"Çok güzelsin Jeon.."
Çok kısık ve boğuk sesle söylediği için Jungkook onun ne dediğini anlamamıştı.
"Hm? Ne dedin Tete? Anlamadım özür dilerim."
"Güzelliğin diyorum Jeon. Güzelliğin. Yazılan gazellerin , şiirlerin , romanların ve her türlü sanat eserini yanında hafif bırakan o olağanüstü muhteşem güzelliğin. Galaksiler içinde barındıran gözlerin diyorum Jeon. Sen diyorum. Sen. Sadece sen ve güzelliğin Jeon."
———————⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️———————
Saatlerce orada durdular. Birbirlerine baktılar sahilde. Kumların üzerinde uzanıp yıldızları izlediler. Saat şu anda geceyarısına yaklaşıyordu. Hava iyice soğumaya başlamıştı. Jungkook Taehyung ile tanıştığından beri hayatının en güzel zamanlarını yaşıyordu. İyi ki diyordu. İyi ki gelip almış beni o iğrenç hayattan diye düşünüyordu.
Onun kendisinin şansı , mutluluğu, huzuru neredeyse her şeyi Taehyung olmuştu artık. Tüm hayatı ona bağlıydı. Hayatındaki tek varlığı Taehyungdu.
Jungkook artık Taehyung'u tamamen tanımak istiyordu. Bu yüzden aklına gelen tüm soruları sormak istedi ona. Onun hakkında her şeyi bilmek istiyordu. Hem onlar sevgiliylerdi. Birbirlerini iyi bilmeleri gerekmez miydi? Bence soru sorsa Taehyung ona hiç de kızmazdı. Bu yüzden sessizliklerini bozan ilk kişi Jungkook oldu.
"Tete , sana seni tamamen tanımak için birkaç soru sorabilir miyim?"
"Tabii ki sorabilirsin ay çiçeğim."
Jungkook aldığı izin ve iltifat ile hemen söze girdi.
"Tamaam. O zaman şimdi öncelikle ailenle ilgili sorular sorabilir miyim?"
Taehyung derin bir nefes çekti içine. Bunu anlatması zor olacaktı ama yapacak bir şey yoktu. Jungkook'un her şeyi açıkça ve tüm gerçekliğiyle bilmesini istiyordu. Bu yüzden ona her şeyi teker teker anlatacaktı.
"Sorabilirsin bebeğim."
"Tamaaamm. Öncelikle annen ve baban ile aran nasıl?"
Jungkook kendi ailesi ile kötü olduğu için yani babası ile - gerçi o aile bile değildi ama olsun- Taehyung'un aile hayatını merak etmişti.
"Benim annem ve babam ben beş yaşındayken öldürüldü Jungkook. Bizim aramız çok iyiydi. Onlar beni çok severdi. Yani babam sürekli olarak işteydi. Çünkü kendisi bir mafyaydı bu yüzden sürekli diken üstündeydik. Annem ise ev hanımıydı. Bu yüzden sürekli yanımdaydı ve çok güzel oyunlar oynardık. Babam mesleğini arada bana da öğretmek isterdi. Bazen beni bunun için eğitirdi. Hayatımız içinde tehlike olduğu için bana o yaşımda silah kullanmayı öğretmişti biliyor musun. Olurda bir gün tehlikeye düşersem ve yanımda kimse yoksa fakat bir silah varsa kullanayım diye. Annem ise hiçbir zaman istemezdi babam gibi olmamı. Babama her zaman o senin gibi olmayacak , çocuğumuza bu yaşında silah eğitimi vermek ne kadar doğru? Diyerek uyarırdı fakat babam yine de öğrenmem gerektiğini savunurdu."
Taehyung anılarını anlatırken burukça gülümsedi.
Onları özlemişti tabi ki."Daha sonra bir gün babam eve geldi. Çok panik halindeydi. Annem ve ben çok korkmuştuk. Anneme hemen bir kaç önemli eşyayı almasını , gitmemiz gerektiğini söyledi. O an neler olduğunu hiç anlamadım. Annem nedenini sorarken babam koş hemen acele etmemiz gerek daha sonra anlatırım demişti. Annem yukarıya koştuğu gibi evden bir cam kırılma sesi gelmişti."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oh My Mafia
FanfictionYer altının en güçlü mafyası Kim Taehyung ve onun güzeller güzeli küçük oğlanı Jeon Jungkook