprizim var"
Kaşlarım kalktı. Karan adımlarını bana doğru attı. Omuzlarımdan tuttu ve odama doğru çevirdi. "Hadi güzelim hazırlan. Yarım saate kadar çıkalım"
Ne olduğunu anlamadan kendimi içeride bulurken banyoya doğru ilerledim

...

Hazırlığımı tamamlayıp salona geçmek için kapıyı açmıştım ki önümde beliren bir buket papatyayla kaşlarım çatıldı. Hemen ardından papatyayı tutan karan , sırıtarak önümde durdu. "Dünyamı aydınlatan kadın'a" gülümseyerek uzattığı çiçeği aldım. Uzanıp yanağıma bir öpücük bıraktı

Afallayarak baktım karan'a. "Hayırdır?"
"Ne hayırdır? Müstakbel karıma çiçek alamaz mıyım?"
İstemsizce sırıttım. "Alabilirsin de..." Konuşmak yerine harika görünen papatyaları burnuma götürdüm. Kokusunu içime çektim. Kapanan gözlerimi açtım. Bana bakan karanı buldu bakışlarım

"Teşekkür ederim"
Bana doğru bir adım atarken ne kadar şık ve Yakışıklı olduğunu fark ettim. Keşke fark etmeseydim. Kalbim hızlanırken bakışlarım üzerine giydiği; dar, siyah, kazaktan belli olan karın ve kol kaslarında gezindi. Altına bol kot pantolon giymişti. Omuzlarına attığı kot ceket ayrı bir hava katmıştı

"Aşık mı oldunuz öğretmen Hanım?"
Karanın sesiyle kendime gelirken bakışlarımı gözlerine yönelttim
Yanaklarımın yanması sanırım aşık olduğumun kanıtıydı. "İlk defa gömlek dışında birşeyle görünce... Yakışmış..." Gevelemeye çalışırken daha çok batırıp, kıpkırmızı olmuştum

Öğretmen Hanım Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin