DERMANSIZ YARALAR...

504 32 5
                                    

9. BÖLÜM...

DERMANSIZ YARALAR...

Kıralların taçları

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kıralların taçları..
Beni bağlar büğü mü?
Orduları açamaz...
Gönlümdeki düğümü...
Saraylarda süremem...
Dağlarda sürdüğümü...
Bin cihana değişmem..
Şu öksüz Türklüğümü...

Bazı yaraların dermanı olmazmış. Buda onlardan biriydi. Hiç bir şekilde dermanı yoktu olmazdı...

Neden...

Neden...

Neden...

Aradan geçmiş olan bunca yılın ardından neden aramıştı beni ne demeye benim hayatımı alt üst etme derdindeydiler...

Neden ya neden... Hayır ben bunları haketmemistim.. Hemde asla.. Şimdi telefonun diğer ucundaki kişi bana annem olduğunu söylüyordu... Hangi hakla hangi sıfatla anne olmak için sadece doğurmak yetiyor mu? Telefonda nefes alış veriş sesinden başka ses yoktu. Anlaşılan konuşmamı bekliyordu. Ama ne konusacaktim ben onunla. En sonunda Albay babam gibi bir tepki vermiş oldum...

"Af buyur kimim dedin sen?" dedim. İlk önce derin bir nefes sonra da kendi sesi geldi...

" Taisiya Kablukov annenim ben. Biliyorum benimle konuşmak görüşmek istemezsin seni anlarım da. Ben sadece sesini duymak istedim."dedi. Daha da karmaşık bir hal almıştım. Ama en çok hissettiğim saf bir öfkeydi...

"Bayan Taisiya siz beni arayamazsiniz sesimi duymak istemeye bile hakkınız yok.Siz bana karşı en ufak bir his yada düşünce besleyemezsiniz."dedim.

Öfkem damarlarımda gezinmeye başlamıştı artık bunun geri dönüşü yoktu. Tam konusacakti ki sözünü kestim..

"Ben"

"Siz ne siz ne ya! Siz benim omuzlarıma yükten başka hiç bişey değilsiniz. Siz benim yıllardır zorluklarla ulaştığım hiç birseyi mahvedemezsiniz. Siz benim güzel ülkeme hainlik ihanet etmekten başka hiç bir işe yaramamış şeref ve gurur yoksunu insanlarsınız. Aklım hafsalam almıyor bakın gerçekten siz beni hangi hakla hangi sıfatla ararsınız?" dedim.

Hala yemekhanede idim öfkeden gözüm o kadar dönmüştü ki kimseyi umursamadan bağıra çağıra konuşuyordum. Ve bütün karargâh beni dinliyordu ister istemez. Gerçi kimin umrundaydı hiç kimsenin...

Ben susunca o konuşmaya calisti ama tabiki izin vermedim..

"Ben annenim" dedi..

Böylede söyleyince sinirden gülmeye hatta kahkaha atmaya başladım. Herkes delirdigimi düşündü muhtemel gerçi az kalmıştı o ayrı mesele. Birileri time haber vermiş olmalıydı onlarda koştur koştur girdiler içeri...

DERMANSIZ YARALAR...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin