KİTAP +18 • olumsuz örnek oluşturabilecek sahneler • İÇERMEKTEDİR!
🍸
"...Seninle geçireceğim zaman yirmi dört saatten daha az Serçe. Seni öpeceğim. Seni bol bol öpeceğim. Seni saracağım. Seninle sevişeceğim. Elime geçen her fırsatta. Durmaksızın."...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
🍸
Oy vermeyi ve bol bol yorum yapmayı unutmayın ✨
Keyifli okumalar :)
🍸
18. İŞARETLER
Tanrı, bazı olayları zarar görmemeniz için özenle saklar. Bunları öğrendiğinizde hayatınız tepetaklak olabilir, yoldan sapabilir hatta ölümü bile düşünebilirsiniz.
Allah'ın sevdiği kulu tanımlaması tam olarak buradan gelmektedir bence. İşlerin aksamasın ve yolunda gitsin diye bazı gerçekler senden gizlenir.
Evren işte tam olarak burada devreye girer. Senin hayatında senden saklanan şeylerin ipuçlarını minik minik yaşamının bir yerlerine yerleştirir. Eğer yeteri kadar dikkatliysen ve senden gizlenenleri öğrenmek istersen o ipuçlarını bulur ve tüm sırları çözebilirsin.
Benim şu an yaşadığım şeyin Tanrı'nın bir kurmacası mı yoksa evrenin işaretlerinden biri mi olduğunu tam olarak bilmiyorum. Ama bildiğim bir şey varsa o da cidden benden gizli bir şeyler çevrildiğiydi.
Çeviren kişinin Bozbeyli olması ise asla şaşırdığım bir gerçek değildi.
Zarfın üzerindeki elimi nazikçe ittirip, zarfı eline alan adama baktım. Alim'e. Burada dönen şeyler gittikçe aklımla oynuyordu.
Buraya gelirken Ahu'nun dediklerine inanmamaya kararlıydım aslında. Onun beni, sevgilisini veya sadece sevdiği adamı elinden alacağını düşündüğü bir tehdit olarak algıladığını ve bununla ilgili göz dağı vermek, hatta belki de tehditvari bir konuşma yapacağını düşünmüştüm.
Elime tutuşturduğu belgeler, yalan yok beni hazırlıksız yakalamıştı ama bir yandan da düşündüğümde okuduklarıma veya izlediklerime, artık o zarfta her ne varsa koşulsuz şartsız inanmayacağıma da emindim.
Belki tereddüte düşerdim belki acaba mı derdim ama Hisar ile konuşmadan da bir yargıya varmazdım.
Tabi bu düşüncelerim Alim ve Yusuf'u görene kadar olan düşüncelerimdi.
Şu an dönen dolapların, oynanan oyunların ne derece kirli olabileceğini düşünüyordum. Kafamın içinde dönen kırk tilki vardı ve kırkının da kuyruğu birbirine değmiyordu. Benden saklananlar gelişi güzel değil, özenle saklanıyordu.
