Kaybediş

63 42 1
                                    

"Kimse senin dalgalarla nasıl boğuştuğna bakmaz. Gemiyi limana getirip getirmediğne bakar."

                                            "Victor Hugo"

Demir zile uzandı ve bastı. Hepimiz stresle kapının açılmasını bekliyoruz. Yaklaşık birkaç saniye sonra kapıyı beyaz önlüklü, sarı saçları aşadan topuz, minyatür bir kadın açtı.

Hepimizin bakışları kadının üzerindeydi. Kadın ise bize bakmıyodu, kapıyı sonuna kadar açtım kafası yerde bir şekilde geçmemizi bekliyodu.

Arkadan birkaç takım elbiseli adam geldi ve valizlerimizi almaya kalktı.

"Bana verin Nilay hanım." Kafamı şiddetle iyi yana salladım."İstemez." Sesim çok soğuktu.

"Lütfen Nilay hanım." Adam valizleri taşımak için bana yalvarıyodu. Zeynep patronları korkutmuş olsa gerek.

"İstemiyorum dedim neyini anlamadın."dedim

"İsmail gidebilirsin." Annem evin kapısına geldi. Pespembe giyinmişti. Saçları yarıdan toplanmış salık yerler ise bukle bukleydi.

"Tabi efendim." Dedi ve adam annemin önünde eğilerek geri geri gitmeye başladı sonra önüne dönüp yanımzdan uzaklaştı.

Hayretle bakıyodum. Bunun yüzünden mi terk etmişti bizi. Para uğruna önünde eğilicek hizmetçiler takım elbiseli korumalar için mi. Oysa babam annem için defalarca kez boyun eğdi. Babam yıllarca annemin kölesi olmaya rağzıydı.

Tiksinerek bakmaya başladım. Bu bakışlarımı görünce gülen yüzü düştü. Ben burda yaşadığım müddetçe, bu kadın hayatımda olduğu müddetçe yüzü hiç gülmicekti. Buna izin vermicektim.

"Hoşgeldiniz çocuklar buyrun geçin." Kimsenin yüzünden nefretten başka duygu yoktu. Herkes tiksinerek bakıyodu. Tiksinerek, nefretle baktığı kişinin yanında kalıyolardü. Benin için.

Hepimiz elimizdeki valizlerle sırayla eve girdik. Ev kocamandı. Bu lüks için bizi terk etti. Şöhret için.

Ev çok görkemliydi. Evin içi antika doluydu. Mücevherler altınlar tam annemlik şeylerdi. Salon tam ortadaydı. İki yanda merdivenler vardı. Salon kocamandı. Ve mutfağa bağlıydı. Ama mutfağün sadece bir kısmı gozüküyodu salondan. Diğer tarafı duvar kapatıyodu.

Merdivenlerden yukarı çıktık. Bir kat daha vardı. Ev cidden çok büyüktü.

"Hepinizin ayrı odaları var. Demir'in bir odası var zaten yanında ki odada Nilay'ın. Sizde bu katta kalıyosunyz çocuklar." Dedi gülümsemeyle.

"İrem benimle kalıcak. Batuda demirle kalır, berkayla da Koray kalır. Mecbur olmadıkca senin evinde barınmak istemiyoruz." Dememle o kısa bir an geri gelen gülüşünü soldrudum. Bu ise benim kahka atmak istememe sebep oluyodu.

"Ama kızım siz rahat ede-."

"Sana bana kızım deme dedim." Üstüne yürümeye başlayınca demir iki eliyle kollarımdan tuttu. Karşımda ki kişinin annem olması yada benden büyük olması umrumda dahi değildi.

"Bana bak ister annem ol ister büyük umrumda dahi olmaz alırım canını. Ben burda senin için değil babam için kalıyorum. Babamın hatırası için bu yüzden sesini kessen iyi edersin." Mosmor kesilmişti.

"Bu evde kaldığım müddetce bana gözükmesen iyi edersin. Sabah okula gidicez akşan yemeğini kendi evimizde yeriz bu eve sadece uyumak için geliriz." Dememle itiraz edicekken izin vermeden konuşmaya devam ettim.

Siyah Beyaz HayatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin