(Salona geçtikten sonra asansörün düğmesine basıp beklemeye başladım. Arkamdan yükselen ayak sesleri ile )
+ bende geleyim malum elbisenin fermuarı zor açılıyor
- Olur teşekkür ederim
( asansör geldiğinde binip 4 e bastık. Yüzüne bakamıyordum. Arada oluşan enerji beni rahatsız ediyordu. Yada bana mı öyle geliyordu ? Nihayet duran asansör le yamaç abinin odasına girdik. Karşımda alışveriş poşetlerinden oluşan küçük bir dağ vardı. ) burası çok fazla değil mi ?
+ tarzını çok bilmediğim için hepsinden aldırdım.
- teşekkür ederim
( poşetlerin yanına geçip kurcalamaya başladım. Burada servet yatıyordu. Chanel prada dior versace üçüncü açtığım poşette nihayet bulmuştum pijamaları çok sıktı gerçekten. Yamaç abi elimdeki pijamaları uzunca süzüp başını onaylar anlamda salladı)
+ çok güzel miş
- evet
+ sana da çok yakışacak
- çok masraf yapmışsın
+ sen daha fazlasını hak ediyorsun
( uzun uzun bakıştık. )
- Sen bana gıcık mı oluyorsun yoksa seviyor musun anlamıyorum
+ seni çok seviyorum daisy ( derin derin baktı gözlerime) kız kardeşim gibi oldun
( son sözü beynimde yankılanmıştı. Kız kardeşim gibi oldun. Zorla gülümsemiştim. )
- ben de seni çok seviyorum abi ( hayır ne bekliyordum ki aşık olmasını mı bunu niye isteyeyim ki ! Ben burağı seviyorum yamaç abinin bana olan duyguları neden beni öfkelendiriyor ki !)
+ hadi yürü kurtaralım seni bu işkence den ( elbisem den tutup beni giyinme odasına doğru çekiştirerek götürmüştü saçlarımı nazikçe önüme atıp fermuarımı bir iki zorlama da açtı ) sen giyin ben bi dişlerimi fırçalayayım
- keşke bana da alsaydık fırça
+ aldım ki zaten seni banyoda bekliyorum beraber fırçalarız
( mutlu bir şekilde gülümseyip başımı salladım nihayet çıktığında hemen pijamaları üzerime geçirip bende banyoya geçtim. Bu evin her bir detayı ayrı bir şaheserdi. Diş fırçamı ve macunu bana uzatıp kendi fırçalamaya başladı. Macunu diş fırçasına sürüp bende dişlerimi fırçalamaya başladım. Aynanın karşısında birbirimize bakıyorduk. Fırçayı ağzında tutup bana döndü) ver bana şunu çok sert yapıyorsun araba yıkıyorsun sanki böyle giderse 40 olmadan tüm dişlerini kaybedersin ( şu an benim dişlerimi fırçalıyordu) böyle yavaş yavaş daisy ( başımla onayladım onu ) ağzını aç
- Ben devam edeyim
+ dur
( o üzerime geldikçe ben geri adım atıyordum bir iki üç derken sırtım duvar ile birleşmişti) neden kaçıyorsun benden
- kaçmıyorum
+ korkuyor musun yoksa
- neyden
( bakışları dudaklarıma inmişti. Dili ile dudaklarını yavaşça ıslatıp gülümsedi)
+ ben den
- hayır
( diş fırçasını ağzımda bırakıp yeniden aynaya döndü. Aynadan kaçamak bakışlar atıyorduk bir birimize. Aynı anda lavaboya indirmiştik ki kafalarımız birbirimize çarpmıştı ben acı içinde inleyerek iki dizimin üzerine çöktüm)
- Sakar avukat ! Kaldır başını bakayım
+ demire mi geldi benim kafam ! Ölüyorum galiba
- abartma amına koyum
+ abi küfür etme
- konu küfür mü kaldır başını
( başımı kaldırdığım da uzun uzun baktı) yarılmış
+ ne ???
- oluk oluk kan akıyor sana yeni bir kafa tası almamız lazım
( dalga geçtiğini anladığım da ard arda omuzlarına vurmaya başladım. )
+ çok kötüsün
- Sen de fazla güzelsin
( bakışlarım masumlaşmış tı. Utanmıştım)
+ anlamadım
- yani güzel bir insansın iyisin
( elini bana uzatıp ayağa kaldırdı) hadi ağzını temizle gidelim film izleyim
+ olur
( ağzımı bol suyla yıkayıp aynaya baktım. Kızarmıştı alnım buruşan yüzüm ile elimi alnıma götürüp ovdum)
- acıyor mu
+ biraz
- öpeyim de geçsin
( dudakları usulca alnıma değmişti. Kapanan gözlerim ile bize neler olduğuna anlam vermeye çalışıyordum. Bu kalbimde oluşan hisler tek taraflı olamazdı. Olmamalıydı. Ben mi anlam yüklüyordum yoksa ? Gözlerimi açıp gözlerine baktım uzunca bir orman yesermisti sanki böyle güzel bir yeşil tonu hiç görmemiştim. ) çok inceler oldun beni avukat
+ yo yok ben göz rengine bakıyordum çok değişik bir tonu var
( gözlerini iyice ayırıp daha da dibime girdi )
- daha yakından incele
( burnu fındık kadar küçük dudakları kıp kırmızıydı bakışları keskin ve derindi yüzünde kusura dair bir dirhem hata yoktu. Usta bir ressamın elinden çıkan en görkemli şaheseri. Duruşundan bile asalet akıyor du bu adamın. Omuzları hep dik kendinden emin. Kaç kadının hayaliydin sen ?) İncelemen bittiyse gidelim
+ be ben tabi gidelim kusura bakma
- gözlerime olan ilgiye alışığım sorun yok ( tek gözünü kırpıp önümden yürümeye başladı megolaman !)
+ gozloromo olon ologoyo olosogom soron yok ( diye dalga geçerek arkasından yürüyordum bende. Aniden duran yamaç abinin bedenine çarpınca yaptığımın ne kadar ahmakça olduğunu anlamıştım)
- Ne o sinirlendin mi sen
+ hayır
- emin misin
+ megolaman insanlardan hoşlanmam
- Sen benim yerimde olsan aynı egoya sahip olmaz mıydın
( sen deli misin be adam ne demek aynı ego senin yürüdüğün beton da bile çiçek açsın bastığın toprak seni minnetle taşısın içine çektiğin hava her gün şükretsin tanrı ya ) sana diyorum daisy daldın gittin
+ fazla egolu buluyorum seni
( kaşları şaşkınlık içerisinde havaya kalktı)
- beğendiremedim sana kendimi desene
( destur de be adam ! Bu nasıl söz tanrıya isyandır bu. Kör olsa insan teninin kokusuyla bulur seni. Atilla İlhan yaşasa sana yazardı tüm şiirlerini. Ben sana mecburum yamaç bilemezsin...) hadi ağaç oldum yürüsene
( tutsa şu aciz dizlerim yürümez miyim hiç? sana bakınca eklem yerlerim uyuşuyor bedenim den ayrılıyor ruhum başka evrenlerde hayat buluyor. Binmiştik asansöre göz göze gelmek istemiyordum artık içimde bir şiir hayat buluyordu yeniden. Her satırında gözlerin her satırında yeni bir biz. Beşinci mevsimi hikayelerde dinlemiştim hep ama varmış bir beden de yaşamış yıllarca. Açılan kapı ile boğazımı temizleyip salonda ki koltuğa yığıldım) ne tür film sever sin ?
+ aşk ( diyebildim )
- çok ilgi alanım değil ama tamam
( aşk sensin. Senin diğer adın.)
+ şey
- söyle
+ selvi boylum al yazmalım açar mısın?
- Olur tabi
( AL YAZMAM SENDE, GÖNLÜM BAŞKA EVDE
SEVMEK DOSTLUKTUR DİLDE
SEVGİ NEYDİ, SEVGİ EMEKTİ
UÇUŞAN YAPRAK, BOŞ BİR SALINCAK
SENDEN BAŞKA YOK HİÇ KİMSEM
DÜŞERİM DARA yanıma oturdu filmi açtı uzun uzun izledik Asya İlyasa deli gibi aşıktı. Ama cemşiti seçmek zorundaydı. Sevgi emekti anlık duygularla kaybedilmemeliydi aşk geçici bir sarhoşluk hali ...) kimi seçecek?
- hı?
+ Asya kimi seçecek
- cemşiti
+ neden ?
- sevgi uzun bir emek yolculuğu
+ aşk?
- sonbahar sarhoşluğu
+ peki sen olsaydın asyanın yerinde
( derin bir nefes aldım gözlerini takip ediyordu gözlerim yutkundum)
- arkanı dönemezsin değerlerine emeklerine...
+ Asya cesaretsizliği yüzünden mutsuz ölecek
- Asya değerlerine sahip çıktığı için vicdanı hep rahat yaşayacak
+ aşk kendini bırakma sanatıdır uyuz avukat planla projeyle olmaz.
- ateşe öyle basılmaz megolaman mafya insanın canı yanar acısı geçse de izi kalır gördükçe hatırlarsın ateşin harını
+ yürek yanmış avukat kül olmuş ateş kimin umurunda iz kimin umurunda
( her sözüne bin mana yüklediğimi bilse konuşurmuydu böyle ? Başımı öne eğdim)
- Burak ne zaman gelecek
( bakışlarını devirip derin bir nefes aldı)
+ seni ne ilgilendirir akşam geldiğinde sen görüşmeyeceksin ki
- o niye
+ çünkü ben böyle istiyorum
- çocuk muyuz biz neden bize böyle ceza veriyorsun
+ hakkettiğiniz bu daisy
- Ben burağı görmek istiyorum
+ bende buna müsaade etmediğimi söylüyorum
( bakışlarını televizyona çevirip başka bir film açmıştı. Ne bu benim içimde oluşan his ! Kalbim nasıl kafesinden bir kuş misali çıkmaya çalışabilir ? Tek kusuru kusursuz olmak bu adamın. Başımı geriye atıp sesler içinde gözlerimi kapattım. Boğulacak gibi oluyordum bu hislerin derinliğinde kaçmak istiyordum uyumam lazımdı. )
Öğle saatleri 14.30
- abi ( tok bir ses başımda koltuğu sallarken açılmıştı gözlerim. Keşke açılmasıydı! Yamac ile yan yana sarılmış uyumuştum koltukta . Başımızda dikilen mert şaşkınlığını gizleyemiyor gizlemekte istemiyordu sanki. Yamaç ile aynı anda kalkıp birbirimize baktık. Yamaç saçlarını düzeltip yüzünü ovuştururken merte açıklama yapmaya başlamıştı)
+ film izliyorduk biz içimiz geçmiş
- abi Burak abi aradı geceyi beklemeye gerek kalmamış gelelim mi diyor
( mert yüzümüze bakmıyordu. Bambaşka anlamlar yüklenmişti bunu görebiliyordum )
+ gelsin
- emredersin abi
( mert salondan çıkınca tedirginlik içinde yamaça baktım)
+ bu ne saçmalık!
- sakin ol daisy uyuya kalmışız abartma
+ yanlış anladı mert bizi
- kimsenin bir şey anladığı yok kızım
+ burağın kulağına gitse bu durum ben ona ne söylerim
- daisy saçmalama artık bilinçli mi yapıyorsun
+ burada sarmaş dolaş uyumuşuz sen neyini anlamak istemiyorsun
- sanki başka türlü anlaşılması için uğraşıyorsun daisy
+ ne
- Sen benim kardeşimin karısı olacaksın altı üstü içimiz geçmiş kimse buna senin gibi aptal saptal manalar yükleyemez kimse için kardeşime ihanet etmem ben beni bilen bilir. sende bu evde olmana farklı anlamlar yükleme
+ ne anlamı yükleyeceğim ben ya
- daisy yüklüyorsun demedim yükleme dedim
+ ne yükleyebilirim ben görüneni söylüyorum sana sarmaş dolaş bir koltukta üstelik senin üzerin çıplak!
- Ben evimde hep böyleyim bunu kimse tuhaf karşılamaz
+ kolunda yatıyordum yamaç sana sarılmıştım!
( kaşının tekini kaldırıp bana odaklandı . )
- Sen bana ne zamandan beri adımla hitap ediyorsun ?
+ özür dilerim ben
- daisy sana sabrımı tüketiyorsun
+abi öfkeme daldım
- dalma daisy aramızda ki mesafeyi kaldırma ( öfke değildi gözlerinde ki yakarıştı bunu görüyordum. )
+ peki
( gerçekten ben mi abartmışım! Böyle düşünmesini ben mi istemiştim olabilir miydi bu ? Olabilirdi tabi. Etkilenmiştim ben ondan. Burağı çok çok seviyordum hala ama ona karşı bambaşka bir şey yeşermişti derinde en dipte. Tamamen ayağa kalkıp ellerini beline koydu. Kusursuz vücudu en açık şekilde benim için sergideydi. )
- Ben giyineceğim sende odana çık dinlen
+ Burak geliyor muş
- evet
+ müsaade et yalvarırım 15 dakika da olsa göreyim onu
- daisy neden yapıyorsun bunu neden sürekli sınırı aşma derdindesin sen oteritemi mi sınıyorsun yoksa Beni mi
+ bu durumda sen neden sınanacaksın ki.
( gözleri yukarı kayarken elini alnına götürdü. )
- yapma artık bak sandığın kadar sabırlı sevecen bir adam değilim. Ben kandan acıdan beslenen Bir insanım. Her gün bu ellerime sıcak kan değmezse gece uyuyamıyorum sana gösterdiğim yüzüm ile alakam yok o yüzümü görmek için uğraşma
+ Sadece bir soru sordum
( usul usul yürüyüp belimden kendine çekti beni bedenlerimiz yine birleşmişti gözleri gözlerimi takip ederken mayhoş bir hal almıştı. Başını yana yatırıp dudaklarımızı hizaladı )
- Ne duymak istiyorsun ( öyle sessiz konuşmuştu ki onu zor duymuştum. )
+ be ben
- Sen ne daisy ?
+ çok yakınsın şu an
- daha da yakınlaşabilrim
( mümkün değildi ama yapmıştı işte burnu burnuma değiyor du ) konuş hadi
+ biraz ( boğazımı temizledim ) biraz mesafe yalvarırım
- neden
+ abi
- yamaç demiştin
+ ama rahatsız oldun
- olmadım mesafe kalkmasın dedim ama şimdi iğne atsan yere düşmez. O yüzden sorun olmaz
+ şimdide ben mesafe istiyorum lütfen
- bir kadından duymayı en çok sevdiğim şeydir yakarış
+ abi
- söyle abisi ( çapkın yan bir gülüş yerleşmişti yüzüne alay ile ellerimle onu kendimden uzaklaşıp dağılan saçlarımı düzelttim. )
- Ne Ne bu şimdi sen ne yapmaya çalışıyorsun
+ hiç
- Ne demek hiç benimle neden bu kadar yakın konuşuyorsun ( hızla kalkıp inen göğsüme götürmüştüm elimi)
+ ne O kalbin ritmini kaçırdı sanırım.
- yok böyle bir şey sen kendine çok anlam yüklüyorsun
+ ben değilde sen bana çok fazla anlam yüklüyorsun. Bana ve aramızda geçen şeylere
- bizim aramızda hiç Bir şey geçmedi geçemez
+ bence de ufaklık
- sinir !
+ teşekkür ederim ( burnumdan makas aldıktan sonra kolumdan tuttu ve asansöre bindirip iki kolunun arasında beni asansörün duvarına yapıştırdı nefesim kontrolünü yeniden kaybederken dudaklarıma kilitlenen bakışlarına odaklandım) odandan çıkmayacaksın
- ta tamam çıkmayacağım
+ çıktığını görürsem üzerim seni avukat
- tamam
( burnumdan usulca öpüp asansörden çıkmıştı neydi bu şimdi?)