3

141 4 0
                                    

Arkamda bıraktığım ailem içimde matem kalacaktı.
Bir daha dönüşü olmayacak bir yoldu bu. Biliyordum babam sözünün eri bir adamdı yüzünü bir daha görmeme izin vermeyecek beni asla affetmeyecekti. Ama mecburdum hem seviyordum burağı hemde korkuyordum aileme gelecek zarar dan. Bir anlık zevk uğruna yakmıştık işte tüm gemileri. Kapıya çıktığımızda Burak hala üzeri çıplak şekilde arabanın yanında sigara içiyordu. Sakinleşemiyordu belli ki. Sigarasını fırlatıp yanıma geldi. Kolumdan tutup beni arabanın içine resmen savurmuştu. Gitmek istemediğim için bunu kendine yediremiyordu arabanın yanında yamaç abi ile kısa bir konuşma yaptıktan sonra nihayet oda binmişti işte. Bana göz ucuyla bakıp
+ kemerini tak bu gece ölmene izin vermeyeceğim ( araba patinaj çekerek kalkarken son sürat yola koyulmustuk. Korkuyordum alışkın değildim bu duyguya )
- Burak sakinleş artık istediğini yaptım daha ne istiyorsun benden
( ani yaptığı frenle lastikleri bağıra bağıra durmuştu araba. Çenemi kendine çevirip üzerime doğru verdi tüm ağırlığını)
+ ben bir seçenek değilim. Ben senin hayatında vazgeçilmezim. Benim için yaşıyorsun sen ben var olduğum sürece var olmayı hissedeceksin ben seni köpek gibi severken bana bu muameleyi yapamazsın.
- Sen çıldırmışsın
+ sen daha hiç bir şey görmedin. Babanın o sözleri yanına kalacak sanıyorsun sen !
- Ne söyledi sana bu kadar ! Saçmalıyorsun
+ kimse beni seninle terbiye edemez. Bunu anlayacaklar.
( yeniden yola dönüp aynı süratla devam etti. Öyle hızlı gidiyorduk ki ağaçlar yandan baktığımda şerit gibi geliyordu. Arkada çalan korna sesinin eşliğinde arabanın önüne bir araba geçti ve durdu. Burağın yeniden yaptığı frenle emniyet kemeri göğüs kafesimi zorlamaştı. Arabadan inen adamı göremediğim için korku ile titremeye başlamıştım. )
- ki kim bu
+ yamaç abim. ( gözlerimi kısıp odaklandığımda evet gelenin yamaç olduğunu görmüştüm. Cama iki kez tıklayıp açılmasını bekledi. Burak camı açtığında ise öfke ile nefes nefese ona bakıyordu)
- Ne bok yiyorsun lan sen bu ne hız.
+ abi
- Bana bak lan siktirme abini in arabadan geç benim arabaya. Burak bugün sınırını aştın ve benim tahammülüm tükendi
+ abi özür dilerim
- dileme oğlum söylediğimi yap
( Burak bana kısa bir bakış attıktan sonra emniyet kemerini çıkarıp aşağı indi. Yanıma yamaç abi oturmuştu. Derin bir nefes aldım rahatlamıştım usulca çalıştırdığı araba ile yola çıkmıştık göz ucuyla bana baktı )
+ iyi misin ?
- iyiyim teşekkür ederim abi
( derin bir nefes alıp yola odaklandı)
+ neden düğünü beklemediniz birlikte olmak için
( yüzüm kızarmıştı bu soruyla )
- Ben ben burağı durduramadım sonra da ben duramadım bir anda oldu
( çene kasları geriliyordu)
+ onun kadar aşık mısın ona avukat
( yana çevirdiğim başımla ara ara bana baktığını gördüm. Anlamlı bakıyordu. Neler yaşamıştı kim bilir. Ben burağa aşık değildim ama seviyordum onu çok seviyordum ) sana diyorum avukat
- aşkın tanımını bilmiyorum ki ben seviyorum işte onu
+ aşk değişik bir ruh hastalığıymış ulan bu duyguyu kaybettim  ya.
- anlamadım ?
+ aşk diyorum avukat aşk kalp titremesiymiş elinin ayağına dolanması ilk görüşte olur muş meğer. Yüzünün her ayrıntısını bir saatte ezberlemeye çalışmak en korkusuz adamın bile korkmasını sağlamak mış
- Sen hiç aşık oldun mu abi ?
( gözlerini kapatıp derin bir nefes alıp verdi gülümsemişti)
+ 15 imde oldum. Çok erken bulup erken kaybetsem de oldum.
- birlikte misiniz ?
+ sen benim soruma cevap ver burağa aşık mısın
- Ben onu çok seviyorum. Anne babam gibi ailem o benim. Hep vardı sanki öyle hissediyorum.
+ aşık oldun mu peki daha önce
- hayır
+ korkma muhabbet olsun maksat burağa söyleyecek halim yok ya
- hayır korkmuyorum daha önce söylediğin hiç bir şeyi hissetmedim kimseye.
+ ilkler önemlidir avukat ilkler unutulmaz.
( devasa bir villaya giriş yapmıştık her yerde silahlı adamlar vardı. Başımı yamaç abiye döndüğüm de oda bana bakıyordu)
- burası neresi
+ benim evim. Burak la evlenene kadar bende kalacaksın bu ona kestiğim ceza. buradan çıkaracak seni o zamana kadar da öfkesi bir nebze de olsa geçer.
- rahatsızlık vermeyim
+ bunu ben istedim avukat öfkesi geçmezse Burak sana zarar verir
- o nereye gitti
+ evine geçti sabah gelecek
( kapılarımız açılmıştı. Böylesine bir evi rüyamda bile görmem imkansızdı. Herkesin başı öndeydi Bakışlarım dikkatini çekmiş olacak ki gülümsedi bana ) beğendin sanırım
- çok
+ dur daha ne gördün sen avukat geç bakalım. ( kapıyı çaldığında yardımcı kapıyı açmıştı. )
- hosgeldiniz yamaç bey
+ hoşbulduk mert nerede
- içeri de efendim
( Nihayet salona geçtiğimizde kocaman açtığım gözlerimle bir çocuk gibi kolundan cekistirmiştim. Beni bu halde görünce sevimli bir gülümseme yerleştirmişti yüzüne )
+ ne oldu ufaklık
- mert kim
+ benim sağ kolum. MERT !( Kükremisti sanki elleri önünde mert dediği Adam koşarak yanımıza geldi)
- hoşgeldin abi hoşgeldin yenge
+ şey o yenge de-
( yamacın sözünü mert kesmişti)
- yenge bu eve gelen tek kadınsın. Belli abi sana aşık olmuş başka türlüsü mümkün değil abimi tanırım. Hakkınızda hayırlısı. (Gülümsememiştim mertin tavrına. Sempatik bir çocuktu)
+ MERT ( Dişlerinin arasından seslenmişti yamaç abi ona)
- abi söylemeden duramadım hakkını helal et çok yakışmışsınız.
+ oğlum bi fren yap lan dengesiz. Bu daisy burağın nişanlısı ( elleri ile ağzını kapatıp kendini düzeltti )
- abi ben çok özür dilerim yenge kusura bakma ben bir anda böyle görünce
+ dinlemiyorsun ki anlatayım
- özür dilerim abi
+ neyse ne misafir odasını hazırlat
- tabi abi
( mert gidince yamaç abi öfke ile soluyup bana baktı )
+ heyecanlı biraz ama bakma pırlanta gibi dır kalbi. Kusura bakma yanlış anladı
- mühim değil abi
+ onlar odanı hazır edene kadar bir şeyler hazırlayacağım aç mısın
- çok
+ o zaman önce gel sana benim kıyafetlerimden bir şeyler bakalım sonra bana yardım et
( evin salonunda ki asansöre binip en üst kata çıktık. Ev 4 katlıydı. Duran asansörün odanın içine açılıyordu inanılmaz bir büyüklük inanılmaz bir tasarım şahaneydi burası. Odanın içinde açılan bir kapı ile aynı büyüklükte ki giyinme odasına girmiştik. Size anlatmaya kalksam da anlatamam burayı. Bir dolabı açıp içinden pijama takımı çıkardı. )
- bedenlerimiz çok yakın değil sanki
+ sadece üzerini giysem olmaz mi zaten bana elbise gibi olur
( samimi bir şekilde gülmüştü)
- bir hayli kısasın benden doğru söylüyorsun al giy çok kısa olursa bakarız yine bir şeyler. ( odadan çıkmıştı bende dediğini yapıp soyunmaya çalışıyordum. Elbiseyi çıkarmaya ne kadar uğraşsam da fermuar takılmıştı ve bir türlü fermuarı takıldığı yerden gecirememistim. Utana sıkıla yamaç abiye seslendim) ne oldu
+ fermuar sıkışmış ben çıkaramadım
(Yüzü değişik bir hal almıştı. )
- dön o zaman ben yardım edeyim
+ teşekkür ederim
( saçlarımı kibarca boynuma doğru düzeltti. Elleri sırtımda ki açık yerlerle temas ettiğinde titrediğini farketmiştim nefesi sırtıma değdikçe hızlanıyor hızlandıkça acele ediyordu ) açılmıyor ise mühim değil kesebilirim
- a açıyorum
( sert bir çekişi ile fermuar açılmıştı yönümü ona dönüp gülümsedim)
+ teşekkür ederim
- Ben acıktım ufaklık giy gel bekletme
Üzerimdeki elbiseyi çıkarıp pijamanın sadece üstünü giydim. Dediğim gibi de olmuştu diz kapaklarıma geliyordu. İçinde kaybolmuştum. Odadan çıkıp karşımda ki yamaç abiye baktım uzun uzun süzdü beni sanki hoşuna gitmişti)
+ biraz büyük oldu
- hadi gidelim ( yüzüne bir anda anlamsız bir öfke yerleşti. Asansöre önce o sonra da ben binmiştim. Başını asla bana çevirmiyordu. )
+ iyi misin
- iyiyim noldu
+ bilmem sinirlendin gibi sanki
- yok yani senlik değil kendime öfkeliyim
+ neden ?
- öyle işte ( asansör durduğunda direkt mutfağa yöneldik. Mutfakta yardımcılar var dı. ) bana krep malzemesi çıkarır mısınız ?
+ tabi efendim ( cevap veren genç ve güzel bir kadındı. Sanırım yamaç abiye karşı ilgisi de vardı. Uzunca süzdüğünü de görmüştüm. ) daisy
- efendim
+ sen yumurtaları çırp
- tabi çırpıcıyı rica edebilir miyim ? ( kıza doğru bakıp söylemiştim)
+ Yukarı da daisy hanım
- Ne demek lan yukarı da bu ne başı boşluk misafire böyle mi muamele ediyorsunuz siz ?
+ efendim ben size yardım etmek için
- daisy ne isterse onu yap ben yerlerini biliyorum
+ tabi efendim
( çırpıcıyı söylediği yerden alıp bana verdi ben yumurtaları çırparken yamaç abi de un ve sütü ekledi. Çok özenli idi. Yan yanaydık. )
- Ben kıvamını çok iyi tutturamam
( serçe parmağını daldırdıktan sonra dudaklarına götürdü. )
+ ımm bak böyle olmalı işte ( bir kez daha daldırıp bu defa bana uzattı bende gayri ihtiyari parmağını dudaklarımın arasına alıp krebin tadına bakmıştım. )
- harika olmuş
+ bence de hemen pişirelim.
( bir tava çıkarıp çok az yağ koyduktan sonra ısıtmaya başladı. Yağ istediği kıvama geldiğinde kaşık kaşık alıp döktü. ) sende salata yapar mısın daisy ?
- Olur
( yardımcı kadın dolaptan yeşillikleri mısır çıkarıp yıkayıp benim için hazır etti. Daha önce hiç mutfağa girmemiştim bunu yamaç abiye belli etmemeye çalışıyordum Tek tek ince ince doğramaya başladım yeşillikleri yamaç abiye baktığımda anlam veremeyen bir yüz ifadesi ile beni izliyordu ) sorun mu var abi
- yeşillik el ile bölünür bıçak ile doğramanmaz. ( arkama geçip beni tezgah ile kendi arasına aldı yesillikleri bölüyordu ama sakalları boynumu okşarken nefesi tam kulağımın arkasındaydı. ) yavaş yavaş yapmalısın
+ a ( boğazımı temizledim ) anladım şey
- Ne oldu ?
+ ben burağı aramak istiyorum ama telefonumu almadım o hengamede
(Yamaç abi geriye çekilip gözlerini benden kaçırdı. )
- Bende sizde unuttum telefonu. (Başını salonun girişine doğru eğip) MERT !
( diye seslendi. Kosar adımlarla gelen mert )
+ emret abim ( dedi yamaç abi avcunu açıp )
- telefonunu ver ( dedi mert telefonunu çıkarıp yamaç abiye uzattı. Yamaç abi de burağın numarasını tuşlayıp bana verdi bu esnada mert gitmişti)
+ mert noldu?
- bu Burak benim daisy
+ ulan kaç kez aradım mesaj attım sen inadımamı yapıyorsun daisy
- sakin ol evden çıkarken yanıma almayı unutmuşum telefonu
+ abim nerede
- burada yemek hazırlıyor bana
+ sana olan öfkem geçmiyor daisy
- biliyorum ama böyle olmaz Burak hafta sonu evleneceğiz seninle bu öfke kine dönüşmemeli ben kötü bir niyetle yapmadım onu
+ seni o kadar çok seviyorum ki daisy kendimden yapacaklarım dan korkuyorum. Bir an önce soyadımı almanı istiyorum.
- Aşkım çok az kaldı. Yarın gelecek misin
+ güneş doğar doğmaz kapıda olurum.
( yanıma gelen yamaç abi gözlerinin en uç noktasından bakıyordu bana avucunu açıp telefonu geri istedi )
- Aşkım yamaç abi istiyor şimdi seni çok seviyorum.
+ bende seni çok seviyorum
( uzattığım telefonu elimden resmen çekmişti. )
- naptınız
(Uzun uzun dinledi .) Bana bak lan sözümü sakın çiğneme daisy nin ailesinden uzak duracaksın zarar vermeyeceksin. İnsan gibi ilerleyeceğiz Burak bu konuda asla seni bir daha uyarmam. ( tekrar dinleyip telefonu burağın yüzüne kapattı )
+ bir sorun mu var abi
- yok
+ sofrayı hazırlayayım mı
- birlikte hazırlarız biraz bekle bende üzerime rahat bir şeyler giyeyim geleyim
+ peki
( yamaç abi yanımdan geçip odasına çıktı bende bu esnada tezgahı toparlamaya başlamıştım. )
- müsaadenizle biz halledelim ( karşımda o genç kadın vardı şu an )
+ siz neden yükseldiniz bana
- pardon
+ sorumu duydunuz işte
- size öyle gelmiş efendim ben sadece yamaç beyin yanında daha önce kimseyi görmemiştim biraz şaşırdım hepsi bu
+ siz ondan hoşlanıyorsunuz sanırım
- hayır bu da nereden çıktı
+ ben yamaç abinin kuzeninin nişanlısıyım onunla aramda hiç bir şey yok.
( kız bu sözüm ile bana tebessüm etmişti. )
- siz Burak beyin mi
+ evet
- gerçekten Allah size peygamber sabrı versin Burak bey tanıdığım en değişik insan
+ anlamadım
- Burak bey öfke kontrolü olmayan biridir. Yamaç bey her işin başında olmasına rağmen Burak beyden daha mantıklı ve yavaş ilerler bu yüzden söyledim özür dilerim
+ fikirleriniz sizde kalsın.
- emredersiniz efendim.
( açılan asansör kapısı ile üzeri çıplak yamaç abiyi görmüştüm. Altına baktığımda siyah dar bir eşofman var dı. Bu aile tüm erkeklere haksızlıktı bu kaslar bu duruş asla gerçek olamazdı. Kollarında ki büyük dövmeler de ilgimi çekmişti. Nihayet yanıma geldiğinde göz göze gelebilmiştik)
+ rahatsız olmazsın değil mi ben akşama kadar gömlekle gezdiğim için evde rahat takılmayı seviyorum
- yo yok olmam
+ güzel ( tezgaha yönelip arkasını bana döndüğünde gördüğüm sırt kası ile şoka girmiştim. Bu adam ilah olabilir miydi ? Tekrar bana yönünü çevirip elime hazırladığı tabakları verdi ) alkol kullanıyor musun ?
- pek değil ama bugün içmek isterim
+ viski ?
- Olur
( yemeğin yanına viskilerimizi De doldurup koltuğa geçmiştik. )
+ ee daisy anlat bakalım nasıl gidiyor kardeşimle hayat ( burağı kardeşi olarak görüp seviyordu )
- pek kolay sayılmaz bir fanusta nefes almak gibi onunla olmak.
+ Burak zor biri dir zapt edilmez bir adam
- bıraksak babamı öldürür müydü
+ ölüm baban için kurtuluş olurdu Burak bana karşı sınırını bilir ama bazen ben bile hükümsüz olabiliyorum
- peki gelmeseydim sen yapacak mıydın
+ neyi
- babamı öldürecek miydin
+ evet
( çok netti yüzünde ifade yoktu )
- neden
+ Burak öldürseydi eğer seninle olan ilişkisi zorbalığa dönerdi. Haklı olarak sen istemezdin onu bir daha. Ama o istemiyorsan Git diyecek birisi değil daisy her gün işkence görürdün. Burağın aşkı da nefreti de aynıdır.
- aşık olduğun kadın kim abi ?
( bu sorum onu gülümsetirken viski sini tek dikişte bitirip yeniden doldurdu )
+ kim olduğu önemli değil ama kalbimi hatırlattı bana. Çok güzel gülümsüyor daisy çok güzel bakıyor. Diğer kadınlara benzemiyor
- açıldın mı ona
+ hayır asla bilmeyecek
- neden ki yoksa bu hayatı kabul etmez diye mi korkuyorsun
+ ben ateşim onun için bana dokunursa elleri yanar yakan canım olursa canımı kendim almak zorunda kalırım en iyisi uzaktan uzağa kendi ateşim de kavrulmak daisy. Şimdilik bu duygularımı bastırıyorum bastıramayacak hale gelirsem işte o zaman bir ülke alev alacak.
- aşk teslim olmak değil mi ?
+ zaten istemesem de teslim oluyorum. Duramıyorum
- Ben bu duyguları hiç tatmadım ama Burak tam olarak bunları yaşıyor sanırım
+ Burak aşkı değil saplantıyı yaşıyor daisy sen özgür olduğunu sanıyorsun belki ama onun çizdiği ateşten o çemberin den çıkamazsın artık. Buna asla müsade etmez Burak ile ilgili bilmediğin çok şey var.
- mesela ?
+ Burak çok bedel ödedi senin için.
- Ne bedeli
+ bunlar uzun mevzular sadece şunu bil tanışmanız da dahil hiç bir şey tesadüf değil
( vücudum uyuşuyordu ardarda kaç kadeh içmiştim acaba yamaç abinin söylediği şeyler cok ilgi mi cekse de daha fazla direnemiyordum.  Onda  yaprak oynamıyordu onlar alışkın dı. )
- Ben uyusam iyi olur bunu yarın uzun uzun soracağım sana ( ayağa kalkıp gözlerime uzun uzun baktı)
+ hatırlarsan konuşuruz avukat. Simdi seni yatıralım
( koluma girdi asansöre geçtik  3. Kata çıkmıştık bu defa oda oda ayrılıyordu tam karşımda ki odanın kapısını açıp beni yatırdı. Uyku vakti yarın görüşürüz.

KARŞILIKSIZ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin