Bölüm şarkısı= Impossible
James Arthur
"Kötü resim asarım korkusuyla hiç resim asmadım. Kötü yaşarım korkusuyla hiç yaşamadım."
"Oğuz Atay"
Demir'in anlatımıyla
Nilay Çadırda demide arabada yatmıştı. Nilayı rahatsız etmek istememişti. Zaten ben ona hikaye anlatırken uyuya kalmıştı. Sonra geri sandalyeye oturup düşünmüştü.
Nilaya ihanet ediyomus gibi hissediyodu. Hiç böyle bir işe girmemeliydi.
Nilay hastanedeyken
"Oğlum." Dedi serdar. Demir nilayın çıkış işlemleri için doktoru arıyodu.
"Ne var." Demir oldukça soğuktu babasına karşı. Zaten hiçbir zaman baba oğul ilişkileri olmamıstı.
"Senden bişey isticem." Demir yıllardır babasıyla görüşmüyodu. Hayatı boyunca zaten annesinin ölümünden kendini sorumlu tutmuştu. Bide babasının her gece farklı bir kadınla eve gelmesi, demir bunu kaldıramıyodu.
"Ne istiyosun." Diye sordu demir. Bu adamla konuşmak istemiyodu. Üstelik yukarda Nilay varken.
"Nilayı ikna etmeni." Demesiyle demir şok etkisi yaşadı. "Anlamadım senin benden Nilay ve annesini barıştırmamı mı istiyosun." Babası kafasını aşa yukarı salladı. Demir ise alayla güldü.
"Yok artık. Sen ne istediğinin farkındamısın. " Demir böyle bişeyi nilaya asla yapmazdı. Hemde annesinden bu kadar nefret ederken.
"Asla böyle birşey yapmıcam." Dedi ve tam arkasını dönüp gidicekken, demirin kolundan tutup durdurdu.
"Demir, yapman gerekiyo. Zeynep'in halini görmedin mi. Ne kadar perişan." Demir alayla güldü babasına. "Gitmeseydi o zaman. 15 yaşında ki bir kızı annesiz bırakmasaydı. Her şeyi sonuna kadar hakediyo."
"Demir, bak lütfen. Zeynep sadece sevmediği bir adamla aynı evde yaşamak istemedi." Babası her konuştuğunda demir sinirleniyodu.
"O zaman öyle söyleseydi. Sevmiyorum deseydi, ben başka birini seviyorum deseydi. Küçücük bir kızı öylese bir mektupla bırakmasaydı." Bagırarak konuşmasıyla birkaç bakış onlara döndü. Serday bey ilk önce onlara bakan kişilerine dönüp bir baktı. Herkes kendi önüne döndüğünde konuşmaya başladı.
"Demir, herkesin hatalaro vardır. Ama onu sevmediği biryle aynı evde yaşamak istemediği için suçlayamayız." Demir her ne kadar bağrıyosa serday bey bir o kadar sessiz konuşuyodu.
"Biz zaten onu seni sevdiği için suçlamıyoruz. Onu kızını terk ettiği için suçluyoruz. Zaten İlhan abi biliyomuş onu sevmediğni, evet üzülürdü ama kızamazdı." Demir sessini kısarak konuşmaya çalışıyodu ama bu konuda sessiz konusmayı pekte başaramıyodu. Nilay'ın hayatını, acılarını kendi acıları gibi görüyodu.
"Lütfen, demir bak ben Zeynep'i böyle görmeye dayanamıyoruz. En azından denesen." Demir ikilemde kalmıstı. Asla Zeynep'in yaptıklarını onaylamıyodu, aksine nefret ediyodu.
"Baba ben böyle bişey yapamam nilaya. Nefret ediyo annesinden. Sizin yüzünüzden bendende nefret etmesine izin veremem." Demirin küçük bir yeşil ışık yapmasıyla serdarın yüzü gülümsedi.
"O senden asla nefret etmez. Biliyorum, gördüm çünkü. Sana fazlasıyla değer veriyo ve güveniyo. Okuldada o kağıdı müdürede verebilirdi ama sana verdi. Sana güveniyo çünkü." Demir kafasını yavaşca iki yana salladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah Beyaz Hayat
Teen FictionAnnesi'nin terk etmesinden sonra sadece babasını ve kendisi için yaşamaya adamış bı kız. Babasıyla beraber yeni bir şehre taşınırlar. Yeni bir hayat, yeni bir okul.