BÖLÜM 11

397 301 32
                                    

"Düzelir her şey bir gün ama bil ki,
Canın yanmadan mutlu olamazsın."

Selaaammm ,
Nasılsınız ❣️

________________

Karşıya baktığımız da 40'lı yaşlarda elinde silah olan bir adam gördük bize doğru geldi :
"Nereye gidiyorsunuz?"
"Los Angeles dan geliyoruz ama kaybolduk ve aracın yakıtı bittiği için durmak zorunda kaldık ve bu iki zombide araca saldırdı." dedim.
"Sizi bulduğum için şanslısınız çok iyi olmasa da bir gurup insanın da olduğu bir sığınaktayız daha fazla zombi gelmeden oraya gitsek iyi olur." dedi. Sera da araçtan çıkmıştı bizim gibi oda oldukça korkmuş görünüyordu ama adamın dedigiyle biraz rahatlayıp yanımıza geldi.

Adam arkasını dönmüş bizi yönlendiriyorken bize aniden dönüp:
"Onlar tarafından ısırılmadınız değil mi?" dedi. Austin sanırım kolunun çizildiğini diyecekken ondan önce davranıp kararlı bir şekilde konuştum.
"Isırılmadık."
Austin bana anlamsız bakıyordu ama ona söylerse eminim hiç acımadan Austini öldürür dü. Bir çiziğin dönüşüm geçirteceğinden emin değiliz bu yüzden arkadaşımızı ölüme terk edemeyiz.
Adam önde bizde bir iki adım gerisinden onu takip ediyorduk. Austin yanıma gelerek konuştu:
"Neden kolumu çizdiğini söylememe izin vermedin Freya." Bu sayede Sera da öğrenmiş oldu ve korku takrar onu kapladı.
Adamın bizi duymaması için kısık bir şekilde konuşmaya başladım:
" Bir çiziğin seni dönüştürüp dönüştürmeyeceğini bilmiyoruz Austin. Bunu bilmediğimiz için eğer adama söylersek gözünü kırpmadan seni öldürür bunu mu istiyorsun." dedim ve dönüşüm geçirmemesi için içimden Tanrıya dua ediyordum.

"Eğer dönüşüm geçirirsem kimseye zarar vermeden beni vur Freya. Tamam mı." Sessiz kaldım.
Onu vurmak istemiyordum asla ama böyle bir şey olursa ne yapacağımı bilmediğim için konuşmadım. Sessizlik içinde ve temkinli adımlarla yürümeye devam ettik, etraf karanlıktı nerede ve nereye gidiyor olduğumuzuda bilmiyorduk sadece adamın bizi güvenli bir yere götürmesini umuyordum. Biraz daha yürüdükten sonra adamın sesi sessizliği böldü:

"İşte burası, girişte nöbet tutan bir kaç kişi var içerde hem silah hemde yiyicek ve içicek var içki bile var. Çok fazla kişi yok 10 kişiyiz sizlerle baraber 13 kişi olduk." dedikten sonra karşıya baktım etrafı duvardan örgülü bahçesi olan yan yana iki evden bahsediyordu.
Birkaç kişi ellerindeki silahla beraber evin girişinde nöbet tutuyorlar. Evdeki ışıklar açıktı içerde olmalıydılar.

Oraya doğru yöneldik ve kapıdaki adamların baş selamı vermesiyle içeri girdik.
Evin içinde 5-6 kişi vardı oturuyorlardı , bizim içeri girmemizle bakışları bize döndü.
Yanımızdaki adam konuşmaya başladı:
"Yeni misafirlerimiz var, acıkmış olmalılar Asta bize yemek indir kızım." demesiyle kızıl saçlı, balık etli ,20 li yaşlarda bir kız yerinden kalkıp:
" Tamam baba ." diyip bize gülümseyerek mutfağa yöneldi.
İçlerinden orta yaşlı bir kadın:
"Hadi oturun çocuklar rahat olun hepimiz aynı durumdayız." diyip gülümsedi. Yerim bu teyzeyi ama çok tatlı bir görünüşü var . Ton ton teyzeler olurya aynen öyle biri.

Onların yanına oturmuştuk Teyzenin ismi Calaraydı . Bizi bulan adamın ismi ise Thomas mış,
Kızı Asta, ve aralarında ki bir adamın ismi Erik 30 lu yaşların sonundaydı ve ikiz kızları Lena ve Luna tek yumurta ikiziydiler sanırım çünkü ayırt edilemeyecek kadar birbirlerine benziyorlardı. İkiside çok güzel genç kızlardı. Aralarında biri bize kendini tanıtarak konuşmaya başladı:
"Merhaba, ben Luna ve ikizim Lena. Biz zombilerin çıktığı gece buraya Thomas amcanın yardımıyla geldik , annem dönüşüm geçirdi. Siz o günden beridir dışarda mıydınız?"
"Evet."dedi Sera.
"Zor olmadı mı yani heryerdeler nasıl kaçtınız?" Ona cevap verecekken babası konuştu:
"Luna, onların arasından yeni geldiler zor günler geçirmişler bizim gibi elbette ,sorularınla onları yorma kızım." dedi nazikçe.
Luna ve Lina bize bakıp acı ve sıcak bir gülümseme bahşettiler.

Calara Teyzenin ailesinin , Thomas ve Erikin eşinin nerde olduğunu soramazdık saldırıya uğradıkları baarizdi .
Hadi yemeğe dedi Asta.
Hepimiz kalkıp yemek sofrasına oturduk herkes sessizdi , bu durumda sohbet muhabbet edecek değildik zaten.

Yemekten sonra Asta bize odalarımızı gösterdi çok fazla oda olmadığı için üçümüz de aynı odada kalacaktık. Asta odayı gösterdikten iyi geceler diyip kendi odasına yönelince hemen kapıyı kitledim. Austin'nin kolunun çizilmesinin üstünden bir saat geçmişti ve bir an önce kolunu kontrol etmek zorundaydık.

"Kapıyı neden kitledin Freya?" dedi Sera.
Austine dönüp:
"Austin kolunu gösterirmisin aradan bir saat geçti ve koluna bakmamız lazım." dedim. Sera'da bende birşey olmaması adına içimizden dualar ediyorduk.
Arkadaşımızın ölmesini yada zombiye dönüşmesini istemiyorduk , eğer dönüşüm geçirirse hiçbir şey elimizden gelmezdi çünkü ısırıldıktan sonra ne yapılacağını yada bir çözümünün olduğunu bile bilmiyoruz. Elimizden gelen tek şey içimizden Tanrı'ya dua etmekti sadece.

________

Bir şey açıklamak istiyorum aslında kitabımdaki karekterleri fotoğraf atarak bu Freya bu Austin buda Sera diyebilirim ancak bazen fotoğraflar bizim beklediğimiz gibi olmuyor.

Ben bile kitap okuyunca gördüğüm karekterlerin, fotoğraflarını görünce hüsrana uğruyorum o yüzden herkesin hayal gücü farklı olduğu için benim anlattığım karekterleri siz kendi düşüncelerinizde canlandırın.

❣️❣️❣️❣️

DİRİLİŞ (Zombiler) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin