ACIMASIZ...

719 36 1
                                    

4.BÖLÜM

ACIMASIZ...

Hüseyin Altuğ

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hüseyin Altuğ...

Çok mutlu olmuştu nasıl olmasını dı. Tekrar baba olacaktı. Görevden döndüğünde iyiki direk eve gelmişti. Şimdi bu mutluluğu yoksa taşıyamazdı içinde...

O mutlu günün üzerinden tam iki gün geçmişti. Artık Abdullah denen o şeref yoksununun yanına gidebilirdi. Onunla birlikte yakalanan herkes mahkemeye sevk edilmiş ve müebbet hapis cezasına çarptırılmıştı. Halbuki onların hakkı iskence çeke cek ölmekti. Başkası onlara hediyedi...

Türk Askeri...

Onlar şerefli birer Türk Askeriydi kimseye işkence edemezdiler. Onların görevi şerefsizleri yakalayıp teslim etmekti. Gerçi müebbet ye işkence gibi bir şeydi ama ona bile gerek kalmadan en fazla bir yada iki ay sonra ölüm haberleri geliyordu...

Hüseyin bundan her zaman saditce bir şekilde mutlu olurdu...

Onlar yapamazdı ama içeride de yapılmayacağı anlamına gelmezdi...

Hainler... Özellikle de vatana hainlik yapanlar hiç bir yerde sevilmez yaşamaya bile hak görülmezdi...

Hüseyin düşünceleri eşliğinde nezarethaneye kadar geldi. Kapıda duran asker hemen esas duruşa geçip selam verdi. Askere rahat olmasını ve kapıyı açmasını söyleyince içeri girdi...

Abdullah o sırada sadece tahtadan yapılmış olsan sedir tarzı bir şeyin üstünde oturmuş kara kara düşünüyor du. Buradan çıkması lazımdı. Kaçıp kurtulması lazımdı ama oda biliyordu bunun biraz zor olduğunu. Düşüncelerini kapının açılıp kapanma sesi böldü...

İçeri giren onları yakalayan yüzbaşı Hüseyin Altuğ du...

Hüseyin her zaman ki gibi omuzları dik adımları sert yüzü korkutucu şekilde sınırlı halde parmaklıkların önünde durdu. Sonunda açtı ağzını ve...

"Elis Şahmaran"dedi.

Abdullah ismi duyar duymaz ayağa kalkıp parmaklıkların önüne kadar geldi. Bu adam kızını nereden biliyordu...

"Kızımı nerden tanıyorsun "

" Kızını değil kızımı tanıyorum. Ben onun babası yım. Ve sen girdiğin o delikte senden önce giren her vatan haini gibi ölmeyecek sin Abdullah. Kızımın her gün büyüdüğünün ve bu vatan için nasıl hayırlı bir evlat olduğunu göreceksin. Belki doktor öğretmen olacak. Birde bakmışsın babası gibi bir asker olmuş senin gibi soysuz itleri avlamış. Ve sende her gün bunun haberini alacaksın. Ölmeyi düşünme bile asla ama asla ölmene izin vermeyeceğim." dedi ve arkasını dönüp çıkışa yürüdü...

DERMANSIZ YARALAR...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin