Yıldıza basmayı ve satır aralarına bol bol yorum yapmayı unutmayın 💕
Keyifli okumalar 🧡
🍸
Epey zaman önce, günlerden birgün babamın bana karşı göstermediği sevgisini başkalarına karşı eksik etmediğini gördüğümde nedenini kendi içimde sorguladığım kadar babamın yüzüne karşı da en çıplak haliyle sorgulamıştım.
Demiştim ki, söylesene baba Ayşen'e, Ayşegül'e, Kaan'a hatta ailemize sonradan katılan kişilere bile gösterdiğin ilgiden ve sevgiden beni neden mahrum bırakıyorsun? Bana söylediği şey net ve olabildiğince de olgunlukla verilmiş bir cevaptı. Sen ilgiyi ve sevgiyi kendi kalıplarına göre, istediğin şekilde göremeyince sevilmediğini, istenmediğini zannediyorsun. Ama herkesin sevgi gösterisi farklıdır kızım. Herkesin seni sevişi gibi seni üzeceği ve kıracağı olaylar ve durumlar da farklıdır. Gün gelir hiç beklemediğin şekilde sevilirken bulursun kendini, gün gelir hiç farkında olamayacağın şekilde senden nefret edilir de görmezsin. Bu yüzden benden hiç bir şey öğrenemediysen de, benden hiçbir nasihat kabul etmesen de şu söyleyeceğim nasihati kabul et, sevgi de nefret de farklı formlarda karşına çıkacak ve sen bunu göremediğin her saniye için gördüğün anda daha çok yıkılacaksın.
Tekrar ediyorum, Hisar'a ait olan bu evde, Hisar'a ait olmayan bir hırka ve o hırkada da Hisar'a ait olmayan bir koku vardı. Tanıdık bir koku.. Ömer'in kokusu...
"Daha iyi misin?"
Duyduğum ses ile beyaza döndüğünü düşündüğüm yüzümü Hisar'a çevirdim. Soru dolu bakışları yüzümde gezindi, sonra yutkundu. Ben hala yere serdiğim minderlerin üzerinde başımı kaldırıp ona bakarken o ellerini altındaki eşofmanın ceplerine sokmuş, başını hafifçe sağa doğru eğmiş bana bakıyordu.
"İyiyim" dedim, soru dolu bakışları hafiften şüphe ile kısılmaya başladığında.
Rahatladığını -en azından biraz rahatladığını- dik duran omuzlarının hafifçe aşağı doğru düşmesiyle anlamıştım. Hiçbir şey demeden usulca yanıma oturdu. Kolunu omzuma atarak beni kendine çekti ve başımı göğsüne doğru yasladı. Her ne düşündü bilmiyorum ama hareketleri gerçekten de iyi olduğuma inandığını göstermek ve beni rahatlatmak ister gibiydi.
"İyice drama queen oldum ben ha!" dedim dudaklarımı büzerek abartılı mimiklerimle. Beni görmüyordu ama görüyormuş gibi net konuştu.
"O dudaklarını öyle büzüyorsun ya çok tatlı oluyorsun, o yüzden her türlü drama kraiçeliğine tamamım ben" Söyledikleri beni gülümsetti ama sonrasında kurduğu cümle ile bu gülümsemem çok uzun sürmedi. "Ama sen zaten seni tanıdığım günden beri, her zaman bu şekilde bir kadındın. Her zaman bir drama queen" Sona doğru daha baskın çıkmıştı sesi. Tam sinirle kafamı göğsünden kaldırmak istediğimde, "Ştt" diye bir ses çıkardı, görmesem de sesindeki tatlı tını gülümsediğini belli ediyordu. Eliyle başımı tekrar göğsüne doğru bastırdı. "Uslu dur Serçe, yerinde dur"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEYAZ KAFES
General FictionKİTAP +18 • olumsuz örnek oluşturabilecek sahneler • İÇERMEKTEDİR! 🍸 "...Seninle geçireceğim zaman yirmi dört saatten daha az Serçe. Seni öpeceğim. Seni bol bol öpeceğim. Seni saracağım. Seninle sevişeceğim. Elime geçen her fırsatta. Durmaksızın."...