11. Bölüm...
Yanlış Anlaşılma...
Yüzbaşı beni odasına çağırmıştı. Bunda herhangi bir sorun yoktu zaten ama daha gelir gelmez benimle uğraşmasını da beklemiyordum açıkçası...Kendisi bilirdi benim için sorun yoktu...
Yüzbaşı önden ben arkasından karargâha ilerledik daha sonra da onun için ayrılmış olan odasına.
Resmen adamın yürüyüşünden bile asalet akıyor o nasıl bir yürümek. Baş dik omuzlar gergin adımları ağır. Tıpkı babam gibi yürüyor bu adam da...Her neyse...
Odasına gelince kapıyı açıp içeriye girdi tabiki bende peşinden sonuçta gel dedi bende geldim..
Direk koltuğuna geçti oturdu kafasını iyice geriye yasladı koltuğunda iyiden iyiye yayıldı ve gözlerini kapattı...Uyumaya mı geldi bu adam bu odaya beni neden peşinden sürükledi madem...
Bekledim bekledim ve bekledim. Belkide yirmi dakikadan fazla bekledim. Ehh yeter ama bu kadar. Boğazımı temizledim biraz öksürdüm olmadı ayağımı yavaş yavaş yere vurmaya başladım ama yok adam bana mısın demedi...
Bence bu kadar beklemek yeterliydi...
" Komutanım beni çağırdınız ama henüz nedenini öğrenemedim." dedim.
İlk önce kaşlarını çattı sonra yüzünü eksitti ve gözlerini açtı. Keşke açmaz olsaydı o gözlerde resmen alev vardı hemde harıl harıl yanan bir alev. Hayır ne dedim sanki bu kadar sinirlendi...
" Biliyorum üsteğmenim ama farkındaysan biraz dinlenmeye çalışıyorum."dedi paşazade hazretleri...
Yav bu adam resmen benimle alay ediyor.
" Komutanım dinlenecekseniz eğer ben daha sonra tekrar geleyim. Sonuçta sizin başınızda nöbet tutmaktan daha önemli işlerim var şuan." dedim. Madem öyle al böyle Paşazade. Kimsenin özel koruması falan değilim ben.
" Tabiki de öyle üsteğmenim benim başımda nobet tutmaktan daha önemli işleriniz vardır. Her neyse konumuz bu değil. Benim neden buraya gönderilmiş olduğumu az çok tahmin etmiş olmalısın. Haksız mıyım?"
" Elbette komutanım neden burada olduğunuzu sizin kadar bende çok iyi biliyorum." dedim. Beni kontrol etmek için gönderilmişti.
" Bunun farkında olman güzel. Ona göre hareketlerinde dikkat et üsteğmenim. Çünkü tek bir yanlışınız da size acımam haberiniz olsun." dedi.
Acaba ne sanıyordu sessiz kalırım falan mı?
Işık hızında kaslarım çatıldı." Komutanım ben kimin kızıyım bunu biliyorsunuz değil mi? Ben Albay Hüseyin Altuğun kızıyım. Ben bu vatana ihanet etmiş insanların kanından olabilirim ama benim babam Hüseyin Altuğdan başkası değildir. Lütfen ona göre konuşun."dedim. Kimse ama hiç kimse beni biyolojik ailem ile itham edemezdi onlar benim hiç birşeyim değildi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DERMANSIZ YARALAR...
Genel KurguBen Elis annem ve babam benim her zaman en büyük utancim olacaklardi onlar bu güzel ülkeye ihanet etmiş insanlardı Peki ben kim miyim ben annesi babası terörist olan Elis albay babası tarafından daha 1 yasindayken dağ başında bulunup sahip çıkılmı...