Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayıın lütfenn
Haydi başlayalım
Periniz sunarr✨
İyi okumalarrr🧚♀️🫧Sanırım artık onu kendi içimde kahramanım olarak görecektim.
Yorulduğum için uyumam gerektiğini söylemişti bu yüzden yatmak için odama çıkmıştım.
Uyku vakti ve aynı zamanda da kahramanımı düşünerek uykuya dalma vakti gelmişti...
———————————
Çok huzurlu bir uykudan uyanmıştım. Uzun zaman sonra ilk defa bu kadar huzurlu ve rahat uyumuş , ilk defa gözlerimi bu kadar mutluluk içinde açmıştım.
Mutlu olmamı gerektirecek çok birşey yoktu aslında düşünürsek. Ama daha adını bile bilmediğim kişi sayesinde hayatımın bu kadar değişmesi bile şuan beni aşırı mutlu eden bir şeydi.
Okula gitmem gerekliydi fakat ben asla gitmek istemiyordum. Ama yapacak birşey yok değil mi gitmem gerek yine o cehennemin içine.
Okuldan nefret ediyorum.
Fakat benim giyecek hiç kıyafetim yoktu ki burada. Çantam ve eşyalarım da hepsi o evdeydi. Ne yapacaktım ki şimdi?
Hemen kalktım yatağımı topladım ve üstüme bir şeyler geçirip aşağı indim. Daha demin giyecek bir şeyim yok diyen sen değil misin diyeceksiniz şimdi. Evet dedim ama burada da birkaç birşey var fakat çok zayıf olduğum için hepsi bana çok bol geliyordu. Bunlarla okula gidemezdim. Bir de bundan bana zorbalık yaparlardı.
Aşağı indiğim gibi beni gören bir çalışan yanıma geldi ve " Günaydın efendim. Bay Kim'in işleri olduğu için çıktı fakat size evde onu beklemenizi ve hiçbiryer gitmemenizi söylememi söyledi. Kahvaltı yapmak isterseniz kahvaltıyı hazırladık efendim mutfağa geçebilirsiniz."dedi.
Gerçekten de kırk yıl düşünsem şöyle bir hizmet göreceğim asssla aklımın ucundan bile geçmezdi. Sonuçta bana zehir edilen , cehenneme gitmeden resmen cehennemi yaşadığım bir hayatım vardı.
Bundan kurtulacağımı ve daha iyi bir şekilde yaşayacağımı hiç düşünmemiştim bu yüzden de.Mutfağa girdiğim an şok olmuştum resmen. Kahvaltıda bir kuş sütü eksikti. Neydi bu adam ülkenin en zengini falan mı?
Herşeyi en lüksündendi.
Gerçi normal belli ki konumu iyi birisi. Ama asla kibirlenmemiş o kadar temiz kalpli ki akşam geldiğinde eğer o da isterse ona kocaman bir sarılma verecektim.
Şimdi diyeceksiniz ki nasıl yeni tanıdığın bir insana bu kadar çabuk güvendin?
Aslında haklısınız.
Fakat onda beni kendisine çeken birşey var sanki. Çok güven verici birisi. Sanki bir kere sarılsam , bir kere o kollar arasına girsem bütün dertlerim son bulacak gibiydi. Aramızda farklı bir çekim gücü vardı sanki ve bu sebepsizce benim aşırı hoşuma gidiyordu.
Ayrıca ilk defa hayatımda böyle bir insana denk gelmiştim. Ona güvenmeyecektim de kime güvenecektim.
Kahvaltımı yaptıktan sonra odama geri döndüm ve biraz telefona bakmaya karar verdim.
Farkettim de kahramanım olmayınca buralar çok sıkıcıymış. Henüz fazla vakit geçirmememize rağmen ona bağlanmıştım bile. Keşke numarası olsaydı mesaj yazardım belki ona.
Acaba sinema odasına mı inseydim. Dün kahramanım bana evi gezdirirken bir sinema odasının da bulunduğunu ve istediğim zaman gidebileceğimi söylemişti aslında. Gitsem pek de sorun olmazdı.
Sinema odasına gitmek isterken koridorda kayıp olmuştum resmen. Burası gerçekten de baya büyük bir evdi.
Hemen mutfağa inip bir hizmetliye sordum ve sinema odasını sonunda bulabildim.
Birkaç saat orada film izlemiştim. Zamanın nasıl geçtiğini asla anlamamışım. Birden bire odanın kapısının açılmasıyla irkildim ve o yöne döndüm.
İşte gelmişti sonunda.
Kahramanım gelmişti...
"Merhaba küçük prens. Napıyorsun bakalım burda?"
"Şey, merhaba. Ben çok sıkılınca film izlemek için inmiştim de dün istediğim zaman girebileceğimi söylediğiniz için sorun olmaz değil mi? Eğer istemezseniz bir daha girmem zaten."
" Hey hey hey sakin ol güzel çocuk. Dediğin gibi istediğin zaman girebilirsin demiştim zaten sana."
"Oh , şey peki."
"Neler yaptın bakalım bugün?"
"Biraz sıkıldım ve genel olarak film izledim."
"Anladım."
"Şey, biz birbirimizin ismini bilmiyoruz. Sakıncası yok ise tanışalım mı."
"Ah , evet doğru ya. Ben Kim Taehyung otuz yaşındayım. Peki ya sen?"
Yuh otuz yaşında mıydı.
Hiç göstermiyordu.Taş gibiydi. Ay ne diyorum ben be sus kook sus iyice sapık oldun.
"Şey ben de Jeon Jungkook. Yirmi yaşındayım."
"Wow demek küçük prensimizin adı Jungkook'muş ha. İsmin de senin kadar güzelmiş ama ben sanırım sana küçük prens demeye devam edeceğim."
"O zaman ben de size kahramanım olarak seslenebilir miyim?"
"Kahramanım mı?"
"Evet kahramanım. Siz benim hayatımı kurtardınız. O evde ne kadar işkence içerisinde olduğumu bilemezsiniz. Sonra siz geldiniz ve beni buraya getirdiniz. Bana çok iyi davranıyorsunuz. Bu yüzden siz benim kahramanımsınız."
"Pekala o zaman siz biz eklerini kaldıralım değil mi küçük prensim. Zaten bundan sonra aynı evdeyiz ve yakınız sizli bizli konuşmamıza gerek yok."
"Ah , peki kahramanım beyefendi."
Küçük bir kıkırtı bıraktı ortama. Ona böyle sesleniyor olmam hoşuna gidiyor olmalıydı.
Eh ne yalan söyleyeyim küçük prensim demesi de benim hoşuma gidiyordu.
Bir dakika.
O bana küçük prens değil de küçük prensim mi demişti.Aman tanrım.
Kalbime birşeyler oluyor sanırım."Ee küçük prensim. İzlediğiniz filme kahramanınız ile devam etmek ister misiniz?"
"Küçük prens filmine kahramanıyla devam etmeyi çok ister."
"Hadi aç da izleyelim o zaman."
"Peki hemen açıyorum kahramanım."
Hellooo👋👋
Ben geldiimm
Nasılsınızz
Umarım bölümü beğenmişsinizdir
Bu bölüm pek istediğim gibi olmadı olaylar hızlı mı gidiyor sizce?
Fikirlerinizi belirtmeyi unutmayınn
Sevgi ve sağlıcakla kalın
✨🧚♀️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oh My Mafia
FanfictionYer altının en güçlü mafyası Kim Taehyung ve onun güzeller güzeli küçük oğlanı Jeon Jungkook