friends should help each other

1.5K 156 209
                                    

Gözlerim karnımda hissettiğim ani basınçla acı bir şekilde açılırken ne olduğunu anlamak amacıyla gözümü avuşturuyordum. Daha kendime gelemeden üstüme yığılan cüsseyle nefesim kesildiğinden üstümden atmaya çalışıyordum

"Jisung-ah~~~ seni çok özledim~"

Tanıdık gelen sesle üstümdeki kişinin çenesini tutup görebileceğim bir şekilde yukarı kaldırmıştım

"Hyung?"

Üstümden kalkıp bana kollarını açtığında beklemeden Chan hyungun üstüne atlamıştım "Ya nerede kaldın!?"

Gülümseyip kollarını bana sarmıştı "Tamam ya bu kadar sevgi verme bana şımarıyorum."

Geri çekilip sahteden kızmıştım "Bizi unuttuğunu düşünmeye başlamıştım!"

"Yah! öyle bir şeyin imkanı olabilir mi?"

"Bilmem artık, zaten yaşın da geldi evlenip çoluk çocuğa bile karışmış olabilirsin."

Gözlerini korkuyla açıp gerilemişti "Daha neler! siz de beni iyice dede yaptınız! sizden sadece üç yaş büyüğüm."

Gülüp yataktan indiğimde koluna girmiştim "Neler yaptın bakalım?"

Bu sırada odadan çıkmış salona ilerliyorduk "Şirkette işler çoktu cidden! 1 hafta fazladan çalıştım bu tatili alayım diye!"

"Bu kadar sıkıyorlarsa bence bırak bu işi hyung. Sanki sana iş yok!"

"Dimi ya bulmuşlar Koskoca Christopher Bahng'ı öpüp başlarına koymaları lazım."

Katıldığımı belirten sesler çıkardığımda masada kahvaltının hazır olduğunu görmüştüm "Sen mi hazırladın yoksa?"

Sırıtıp kaslarını gösterdiğinde böbürlenmişti "Kaslı kollarla hazırlanan kahvaltı bir ayrıdır söyliyim şimdiden!"

Gülüp yanağına öpücük kondurduğumda Hyunjin de odasından çıkmış bize doğru geliyordu

Chan'ı gördüğünde hızla koşup sarılmıştı daha sonra ise koluna bir kaç kez geçirmişti

Hepimiz masaya oturduğumuzda söylenmişti "Ben de diyorum sabah sabah bu duyduğum çirkin ses kime ait!" gülerek konuştuğunda chan hyunjin'e dil çıkarmıştı

"Yalvarıyorsun ama gelmem için. Sanki kaç gündür ben mesaj atıyorum!"

Chan gülerek bana döndüğünde ağzıma peynir tıkıştırıyordum. Hyunjin sitem edercesine konuşmuştu "Yalnız bu masada mavi kelebek çayı yok, ben yapamam kahvaltı aga."

Chan'ın kaşları çatılırken cevaplamıştı "Ne çayı ne? kelebek mi?"

Ağzını şokla kapatmıştı "Şimdi de kelebekleri mi öldürüyorlar!?"

Yediğim şeyi dediği şeyle püskürtürken kahkaha atmaktan alıkoyamamıştım kendimi

"MAVİ KELEBEKLERDEN NE İSTEDİNİZ!"

ağlamaklı bir şekilde konuşurken hyunjinle gülmemizi tutamıştık. En sonunda hyunjin cevap vermişti "Ya salak! kelebekten yapılmıyor tabii ki!"

Chan anlamışçasına bir oh çektiğinde yemeğimi yemeye devam etmiştim "Sen bu hyunjinle nasıl yaşıyorsun jisung ya! tam bir deli."

Dediği şeyle gözlerim hyunjine giderken gözgöze gelmiştik. İkimiz de hızlı bir şekilde önümüze dönerken sessiz kalmayı seçmiştim

Chan'ın gözü benle hyunjin arasında gidip gelirken söylendi "Hey noluyor?"

İkimiz de yemeğimizi yemeye devam edince chan tekrar konuşmuştu "Bu şüpheli?"

hijacker | minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin