Selam 🫡Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.
Keyifli okumalar ✨
🍸
Odanın içine adım attığımda bembeyaz duvarların ortasında duran büyük yatağı gördüm. Tüm yorgunluğum, tüm yaşanmışlıklarım omuzlarıma bu akşam o kadar ağır geliyordu ki, bir külçe gibi yatağın üzerine düşmek ve aynı anda yastığın çarşafın beni içine çekmesini istedim.
"Ensar amca sana teşekkür etti." dedim arkamda duran Hisar'a bakmadan.
"Evet," dedi "Beni yok saymak istiyorsun farkındayım ama bende oradaydım Aslı" sitem cümlesi kursa da, ifadesizliğini hala koruyordu.
Arkama dönüp baktığımda kapattığı kapıya yaslanmıştı. "Ben teşekkür etmezdim, çünkü bence senin evinde bu olay yaşandığına göre bu senin suçun sayılır" dedim.
Söylediklerim onu şaşırtmadı. "Düz bakıyorsun, her zaman ki gibi" dedi.
Bir adım attım ona doğru, "Hadi bana tersini anlat," bir adım daha attım "ya da tersini göster" bir adım daha attığım da tam önündeydim. Yakınlaşmam kalbini hızlandırmamıştı belki ama kendini kastığı boynundaki damarlardan ve gerilen omuzlarından belli oluyordu. "Anlatsana kocacığım" dedim daha kısık sesle.
Bir eli hızlıca belime, diğer eli esneme gitti. Beni sıkı sıkı kavradı ve özlediğimi kavuşunca hissettiğim dudaklarını dudaklarıma dayadı.
Bu ani hareketi karşısında anlık bit afallama yaşasam da kendimi toparlamam çok uzun sürmedi. Refleks olarak kapandığım gözlerimi açıp Hisar'a baktım. Maraton koşmuş gibi nefes nefeseliğin yanında, kapalı olan gözlerinin açılmak için kendisine eziyet ettiğini gördüm titreşen kirpiklerinde.
Devam etmek istiyordu. Bu öpücük uzun soluklu bir öpüşmeye dönüşsün ve bunu başlatan o olmasın istiyordu.
Peki ben ne istiyordum?
Beni öpmesiyle kor ateşlere sürükleyen, özlediğimi fark ettiğim an bu beyaz büyük duvarların ortasında küçücük kalan yatak gibi beni küçülten ama bana karşı olan arzusunu, isteğini gördüğüm an beni yücelten bu adamı aynı istek ve arzuyla yükseltmek istemiyor muydum?
Hisar aynı şekilde sımsıkı yummaya çabaladığı gözleri ve dudaklarımın üzerinde duran dudaklarıyla hala bir eli belimi, bir eli ensemi sıkıca kavrıyordu. Araladığım dudaklarımı fark edince dudaklarımın üzerinde küçük bir nefes verdi. "Serçe," dedi usulca.
Bana nedenini hala bilmediğim şekilde taktığı bu ismi söylerken açılan dudaklarından içeriye kaydırdım dilimi. Hisar saniyelik bir şaşkınlıkla gözlerini açtığında, göz bebekleri benimkileri bulmuş ve bizden önce sevişmeye başlamışlardı sanki. Şimdi bu kavuşmanın tadını çıkartacak olan taraf olma arzusuyla gözlerimi yumdum.
Öpüşü yumuşaktı aynı anda sertti. Öpüşü ihtirastı biraz da sitemli. Öpüşü hardı ikimizi de yakacak olan, öpüşü beni kendimden geçiren bir büyüydü sanki.
Gerilen kollarında tuttuğum ellerimi ensesine çıkarttığımda, Hisar da ensemdeki elini aynı hızla bacağıma indirdi. Kalçamın hemen altında sabitlediği elini kısa bir an sonra dizime doğru indirip bacağımı kendi beline doğru kalırdı. Ona zorluk çıkartmadan bacağımı beline doladım. "Yanarız Aslı" dedi dudakları hala benim dudaklarımdayken.
Ona sessiz bir gülümsemeyle baktım. Onaylar gibi kafamı salladığımda beni kucağına alıp dudaklarını boynuma indirdi. Başımı bu hareketiyle arkaya doğru atıp küçük bir inlemeyle kendimi ona doğru ittirmiş oldum. Bu Hisar'ın artık son raddesiydi. Bunu, ben hala kucağındayken ve dudakları hala boynumdayken acele adımlarla yatağa doğru yürümesi kanıtlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEYAZ KAFES
General FictionKİTAP +18 • olumsuz örnek oluşturabilecek sahneler • İÇERMEKTEDİR! 🍸 "...Seninle geçireceğim zaman yirmi dört saatten daha az Serçe. Seni öpeceğim. Seni bol bol öpeceğim. Seni saracağım. Seninle sevişeceğim. Elime geçen her fırsatta. Durmaksızın."...