"Zamanla geçen tek şey zaman.
Acılar hep aynı"Hayat ne kadarda boş ve anlamsız. Her insanın kendisine göre acısı vardır. Bazıları ilk darbeyi ailen yer, bazıları ile dost kazığız bazı darbeler ise aşk'tan gelir. Benim ilk darbem annem'den geldi.
Bir aile'nin tek çocuğum. Maddi durumumuz gayet iyiydi. Ama bundan 3 sene önce annem bizi terk etti. Bana bir mektup bırakıp gitmiş. O mektupu hiçbir zaman okumadım. Ama çöpede atmadım. Saklıyodum, ölmeden önce okuma cesaretim olucakmıydı bilmiyorum. Ama şunu çok iyi biliyodum ki annemi asla affetmicektim.
Beni 15 yaşımda terk etmişti. Şimdi ise 18 yaşıma birkaç ay kalmıştı. 3 sene önce kendime bir söz verdim. Yaşadığın müddetçe sadece baban ve kendin için yaşa. Başka kimseyi önemseme. Eğer önemsersen senin hayatını ellerinde bir oyuncak misali oynatırlar. Bende öyle yaptım. Kimseyi hayatıma sokmadım. Kimsenin hayatınada girmedim.
Şimdi ise hiç bilmediğmiz bir yere gidiyduk. İstanbul'a. Babam bursa da çok bunaldığnı ve İstanbul'a taşınmak istediğni söyledi. Babamın maddi geliri oldukça yüksekdi. Annem bizi bıraktıktan sonra daha da yükseldi.
Oda çok yorulmuştu. Bende belkide yeni bir şehir bize iyi gelebilirdi. Ben yeniliklerden hiç hoşlanmazdım. Hep korkmuşumdur yeniliklerden. Şimdi yeni bir ev yeni bir okul. Üstelik son senem. Psikolog olmak istiyodum. Çocukluk hayalim. Allah'tan derslerim çok iyidi. Yeni oulumda zorluk çekmezdim. Şuan yaz tatilindeydik ama tatilin bitmesine 2 hafta kalkmıştı. Ve bu 2 kafta içersinde evle uğraşıcaktık. Aslında bu benim işime gelirdi. Eğer işimiz olmasa babam sürekli beni evden göndermek isticek. Gez dolaş dicek. Ama ben gezmeyide sevmezdim.
Ben genel olarak evden dışarı çıkmayı sevmezdim. Günün yarısını kitap okuyarak geçiriyodum. Kitap okumak benim için çok ayrı bı şeydi. Başka hayatlara tanık olmak paha biçilmez bir şeydi.
"Nilay yaklaştık kızım toparlan." Babamın konuşmasıyla ayaklarımı torpido'nun üzerinden indirip ayakkabılarımı giydim. Arabayla gelmiştik. Eski evdeki hiçbir eşyayı getirmedik. Babam daha önce İstanbul'a gelip evi hazırlamıştı o yüzden sadece kendi kişisel eşyalarımızı aldık. Araba yeterince büyük olduğu içinde sığmıştı.
Araba 2 katlı bir evin önünde durdu. Çok güzel bir yere benziyodu. Gülümsiyerek arabadan indim, babamda indi.
"Nasıl sence güzel kızım." Babam daha önce evi görmüştü ama bana süpriz olsun diye göstermemişti."Çok güzel baba." Dedim içtenlikle. Hızlıca eve doğru yürüdük. Babam cebinden evin anahtarını çıkardı ve kapıyı açtı.
"Gir bakalım. Evin içini dışından daha çok seveceğme adım gibi eminim." Dedi ve içeri girdi, bende girdim.
Gerçektende çok güzeldi. Kapıyı açar açmaz salon gözüküyodu. Yan tarafta ise salonla bitişik bir mutfak. Üst kata çıktığmızda 4 oda vardı. Biri babamın odası olucaktı. Hemen babamın odasın'nın yanında ki oda babamın çalışma odası.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah Beyaz Hayat
Novela JuvenilAnnesi'nin terk etmesinden sonra sadece babasını ve kendisi için yaşamaya adamış bı kız. Babasıyla beraber yeni bir şehre taşınırlar. Yeni bir hayat, yeni bir okul.