"Hiç gelmeseydiniz! yarım saattir sizi bekliyoruz."
Mahcup bakışlarımı chan'a atarken utançtan ne diyeceğimi seçmeye çalışmıştım
"Özür dileriz hyung, alışveriş yapacak market bulamadık." Minho pratik bulduğu yalanı atarken bu becerisine hayran kalmıştım
Chan olumlu bir şekilde kafasını salladığında önümüzde olan yeşil alana bakıyordum
Koşu parkurundan tut, bir sürü yapılacak aktivite için alan vardı burada. Tenis, voleybol, ok atma ve tırmanma alanları ve ne yapıldığını bilmediğim sayamadığım kadar parkur. Aşağıda olan nehirde yapılan aktiviteleri saymıyordum bile
Chan sinsi bakışına tekrar büründüğünde sadece canımızı okumaması için dua etmiştim. Belki de ölmeden önce son bir kez patates püresi yemeliydim
"Evet hepiniz burada olduğunuza göre! Kendi spor alanımıza gidelim!"
Kaşımı çatıp sormuştum "Kendi spor alanımız derken?"
Gülüp anlatmaya başlamıştı, o sırada da hepimiz chanı takip ederek alanda ileri doğru yürümeye başlamıştık "Aslında şöyle; burda çoğu spor için yeterli alan ve olanak var fakat bazı alanlar karma yapılıyor. Hatta yarışmak için karma özel parkurlar var!"
Korkarak sormuştum "Umarım biz voleybol oynamaya falan gelmişizdir hyung!"
Chan elini bir omzuma atıp patlatlamıştı "Jisung biraz özgün olur musun? tabii ki yarışma yerine geldik!"
Hepimizin ağzı aniden aralanınca chan gülüp seke seke önümüzden yürümeye başlamıştı. Felix ise gitmesinden istifade yorumunu yapmıştı "Bu adam nasıl hem tatlı hem de aşırı korkunç gözükebiliyor, çözemedim."
"İnan ben de çözemedim." dedim felixe umutsuz bakışlarımı gönderirken. Minho ise hyunjinden istediği tokayı hafif uzun saçlarına geçirmişti.
Saçının bazı yerlerindeki saçları kısa olduğundan tokayla tutturamamış önüne dökülmüştü Fakat böyle bile ateşli görünümünden bir şey eksilmemişti. Üstündeki bakışlarımı fark eden minho bana dönerken gözgöze gelmemek adına hemen önüme dönmüştüm
Bu bugün için fazla riskliydi.
Sonunda spor alanına geldiğimizde hepimiz birden şaşkınca sesler çıkarmaya başlamıştık. Hyunjin söylenmişti "Canımız okunacak!"
Chan girişten aldığı ekipmanları bize verip giymemizi söylemişti yaranlanmamamız adına
Hemen yarış yerinin yanındaki golf sahasında tanıdık yüzler görmemle yanımdaki felixi dürtmüştüm "Hey şunlar jeongin ve changbin değil mi?"
Felix gösterdiğim yere baktığında gözleri büyümüştü "Aaa evet onlar, hatta şu oturan da seungmin mi?"
Gösterdiği yere baktığımda seungmin olduğunu görmüştüm "Lan harbiden, ama ne alaka? changbinle konuşuyor mu?"
"Konuşmuyordu en son."
Kaşımı çatıp oraya baktığımda Minho yanımızda belirmişti "Nereye bakıyorsunuz?"
Felix eliyle ona oldukları yeri göstermeye çalışırken Minho nihayet görmüştü "Jeongin değil mi?"
Kafamı salladığımda konuşmuştum
"Seungmin de orda, ne alaka anlamadık."Minho kafasını anlamışçasına sallayıp birden elini kaldırmıştı havaya "Şimdi anlarız." dedikten sonra jeonginin adını bağırmıştı
"Hey jeongin!"