BÖLÜM 44

242 188 6
                                    

İyi okumalar


Hemen Rex'e bakıp "Rex yaralandın mı?"dedim.
Sera'nın elini bırakıp ne zamandandır kanadığını bilmediğimiz omuzuna baktı.
Rex ısırılmıştı.
"Ben yeni farkettim,eğer sokakta anlasaydım  sizinle buraya gelmezdim."dediğinde.
"Saçmalama lütfen seni orda bırakacağımızı mı sanıyorsun."dedi Sera gözünden düşen yaşla.
Rex Sera'nın gözünden düşen yaşa bakınca Rex'in de gözünden yaş düştü.
Sera ona doğru bir adım atınca Rex bir adım arkaya doğru atarak.
"Sana bulaşabilir Sera." dedi Rex ama Sera dinlemeyip ona doğru hızlıca adım atarak ona sarıldı.
Kendisine kollarını dolayan Sera'ya daha fazla dayanamayan Rex'de Sera'ya sarılmaya başladı.
Sera başını Rex'in kanlı omuzuna koyarak ağlamaya başladı.
Rex'e baktığımda oda ağlıyordu.
Daha fazla dayanamayan gözlerimden yaşlar dökülmeye başladı ama olduğumuz kattan sesler gelince kendimi toparladım.

Rex'i ameliyathanenin sedyesine oturtup yarasını pansumanladım .
Yarasındaki morluklar koluna dağılmıştı şimdiden.
Rex'in dönüşümü hızlı oluyordu.
Sera Rex'in kolunu görünce daha fazla ağlamaya başladı.
"Sera yanıma gel."dedi Rex kısılan sesiyle.
Sera yaşlı gözleriyle bize doğru yaklaşıp Rex'in yanına oturdu.
Rex elini pantolonunun cebine katıp cebinden bir kolye çıkardı. Sera'nın elini tutup avucuna annesinden kalan son parçayı bırakıp konuştu:
"Sera, eğer bu şey bitseydi ve kurtulsaydık sana bu kolyeyle evlenme teklifi edecektim. Biliyorum daha seni sevdiğimi dile getirmedim fakat senin beni sevdiğin gibi benimde seni sevdiğimi biliyorsun ve hissediyorsun önemli olan da bu zaten, hissetmek. Sevginin olduğu yerde kelimeler kifayetsizdir Sera ama yinede seni seviyorum."dediğinde Rex'in gözünden bir yaş daha düştü.
"Lütfen böyle konuşma Rex."dedi Sera ağlamasının içinde.
"Ne olacağını biliyoruz Sera, dönüşümü hızlı geçiriyorum ve ölmeden önce sana seni sevdiğimi söylemek ve bu kolyeyi vermek istiyorum. Pes etmeyeceksiniz ne olursa olsun pes etmeyeceksiniz."dediğinde.
"Bende seni seviyorum Rex."diyerek Rex'in boynuna sarıldı Sera.

Ameliyathane odasına girmemizin ardından üç saat geçmişti evet üç saat geçmişti ve tüm kattlardan deli gibi sesler geliyordu.
Zombiler her yeri dağıltıyordu sanki.
Ameliyathane odasının önüne bir kaç zombi gelmişti ama açılamayan ve bir şey görünmeyen kapıyı görünce bir kaç denemenin ardından gitmişlerdi.
Belki yüzlerce zombi vardı şuan burda ve biz kapana kısılmıştık.
Gece yarısına az kalmıştı, istesek dahi şimdi burdan çıkamazdık.
Yüzlerce zombinin içinden nasıl çikabilirdik ki, kapana kısılmıştık.

Rex ve Sera hala oturuyor , birbirlerine sarılıp yaslanmışlar.
Rex dönüşüm geçirecekti biliyorduk ve bu acı gerçek Serayı kahrediyor du.
Bu mücadele de ona aşık olmuştu ve onunla mücadele edecekti çünkü Rex onun için mücadele sebebi olmuştu.
Şimdi bu halde olan Rex'i görmesi onu çok fazla üzüyordu.
Kim sevdiğinin ölmesini ister ki?
Kim sevdiğinin ölümünü görmeyi ister ki?
Hiç kimse istemez.

Elimizden bir şey gelmemesi ve buna bir çare olmadığını bilmemiz bizi kahrediyor.
Herşeyin bir çaresi vardır, peki ama bu zombilerin çaresi neydi.
Rex'in dönüşüm geçirmesine nasıl engel olabilir dik?
Bilmiyoruz. Hiçbir şey bilmiyoruz ve hiçbir şey yapamıyoruz.
Tek yaptığımız sevdiklerimizin gözümüzün önünde ölmelerini seyretmek, bir insan daha ne kadar çaresiz olabilir ki?

Yerdeki bir noktaya bakmış kara kara düşünüyorken Rex'in aniden ayağa kalkması beni daldığım yerden çıkardı.
Rex'e baktığımda köşedeki çöp kutusuna koşup içine kusmaya başladı.
Kan kusuyordu Rex.
Sera ona doğru yaklaşınca Rex doğrulup:
"D-dur Sera."dedi.
Sera ona yaklaşmaya başlayınca Sera'nın kolundan tutup:
"Dur Sera."dedim.
"Freya lütfen bir şey yapalım, ne olur Rex ölmesin lütfen."dedi ağlayarak.
İnsanın ,sevdiği kişinin karşısında bir şey yapamamsı ne kadar acı olduğunu bilemezsiniz ve ben zombiler çıktığından beri arkadaşlarımı kaybetiğimden beri bunu yaşıyordum.

Sera gözlerimdeki çaresizliği görünce daha çok ağlayıp Rex'e baktı.
"Rex."
Rex çöp kovasına eğilemeden dizleri üzerinde çöküp tekrar kan kustu.
Austin gibi içi dışına çıkarcasına kustuktan sonra bize bakabildi.
Kan çanağına dönen gözleri çenesinden göğsüne doğru akan kanı gördükçe çaresizliğimiz bizi kahrediyor du.
Rex zombi olacaktı.
"S-sera seni s-seviyorum, F-freya lütfen onu ko-koru."dedikten sonra bakışları son kez Sera'ya döndü.
Kendini zorlayarak uzun uzun Sera'ya bakmak istiyordu fakat Sera'ya bakan gözleri kapandığı gibi Rex'in vücudu yere yığıldı.

Yere yığılan Rex'i görünce Sera , bağıracağı sırada elimle dudaklarını kapattım.
Bağırmak isteyen sesi boğuk seslere  dönüştü.
Gözlerinden düşen yaşlar elimi sırıl sıklam ediyorken ben sadece çaresizlik içinde arkadaşımın sesini bastırıyordum.
Bağırmasını durdurmak için avucumla dudaklarına baskı yapıyordum.
Rex'e bakıp ona doğru gitmek için hareket edecekken  onu kendime döndürüp sıkıca sarıldım , elimden sadece bu geliyordu.
"Seraaaa nedeenn."diye acı bir inleme döküldü dudaklarından.
Başını boyunuma gömüp gözyaşlarıyla boynumu ıslatı.
Elimden gelen tek şeyde gözyaşlarım arasından arkadaşımın sırtını sıvazlamak.

DİRİLİŞ (Zombiler) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin