-Felix'in ağzından-
Hyunjin ile sonunda konuşmayı başarabilince beni kıskandığını fark ettim. Bu onun için ilkti. Ben de kıskançlık duygusuyla tanıştığımda şok olmuştum.
Hyunjin'in bu halleri bile seksiydi... Üstünün ucunu tutarak onu hafifçe kendime çektim. "Kıskanç Hyunjin... Çocuk yanağımı sıktı diye mi bu kadar sinirlendin yani?"
"Bana o çocuktan bahsetme Felix."
Kulağıma yaklaştıktan sonra devam etti. "Yanakların bana ait..."
Yanağıma uzun uzun öpücükler bıraktı. Bense gözlerimi kapatmış, ellerimi omzuna yaslamıştım. Hyunjin öptükçe daha fazlasını istiyordum.
Dudağıma gelince bir elimle saçlarını tuttum, dudaklarımı aralayarak öpmeye başladım. Kapıdan destek alarak beni kucağına aldı.
Yukarı çıktığımız sırada dudaklarımızı sadece arada bir nefes almak için ayırıyorduk, onun dışında durmak bilmeden öpüşmüştük.
Odasına geldiğimizde sadece pembe beyaz loş ışıkları açtı. Ben de sırtım ona dönük bir şekilde üstümü çıkardım.
Elini sırtımda gezdirdi. "Bu ne Felix?""Sen Amerika'dayken özlediğim için yapmıştım. Bu kanatlarla ruhunu hep yanımda gezdirdim ve birlikte olduğumuz zamanlar gibi kendimi güvende hissettim."
"Bunun anlamı çok güzel..." deyip sırtımdaki dövmeli yeri öpmeye başladı. Hafif emince vücudum kasıldı ve ona yüzümü döndüm. Düğmelerini açıp gömleğini çıkardım.
Beni yatağa yatırıp üstüme çıktı. Omzuma, köprücük kemiklerime bir sürü öpücük bıraktı. Boynuma geldiğinde adem elmama parmağını getirdi. "Her detayın çok güzel..." deyip parmağını kaldırdığı yeri emdi.
Göğüslerime yaklaştığında heyecanlanmıştım. Saç telleri tenime değince bile gıdıklanırken birazdan yapacağı şeyde nasıl duracaktım?
Sevgilim hiç alıştırmadan direkt emince inledim. "Mmh, Hyunjin yavaş..."
Daha sert emdikçe aklımı kaçıracaktım. Omuzlarını sıkıyordum ama durmuyordu. Ucumu hafifçe ısırıp tekrar emmesiyle teslim olmuştum. Diğer göğüs ucumu da iyice kızarttıktan sonra yukarı çıktı.
Benimki şimdiden uyanmaya başlamıştı. Elimle onunkini kontrol ettiğimde hissettiğim sertliğin hiç de küçük olmadığını fark ettim ve birazdan başıma geleceklerden korktum, Hyunjin'den ilk defa korktum...
Tabii ki dokunduğum gibi elimi oradan çekti ve yatağa yapıştırdı. "Yaramazlık yapma."
Dudaklarımız çok yakın bir şekilde konuşuyorduk. Hyunjin'in alt dudağına gerçekten hastaydım, uzunca emerek kendime çektim. Dilimi gezdirip tekrar emdim.
Boşta bıraktığı elimle pantolonunun üstünden tekrar okşadığımda sessizce inledi. Bense durmadan okşamaya devam ettim.
Hyunjin dayanamayıp üstümden kalktı ve altımdakileri çıkardı. Ben de onunkileri çıkarınca çekmecesinden aldığı koruyucuyu taktı, jeli de kenara koydu.
Açıkçası şok olmuştum.
"Neden bu kadar hazırlıklısın?"Güldü ve üstüme geri çıktı. "Sarhoşken neler dediğini hatırlamıyor musun?"
Kaslarımda elini gezdirerek "Bunları benim için yapmışsın... ve artık daha ileriye gitmek istiyormuşsun." dedi.
"Hayır ben öyle bir şey demedim-"
Dudağıma yapıştı, ıslak ıslak öpüşmeye başladık. Penisi bana değince ısınıyordum. Benimki de ona değiyordu ama kontrol edemiyordum. Gözlerimi kapatmıştım, kıvama gelmiştim.
Son bir öpücük bıraktıktan sonra doğruldu. Bacaklarımı kaldırıp deliğime jel sürdü. "Bunu istediğine emin misin, hâlâ vazgeçme şansın var."
"Yap şunu Hyunjin, dayanamıyorum..."
İçimde yavaşça ilerlediğinde sertliğini hissettikçe daha da zevk alıyordum. Tamamen girince kalçamı biraz kaldırıp içimde hareket etmeye başladı. Onunla birlikte beni de yatakta hafifçe ileri geri götürüyordu.
Elini penisime getirip okşayınca istemsiz bir şekilde kasıldım. Bu içimde daha zor hareket etmesine sebep oldu ama o durmuyordu. Zevkten dört köşe olmuştum.
Biraz hızlanınca ikimiz de inlemeye başladık. Hafif üstüme eğildi ve bir elini yataktan destek alarak biraz da böyle devam etti. Bu şekilde daha çok bastırıyordu ve her şeyi hissediyordum. Ellerimi omzuna getirdim ve gözlerine baktım. "Daha sert..."
Hyunjin bunu dememi bekliyormuş gibi birden hızlandı, köklemeye başladı. Artık sessizce inleyemiyordum... Her vuruşunda en dibe kadar hissediyordum ve penisimi okşamaya devam ettiği için taş gibi olmuştum.
Bir süre sonra en dipteyken durdu ve böyle üstüme bastırmaya devam etti, sesi kesilmişti. Sıcaklığı hissedince içime boşaldığını anladım.
Rahatladıktan sonra içimden çıkmadı, benim için biraz daha gelgit yaptı. Kısa bir süre sonra ben de karnımın üstüne boşaldım.
"Seni seviyorum Kelebeğim..."
"Ben de seni seviyorum Meleğim..."🦋🦋🦋
Sabah dudaklarını öperek onu uyandırdım. "Uyan sevgilim..."
Elini boynuma getirip üstümde doğruldu. Tenimi uzunca birkaç kez öptükten sonra başını kaldırdı. "Günaydın."
"Duş almamız gerek."
Başıyla onayladıktan sonra kollarımı boynuna sardım ve bırakmadan öpmeye devam ettim. "Felix... Bunu yapmaya devam edersen bugün bu yataktan çıkamayız."
Dudaklarına doğru "Çıkmayalım zaten..." diye fısıldarken burnunu burnuma sürttü, o da tatlı tatlı mırıldandı.
-Ama çocuğumuz bizi bekliyor...
-Hm?
-Kkami.
-Oh doğru! Ufaklık!
Aniden doğrulmamla inlemem bir oldu. "Ah, acıyor..." Hyunjin beni yavaşça uzandırdı ve bir süre dinlememi söyledi.
Duşa önce o gitti, ben de bu sırada dün geceki hallerini düşünüyordum. Her anı tekrar hatırlamaya çalıştım, ilk gecemiz olduğu için unutmak istemiyordum.
Birden sıcaklaştığımı hissettim ve örtünün altında bir kabarıklık fark ettim. İster istemez elim oraya gitti, ilk gecemizi düşündüm. "Mmh... Hyunjin..."
Yavaş yavaş penisimle oynamaya başlamıştım ki kapıda onu gördüm. "Felix ne yapıyorsun?"
🦋🦋🦋
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Melek ve Kelebek | Hyunlix
FanfictionDeli dolu bir hayat süren sokak serserisi Felix, yolda rastlaştığı Hyunjin'i yasadışı bir şey yaparken yakalar ve iyilik borcu karşılığında onu polislerden kurtarmaya karar verir. Peki bu borcu nasıl geri isteyecektir? ❗️Smut içermektedir❗️ Yan çif...