Oyunbozan'a hoş geldiniz!
—
Eğer bugün birisini öldürüp de mahkemede yargılanırsam, Ted Bundy gibi kendi avukatlığımı kendim yapacağım ve ilk savunmamda, işlediğim cinayetin kamu güvenliği ve iyiliği için olduğunu söyleyeceğim.
Adliyenin gürültülü koridorunda otururken, son birkaç haftadır beni geceleri uyutmayan öldürme dürtülerini bastırmak için elimden geleni yaptım. Beş senelik avukatlık mesleğimde, bir aydan kısa bir süredir devam eden bir soruşturma yüzünden aklımı kaçırdığım öğrenilirse, bunun sonu benim için iyi bitmezdi.
Küçük makyaj aynamı tekrar çantama tıkıştırırken saatimi kontrol ettim. Yuvarlak camın ardındaki Romen rakamları parlayarak göz kırptı bana fakat sanki benimle dalga geçiyorlardı. Savcıyla son görüşmemin ardından son bir saattir olduğum yerde, bir milim dahi kıpırdanmadan oturuyordum ve uzaktan bakıldığında, ya da saatimdeki numaralardan, aklını kaçırmış bir zavallı olarak göründüğümün farkındaydım.
Komik, acınası ve rezalet haldeydim. Öyle ki, kıçımın izlerinin çıktığına emin olduğum sandalyede sakince otururken, ya da dışarıya sakince oturduğumun izlenimini verirken, önüme gelen her şeyi tekmeleme isteğim yüzünden evime sağ salim ulaşamayacağım kanısına varmıştım. Dünyanın en sakin insanı bile İstanbul'un trafiğinde aklını kaçırırdı ve ben, tam şu anda, kesinlikle ve kesinlikle, sakin bir insan değildim. Bu yüzden beni alıp zebanilerin olmadığı evime götürmesi için arkadaşımı aramak zorunda kalmıştım.
Belki iyi müvekkiller toplayamamıştım fakat kesinlikle iyi arkadaşlıklar edinebilmiştim.
Olduğum yerde, aklımı tamamen kaçırmaya saniyeler kalmışken, sabır taşımın çatladığını ve çakralarımın kapandığını biliyordum. Her ne kadar çakralarımın neye benzediği konusunda dahi en ufak bir fikrim olmasa da, bende ters gidebilecek her şeyin ters gittiğinden emindim.
Güle oynaya girdiğim adliye binasından çığlık atma isteğiyle çıkmak artık ciddi manada akıl sağlığıma zarar vermeye başlıyordu. Beş senelik meslek hayatım belki de yeterince tecrübe edinebileceğim uzunlukta değildi fakat yaptığım işi seviyordum. Bana artık cehennem gibi gelen bu binada olmayı ve kendimce, dünyamıza bir şeyler katarak elimden geldiğince adaleti sağlamayı seviyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oyunbozan
Romance"Bu yasak ateşi sen yaktın, Defne," Kaya'nın parmaklarının tersi kolumu okşamaya devam ederken sıcak nefesini omzuma üflemişti. "Ve benden söndürmemi bekleme. Eğer ki bir gün söndüren kişi sen olursan da, inan bana, bu sefer yangını çıkartan kişi be...