4. Bölüm

409 17 3
                                    

Başım feci derece de ağrıyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Başım feci derece de ağrıyordu. Gözlerim ağrının getirdiği halsizlikle kamaşıyordu. Gözlerimi açmak için zorlasam da bin tane iğne gözüme ve başıma aynı an da battığından gözlerim açılmak nedir bilmiyordu.

Her şeyi hatırlıyordum. Nasıl hatırlamaz olurdum ki?

Oruspu çocuğu bizi kaçırmıştı!

Sen önce gel; öp, kokla, sonra da bayılt kaçır. Kusura bakma canım ama ayağına kapanmamı felan beklemiyorsun değil mi? Ben bir öyle, bir böyle adamlardan hoşlanmıyorum. Adam dediğin verdiği kararlara sadık olmalı.

Puşt kurusu olmamalı!

Gözlerimi sonunda açabilmiştim. Açılmak bilmeyen gözlerime de küfür savurdum. Zaten ağzı bozuk biriydim, bu saatten sonra durdurabilen durdurabilirse. İnsanı zıvanadan çıkarırlar yemin ediyorum.

Hay sikeyim!

Bu ışığı kim bu kadar açmıştı? Gözüm kör oldu amına koyayım! Bu geceden sağ çıkabilirsem adak adıyacağım. Ne bitmek bilmeyen geceydi bu böyle!

Gözlerim ışığa yavaş yavaş alışadursun, ben de o sırada depoyu inceliyordum. Kaçabilmek için yer arıyordum. Deponun içinde kimse yoktu. Alejandro ise ortalıklarda gözükmüyordu. Gözükmemeye de devam etsin. Köşede kıyıda geberebilir hatta.

Tamamen ışığa alışan gözlerim yanımda duran Sarı'ya kaymıştı. Hayvan, camış gibi uyuyordu. Normalde, top patlasa uyanmayan birini bayıltırlarsa o zaman hiç uyanmazdı zaten. Bugün mecbur, sarsılmayan iradesini kırıp uyandıracaktım onu.

Onu bura da Alejandro'nun eline bırakma fikri çık aklımdan! Şaka yapıyorum, tabi ki onu burada bırakmam. İnandınız mı? İnanmayın inanmayın. Aklımdan geçti ama yapmam. O kadar da cani değilim...

"Sarı uyan!"

Ben kime masal anlatıyorsam. Sesim ona nini gibi geliyordur.

Ayağımı kaldırıp bacağının yanına tekma attım. Bu konumdan biraz zor olsada, vücudum esnek olduğundan tekme atabilmiştim ama etkili bir tekme olmamıştı. Hafif sıyırmıştı tekmem. Sarı da tık yoktu. Acaba Sarı'yı yanlışlıkla öldürmüş olabilirler mi? Yok be! Ölen insan horlamazdı. Bu camış uyanmıyordu sadece.

Bu sefer tüm gücümü toplamıştım. Sarı'ya yeniden tekme attığımda, uyanmıştı. Hem de öyle bir uyanmıştı ki, uyuyan devi uyandıracak şekilde uyanmıştı. Salağın sesiyle ayıldığımızı duymayan kalmamıştır artık.

"Sağol, gerizekalı sağol! Ben seni uyandırıp buradan kaçmayı düşünürken bağırman sağolsun, yedi düvel ayıldığımızı öğrendi."

Gözleri şaşkın şaşkın etrafta gezinen Sarı'nın, hâlâ neyin içinde olduğundan haberi yoktu. Jeton dört köşeliydi.

"Ben en son çilli hatunla işi pişiriyordum." Tek kaşı hava da benden yana döndü. "Sonra kafamda bir sızı... Gerisi yok ben de. Kim kaçırdı lan bizi?"

Dudak ÇizgisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin