Arabalardan inmiştik. Coşkulu kalabalık etrafımızı sarmıştı. Bizi tanımayan insanlar kazandığımız yarış adına sevinçten bağırıyor, dans ediyor, yeni açtıkları içki şişelerini kafalarına dikiyordular.
Alejandro etrafını kuşatan kalabalığı umarsamazken ben birkaç iltifata cevabsız kalmayıp teşekkürlerimi iletmiştim.
Gitgide Yoğun bir kalabalık etrafımızı sarmıştı. Çevremi saran insanlar yüzünden artık Alejandro'yu göremiyordum. Benim etrafımı genel olarak erkekler kuşatmışken Alejandro'nun etrafını kızlar kuşatmıştı.
İster istemez içimi huzursuzluk kaplamıştı.
Ben Alejandro'ya güveniyorum, sadece çevreye güvenmiyorum...
Kızların bin hâli vardı. Sırf Alejandro etkilensin diye ellerini onun üzerinde gezdiren... Ahh! Bu düşünce, insanı çıldırtırdı.
Ben manyağım! Kafamda bin tane senaryo kurardım. Ben birini sevdikten sonra, dişi sinek bile etrafında dolaşamazdı.
Buna kıskançlık demiyelim de sevdiklerime karşı fazla korumacıyım diyelim.
Kalabalığın arasından çıkmak için haraketlenmiştim ki karşıma beyaz giyimli, kulağında kablolu kulaklık bulunan, koruma olduğu anlaşılan iri yarı bir adam dikilmişti.
Alejandro'yu görebilmek için adamın sağına ve soluna bakmıştım ama adam gideceğimi zannedip kafamı nereye çevirirsem bedenini oraya dönmüştü.
"Hanımefendi Raci Kaddafi sizinle görüşmek istiyor." Adamın söylediği isim yerimde sabit kalmama neden olmuştu.
İngilizce konuşmuştu ama pek iyi İngilizce konuşmadığından ve ağır Arap aksanı olduğundan, ne dediğini pek anlamamıştım. Tek anladığım, Raci Kaddafi olmuştu.
Beni yanına çağırıyor olabilir miydi?
Koruma elini ileriye doğru buyrun diye uzatmıştı. Sanırım beni onun yanına götürecekti. Adamla tanışma fırsatı ayağıma gelmişti. Bu fırsatı geri tepemezdim.
Koruma bir tık önde ben arkasında kalabalığı yarıp Raci Kaddafi'nin yanına gitmiştik.
Beklenmedik bir sürpriz vardı burada. Alejandro Javier Hernandez, Raci Kaddafi'nin karşısındaydı.
Neler oluyordu?
Adamın planı neydi?
Niye ikimizi de yanına çağırmıştı?
Olayları sorgulamak yerine, Alejandro'nun yanına Raci Kaddafi'nin karşısına dikildim. İfadesizliğimi korudum. Ben şuan ne Alejandro'yu ne de Raci Kaddafi'yi tanıyordum. Artur ve Althea vardı. Ben İngiltere'de büyümüş Filipinler asıllı Althea'ydım, Alejandro ise Makedonyalı Artur'du.
"Diğer kazananımız da geldi!" İki elini havaya kaldırmış coşkuyla selamlamıştı beni.
Şimdi anlaşılmıştı. Yarışta gösterdiğimiz performans onu etkilediğinden bizimle tanışmak istemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dudak Çizgisi
Mystery / Thriller"Hem dünyaları verecek kadar güzel hem ölümü çağrıştıracak kadar karanlık." İkizler yıllardır birbirinden habersizce hayatlarını sürdürmüştüler. Bir gün iki kardeşin yolları tesadüf denmeyecek bir şekilde restauranttın lavabosunda kesişmişti. Artık...