"Ben sana demedim mi misafirim varken bu odadan çıkmayacaksın diye! Kal biraz burada da aklın başına gelsin!"
"Yapma lütfen, çok korkuyorum oradan, götürme beni oraya! Söz veriyorum bir daha tuvalet için bile çıkmayacağım oradan! Lütfen kapatma beni oraya, çok karanlık orası!"
"İyi ya ne güzel işte seversin sen orayı. Yürü beni daha fazla kızdırma istemeyeceğim şeyler yaptırma bana! Bunlar hep seni baban gibi dövmüyorum diyeyse değerli olduğundan değil ölmüş anama verdiğim son sözüm olduğundan. Gir şimdi buraya ben diyene kadar çıkmak yok."
"Mustafa! Lütfen beni burada bırakma! Lütfen söz veriyorum bir daha yapmayacağım ne olur başka ceza ver bana..."
"Gitme! Bırakma beni burada Mustafa, çok karanlık burası, lütfen!"
"Söz çıkmayacağım bir daha, konuşmam da kimseyle lütfen!"
"Bırakma beni burada... Ne olur!"
"Karanlık, çok karanlık!"
"Sedef..." hafifçe sarsılan bedenimle sıçrayıp kalktım. Derin derin alıp verdiğim nefesleri birinin bana sıkıca sarılmasıyla tuttum içimde.
"Şişt sakin ol, ben buradayım. Yanındayım sedef sadece kabustu." Saçlarımı okşayıp usulca kulağıma fısıldadıkları yavaş yavaş açılan bilincimle daha anlaşılır oldu.
"Ferzan?"
"Benim, benim sakin ol. Kötü bir rüya gördün sadece, her şey yolunda. Yanımdasın, güvendesin ben yanındayken kimse sana bir şey yapamaz! İzin vermem tamam mı!" beni kollarından ayırıp şakaklarımdan akan terleri elleriyle silip saçlarımı geriye iteledi. Hemen yan komodinin üzerinde duran bardağı bana uzatıp, "Al biraz iç kendine gel." Dedi. Bardağı elinden alıp birkaç küçük yudum alsam da bulanan midemle geri uzattım ona.
Bardağı yerine bırakıp endişeyle bana bakıp, "Daha iyi misin?" dedi. Hala orada olmadığıma ikna olmak için odada gözlerimi gezdirdim. Fark ettirmemeye çalışarak ona biraz daha yanaşıp dizlerine temas ettiğim an gerçekliğine emin olunca usulca başımı salladım.
"İyiyim, teşekkür ederim." Beni yalnız bırakmamış olmasına ettim aslında teşekkürümü.
"Ne teşekkürü Sedef, lafı mı olur bunun? Sen iyi ol o bana yeter."
"Ben sadece yanımda olduğun bana böyle destek olduğun için etmek istedim." Dedim kısıkça. Gördüğüm kâbus beni yeniden o zamanlara götürdü sanki. Birdenbire yine konuşmak için bile çekinirken buldum kendimi.
"Tamam senin rüyadan dolayı kafan karıştı sanırım, sana aynı şeyleri bir kez daha yaşatmamak uğruna ne gördüğünü sormayacağım. Gel daha sabaha çok var uyuyalım tekrar ama anlatmak istersen dinlerim de sadece dediğim gibi tekrar kötü olmanı istemiyorum." Dedi endişeyle kendisini yanlış anlamamdan korktuğu için açıklamaya çalışarak.
"Sorun değil haklısın anlatıp tekrar yaşamak istemiyorum ama uyuyabileceğimi de sanmıyorum, sen uyu ben otursam olur mu?"
"Olmaz öyle şey, şimdi uyumazsan yarın çok yorgun düşersin taşınacağımız için bir sürü iş olacak ben de seni öğrendim artık, yerinde bir dakika durmadan oradan oraya koşacaksın."
"Olsun yorulmam ben, şimdi uyuyabileceğimi sanmıyorum. Korkuyorum Ferzan." Dedim açıkça beni zorlamaması için.
"Yanlış anlamazsan rahatlayıp uyuman için sana sarılabilirim, böylece varlığımı hissedip güvende olduğunu bilirsen uyursun. Olur mu?" bedenimdeki bütün kanın birden yanaklarıma hücum ettiğini hissettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BANA AŞKINI VER
Fiksi UmumBir yanda on beş yaşında ailesi tarafından zorla evlendirilip yıllarca bir odada hapsedilen kız ve doğduğu toprakları sevse de törelerini sevmeyen bir adam... Evlendiği adam tarafından tam sekiz sene evin içindeki bir odaya hapsedilen kız, bir gün k...