i found you.

1.8K 252 240
                                    


flashback

1 yıl önce*

Jisung işten enerjik hâliyle çıkmıştı çünkü bugün ablasının doğum günüydü ve kutlamak için bir hâyli heyecanlıydı. Eline aldığı hediye paketleriyle onu okulundan almaya karar vermişti. Ablası yeni girdiği okulunda dersleriyle çok meşgul olduğu için evlerinde kutlamayı reddetmişti bu yüzden en azından okula kadar gidip hediyelerle onu mutlu etmek istiyordu.

Ablası jisungun aksine pahalı şeylere bayılan birisiydi. Bu yüzden Jisung part- time kazandığı altı aylık parayı elindeki küçük zümrüt yüzüğe harcamıştı. Çünkü ablası kaç aydır bunu nasıl istediğinden bahsediyordu ve buna bayılacağını düşünmüştü. Parası olmadığı için alamadığından kendisi çalışıp bugün bunu vermek için epey çaba sarf etmişti.

Biraz zaman sonra okula varmıştı, karlar üstüne birbir düşerken okulun önünde ellerini ısıtmaya çalışıyordu. Ablasına attığı bir kaç mesajdan sonra mumları yakmak adına kekine dönmüştü
Ceplerini yokladığında çakmağı unuttuğunu fark etmişti çocuk.

Etrafına baktığında okuldan çıkan birisi gözüne çarpmıştı ve istemeye karar vermişti. Mor saçlının önüne dikildiğinde nazikçe sormuştu, Mor saçları uçuşurken cebinden çıkardığı çakmağı jisung'a doğru fırlatmıştı âdeta. Kekine dönüp yaktığında rüzgarı engelleyip kekin üstüne diktiği mumun sönmemesini sağlamaya çalışıyordu.

Geri vermek için döndüğünde çocuk çoktan arabasına binmiş gidiyordu.

Üstünden uzun zaman geçmesinden sonra mum sönünce söylenip tekrar mumları yakmıştı Jisung. Muma çakmağı tutmasıyla arkasında büyük bir gürültü duymuştu. Yerinden sıçramıştı, çakmak aynı anda elini yakarken hızlıca elini üflemişti.

Ne olduğunu anlamak için arkasını dönerken karlara önderlik eden kırmızı sıvı gözlerini şokla açmasını sağlamıştı.

Jisung çivi gibi yerinde kalakalırken ne olduğunu idrak etmeye çalışıyordu.

Neden ablası beyaz karların üstünde kanlar içinde yatılı duruyordu?

Bedenini zar zor hareket ettirip ablasının yanına adımladığında titreyen ellerini durduramıyordu. Birden kalkıp yardım istemek amacıyla bağırmaya başlamıştı.

"Lütfen yardım edin! kimse yok mu! Birisi yardım etsin!" diye yalvararak konuştuğunda ağlaması şiddetlenmişti. Telefonuna uzanıp zar zor acil yardım tuşlarını basabilmişti.

Sakin bir şekilde konuşamadığından adresi verip kapatmıştı Jisung telefonu.

Ağlayarak ablasının göğsüne kafasını koyduğunda elinde olan kağıt dikkatini çekmişti.

Bu bir intihar notuydu.

"Ben Han chae, Yapılan zorbalıklara dayanamadım ve çoğu şey beni intihar etmeye itti. Bunu yapmak istemiyordum, herkesten özür dilerim. Özellikle de kardeşim han'dan. Benim için fazla üzülme. Seni seviyorum kardeşim, babam ve anneme benim için iyi bak.

Elveda."

kağıdın arkasını çevirdiğimde bir yazı daha karşılamıştı beni

Ölümüm için sorumlu tutulacak birisi varsa o da Lee Minho'dur."

Jisung Ağlaması şiddetlendiğinde küfürler ediyordu. Ne intiharı? Neyden bahsediyordu? diye geçirdi içinden

Haberi yoktu da ablası kötü bir dönemden mi geçmişti? Zorbalık edildiğini neden söylememişti ona?

Ablasının boynuna koymuştu elini. Barizdi ki nefes almıyordu. Ölmüştü.

Şimdi elinde kalan ; bu ruhsuz beden, bir not ve elinde sımsıkıya tuttuğu zümrüt kolyeydi.

O gün Han jisung ablasını ölüme göndermişti ama bir yemin etmişti. Bu burada bitmeyecekti.

günümüz*

Önümde duran seungmine şok olmuş bakışlarımı atarken ayağa kalkmıştım "Sen ne saçmalıyorsun, ablam? ablamı nerden biliyorsun!" dedim ağlamaklı çıkan sesimle

Seungmin yanıma oturunca fotoğrafı gösterdi "Jisung ablan intihar etmedi, onu birisi öldürdü."

Gözlerimden yaşlar akarken cevapladım "Ama, ama bu nasıl olur...! ablamı birisi...neden öldürsün?"

Seungmin fotodaki Minho'yu göstermişti "Bunu o yaptı."

Gözümü şokla açıp ona baktım o ise anlatmaya devam ediyordu. "Neden okuldan gitmen için bu kadar çabalıyor sence? çünkü o yaptı." dedi ciddi ifadesinin arkasından.

Yavaş yavaş zemine oturduğumda elimle gözyaşlarımı siliyordum "O...bu yüzden mi bana zorbalık yapmıştı?"

Seungmin kafasını salladı "Kesin bir kanıtım yok ama gördüğün gibi her burslu gelen öğrenciye ağır zorbalıklar yapıyor bunu ondan başka kimse yapamaz."

Elini koluma attı "Bu yüzden senin yanında duruyordum, ablanı tanıyordum. Onun ona nasıl zorbalık yaptığını anlatmıştı bana."

Dizlerimi kendime çekmiştim. Konuşmayıp sadece ağlıyordum. Seungmin ayağa kalktı "Bu yüzden onu şikayet etmelisin."

"Ama kanıtımız yok." diye üstelediğimde cevapladı "Sen onun kardeşisin, sadece cinayet işlenirken gördüğünü söyle. Sana inanacaklardır çünkü minho sicili epey kabarık birisidir."

Kafamı onaylarcasına salladığımda Seungmin saçımı okşayıp odadan çıkmıştı.

Kapının kapanma sesini duyduktan sonra kendimi durduramadığım için bir kahkaha patlatmıştım

Gülmemi durduramazken elimle ağzımı kapatmıştım. Ne kadar gerizekalı diye içimden geçirmeden duramıyordum. Ayağa kalkıp üstümü silkelemiştim. Sahte gözyaşlarımı elimin tersiyle silerken kendimi ağlamaya zorladığım için başıma ağrılar girmişti.

Karşımda olan aynadan kendime bakmıştım

"Seungmin...seungmin...beni bulduğunu ve güvenimi kazandığını düşünüyorsun değil mi?"

Dudaklarım yana doğru kıvrıldı

"Ama seni bulan benim."

.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.

hijacker | minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin