Yaşadığımız tecrübeler o hayatı yaşayan insanları daha iyi anlamamızı sağlıyordu. Ben şuan tarla da çalışan köylülerin hâlini çok iyi anlıyordum.
O sıcağın altında saatlerce çalışmanın ne olduğunu, yabayı tutmaktan su toplayan ellerinin acısını...Bildiğin eziyetti. Onlar evlerine iki üç kuruş götürmek için çalışıyordular ama ben şuan Alejandro'nun verdiği cezanın acısını çekiyordum. Ellerini dökülen üç beş kuruşluk para için günün çoğunu ter dökerek geçirmeleri haksızlıktı.
Saatlerce söylenmeme rağmen, verdiği cezadan çok iyi bir ders çıkarmıştım. Hayatım boyunca tarlaya hiç girmemiştim, onu geçtim doğru düzgün iş bile yapmamıştım. O insanların ne çektiğini, bu sebeblen anlamış olmuştum. Ceza dahi olsa da bana iyi bir ders vermişti.
"Bunların hepsi senin suçun!"
Tam havaya girmiş, olduğum durumu kabulenmişim derken arkadan gelen ses tüm sinirlerimi germeye yetmişti. Bu cezayı bir tek ben almamıştım. Carmen de cezaya tabi olmuştu. Zaten, en büyük cezayı o hakkediyordu.
Alejandro'nun evinin yanında olan boş bir araziyi sürüyorduk. Alejandro'nun bize uygun gördüğü ceza buydu. Ben yabayla (Bu şeyin adını yeni öğrenmiştim) nerdeyse bir sıra bitirmişken o hâlâ en başındaydı.
"Benim mi suçum? Azgına bak! Gelip bana Sarı'yı istiyorum diyen sen değil miydin?"
"Ben nereden bilebilirdim ki arkadaşının iffetini bu kadar çabuk satacağını?"
"Şimdi Sarı'yla bir şey yaşamanı istedim diye, suçlu ben mi oldum yani? Gerçi sen onu da beceremedin. Çocuk en son camdan havuza atladı."
İşi gücü bırakmış aramızda onca mesafe olmasına rağmen tartışıyorduk.
Bugün uzun bir süreden sonra spor ayakkabı giymiştim. Hatta kıyafetim bile sportifti. Gri, tulum giymiştim. Tarla da çalışacağımdan dolayı, kombinimi ona göre ayarlamıştım. Süslenmeyi her ne kadar seviyor olsam da spor kıyafetlerin daha rahat olduğu aşikardır.
"Ben tam işi hallettim diyordum, bir baktım çocuk pencereden attı kendini. O işi hâlledemeden öldüğünü zannedip pencereye koştum, bir de baktım ki havuza düşmüş." Yani Sarı'ya bir şey olmasından değil, fan fin fon yapamadığından korkmuştu.
"Sen var ya... Çok fenasın." İlk defa böylesine çoşkun biriyle karşı karşıyaydım. Bu insanın da seksen yaşındaki nine olması bi' hâyli tuhaftı.
"Elli yaşını geçtikten sonra beni anlarsın."
Yok, ben almıyayım. Ellisinden sonra kudurdu demesinler.
Tamam, daha önce ilişkim olmuştu, hatta torunuyla bile olmuşta ama benim libidom herkese karşı aynı atmıyordu. Çok yakışıklı tanımıştım ama daha önce sadece bir kişiyle üç kez birliktelik yaşamıştım. Dördüncüsü de Alejandro olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dudak Çizgisi
Mystery / Thriller"Hem dünyaları verecek kadar güzel hem ölümü çağrıştıracak kadar karanlık." İkizler yıllardır birbirinden habersizce hayatlarını sürdürmüştüler. Bir gün iki kardeşin yolları tesadüf denmeyecek bir şekilde restauranttın lavabosunda kesişmişti. Artık...