Çevirmemle beraber Arda ve Ülkü yü görmem bir oldu.
Arda"Tuana beni bi dinler misin lütfen? Sandığın gibi değil." dedi.
Tuana:Ya bırak Allah aşkına ya! Sen baya baya beni EN YAKIN ARKADAŞIMLA aldatmışsın.
Ve Ülkü sen de buna razı olmuşsun. Artık ne sen benim sevgilim ne de Ülkü sen benim arkadaşımsın. İkiniz içinde BİTTİ.Dedim ve oradan da uzaklaştım. Ülkü arkamdan"Boşver aşkım o hep böyle triplerdeydi zaten. Takma sen onu o güzel kafana" dediğini duydum.
"Hay ben seni seven kafamı..." diye geçirdim içimden. Direkt okuldan çıktım. Yukarıdaki parka doğru yürümeye başladım. O nun hakkında ne düşünsem elimde kalıyordu. Demek ki O da diğerleri gibi böyle iğrenç bir insandı. Parka geldim ve bir banka oturdum. Saniyeler dakikaları,dakikalar saatleri kovaladı ve ben hâlâ içimde bir boşlukla aynı benim gibi olan parka bakıyordum.Bir süre daha parkta oturduktan sonra eşyalarımı toplayıp okula ilerledim. İki ders devamsızlığım olmuştu. Ama umrumda değildi. Okulun bahçesine giriş yaptım fakat başım dönüyordu. Bir anda elim ayağım boşaldı ve sonrası karanlık
♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡
Gözümü açtığımda karşımda beyaz bir tavanla karşılaştım. Başımın ağrısı biraz geçmişti. Yavaşça kafamı kaldırdım ve etrafıma bakındım. Yanı başımdaki koltukta kıvırcık saçlı bir çocuk uyuyordu. Herhalde akşamdı. Kıvırcığa fısıldamaya başladım.
Tuana:Pışt uyansana kıvırcık!
Hey sana diyorum marul kafa!
Biraz kendimi zorladım ve çocuğun kolunu dürtmeyi başardım.(Helal kız sana!) Marul kafa gözlerini araladı ve bakışları beni buldu. "Uyandın mı?"diye sordu.
Tuana:Yok uyanmadım hâlâ uyuyorum hatta bu bi kabus.
Z:Ha ha çok komiksin(!)
Tuana:Onu bunu boşver de sen bana noldu,sen kimsin,ben ne zamandır buradayım? Onların cevaplarını ver.
Boğazını temizledi ve koltuğunda dikleşti.
Z:İlk önce asım Yağız. Yağız KILINÇ. Sen okulun bahçesinde bayıldım ben ve arkadaşım da seni buraya getirdi.
Tuana:Arkadaşın nerede?
Yağız:Çok yorulmuştu ben de eve gidip dinlenmesini söyledim o da gitti.
İkinci soruna gelirsek, sen ortalama üç-dört saattir buradasın.
Tuana:NEEEE!
Yağız:Ne bağırıyorsun ya!
Tuana:Üç-dört saat ne lan! Ben gece o kadar uyumuyorum. Bana bişey mi yaptın doğruyu söyle!
Yağız:Ne yapıcam ya ben sana! Bayıldın ben de yardım ettim işte!
Tuana:Tamam be ne bağrıyon!?
Yağız:Neyse... iyi misin?
Tuana:Biraz başım ağrıyor.
Yağız:Dur ben bi doktor çağrıyım.
Yağız doktor çağırmaya gitti ben de biraz dinlendim. Bir süre sonra kapı açıldı ve doktor ile Yağız içeri girdi.
Doktor:Merhaba Tuana hanım nasıl hissediyorsunuz?
Tuana:Sadece başım ağrıyor.
Doktor:Evet bu çok normal. Zaten stres yüzünden baygınlık geçirmişsiniz. Sizi bir gün daha müşade altında tutucaz. Sonra çıkış yapabilirsiniz.
Tuana:Tamam teşekkür ederim.
Doktor:Rica ederim. Kendinizi çok yormayın.
Dedi ve doktor çıktı.
Yağızla odada tek kalmıştık ve ortama bir sessizlik hakimdi ki ben sessizliği hiç sevmem. Dayanamadım ve konuştum.
Tuana:Sen git istersen zaten yorulmuşsundur.
Yağız:Yok sorun olmaz zaten Leya da seni görmek ister.
Tuana:Leya kim?
Yağız:Az önce bahsettiğim kız arkadaşım.
Tuana:Arkadaşın?
Yağız:Tuana ne saçmalıyorsun?
Tuana:Ne bileyim ondan bahsedince gözlerinin içi parlıyor da sevfikin zannettim
Yağız:Ne alaka biz sevgili değiliz.
Dedi heyecanlanarak. Ben de daha fazla utanmasın diye sustum.
Yağız bana ve kendine bir şeyler almaya yemekhaneye indi. Ben de odada tek kaldım. Yanımdaki şifonyerde telefonum duruyordu. Telefonuma uzandım ve ekranını açtığım an şaşkınlıktan gözlerim açıldı.
Annem 68 kere,
Babam 36 kere,
Arda 15 kere ve
Ülkü 17 kere aramıştı. Mesajları saymıyorum bile.
İlk olarak annemi aradım.
Tuana:Alo anne
T.a:Kızım nerdesin sen?Telefonlarıma neden cevap vermiyorsun?
Tuana:Anne bak herşeyi anlatıcam am sakin kal bide seninle uğraşmayalım,lütfen.
Anneme dün geceden beri olan her şeyi anlattım.
Tuana:İşte böyle şuan da hastanedeyim.
T.a:Kızım çabuk hastanenin adını söyle hemen geliyoruz babanla.
Tuana:Annecim ne gerek var bak zaten arkadaşlarımda yanımda.
T.a:Ama kızım aklım sende kalacak.
Tuana:Kalmasın annecim. Yarın sabah gelirsin ama şuana hem senin hem de benim dinlenmeye ihtiyacımız var.
T.a:Tamam güzel kızım. Kendine dikkat et çok yorulma.
Tuana:Tamam annecim görüşürüz.
Telefonu kapattım ve şifonyere geri koydum. Ülkü ve Arda ile konuşacak gücüm yoktu şuan.Yağız elinde bir tabldot bir de kahve ile geldi.
Yağız:Doktor bunları yemeni söyledi.
Önüme tabldotu koydu. Bir bölmede çorba,birinde pilav, sebze yemeği ve yoğurt vardı. En azından karnımı doyuracak kadar porsiyonlarda koymuşlardı. İlk olarak çorbada bir kaşık aldım ve resmen kötüydü. Hemen azıma yoğurt atayım dedim o da olmadı.
Tuana:Yoğurt bile tuzsuz anasını satayım!
Yağız:Noldu majesteleri hoşunuza gitmedi mi?
Tuana:Ya Yağız bir sus ya! Sen orda kahve içiyorsun ki kahve benim en sevdiğim şey ben burda oturmuş tatsız tuzsuz şeyler yiyorum. Ağlıcam ya. Offfff!
Yağız:Üzülme Tuanacım alışırsın.
Tuana:Yağız!
Yağız:Tamam sustum.
Yağızla biraz okul hakkında sohbet ettik. Ben A şubesinde, o ise B şubesindeymiş Leya ile beraber. Ardayı görmüş hatta onların sınıfından biri ile kavgalıymış fakat beni okulda hiç görmemiş( ben de onu görmedim😁)
Yağız:Peki neden bayıldın yani neden bu kadar stres yaptın?
Tam cevap verecektim ki kapı açıldı ve içeri yeşil gözlü tatlı bir kız girdi. Sanırım bu Yağız ın bahsettiği Leya idi.
Leya:Merhaba Tuana ben Leya.
Tuana:Merhaba Leya sen Yağız ın arkadaşı olmalısın. Yağız senden çok bahsetti.
Dedim ve eş zamanlı olarak gözlerim Yağız a kaydı. Yağız yarı utanmış yarı da sevgi dolu bir şekilde Leya ya bakıyordu. Bunlar olmuştu.
Leya ile de biraz sohbet ettim ve onlar evine ben de yattığım yerde uyumaya başladım. Bakalım yarın beni neler bekliyordu.Selammmm! Nasılsınız?
Nasıldı sizce bu bölüm?
Sonlara doğru biraz saçma geldi bana.
Siz neler düşünüyorsunuz?
Hiç yorum yok😪
Ve sadece 2 OY!🤧
Neyse...🙃
Diğer bölümde görüşmek üzere.
Sağlıcakla kalın hoşçakalın🍁