Bölüm güncellemelerini twitterdan paylaşıyorum, beni oradan da takip etmeyi unutmayın! (hotchsbae)
çok iyi bir bölüm oldu bu...
—
"Bana bak bana."
Bilgisayarımın ekranından başımı yavaşça kaldırdım ve diğer taraftan sadece gözlerim görülecek şekilde durdum. "He?"
"Ne senin bu halin?"
"Ne varmış halimde?"
"Gülümsüyorsun. Mutlusun. Niye böylesin?"
"Tövbe tövbe." Dünyanın sekizinci harikasına tanık olmuş gibi davranan İpek'i görmezden gelip bilgisayardaki işime devam ettim. Her ne kadar sabahtan beri ona doğru düzgün bir açıklama yapmamış olsam da evet, güneş tutulmasından da nadir olan bir şey yaşanıyordu. Ben, ofise adım attığımdan beri gülümsemememi bastıramıyordum. İpek'in tepkilerinden de görüldüğü üzere, bu pek sık yaşanan bir şey değildi.
Dün akşam yaşanan hiçbir şeyi ona anlatamazdım. Bırak İpek'e anlatmayı, sesli bir şekilde kendime dahi anlatamazdım. Ayrıca düşünmekten uyuyamamıştım. Yani, son birkaç haftadır düşünmekten uyuyamıyordum. Keyfine fazla düşkün birisi olarak uyuyamamak bana korkunç geliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oyunbozan
Romance"Bu yasak ateşi sen yaktın, Defne," Kaya'nın parmaklarının tersi kolumu okşamaya devam ederken sıcak nefesini omzuma üflemişti. "Ve benden söndürmemi bekleme. Eğer ki bir gün söndüren kişi sen olursan da, inan bana, bu sefer yangını çıkartan kişi be...