1 hafta...
Koskoca bir hafta geçmişti annemin vefatı üzerinden. Bu süre içerisinde ilk başta annemin defnedildiğini bana söylemedikleri için kızsam da sonradan afettmişitim. Denizin zaten olanlardan haberi yoktu. Bir hafta boyunca hepsi bana çok destek olmuşlardı.
Şimdi ise benim kendimi toparlamam lazımdı. Evet, belki çok hoş şeyler yaşamamıştım ama eninde sonunda hayatıma geri dönmem lazımdı. Bugün pazartesi. Yani okulun ilk günü. Sabah erkenden kalkıp hazırlanmaya başlamıştım. Saçımı tepeden at kuyruğu yapmıştım. Altıma siyah bir kargo pantolon üstüme de okul formamı geçirdim. En son da üzerime siyah bir kapşonlu ceket aldım. Aşağı inip kahvaltı hazırlamaya başladım. Kahvaltıyı hazırladıktan beş dakika sonra Leya gelmişti. Beraber sofraya oturduk.
Leya:Bugün nasıl hissediyorsun?
Tuana:İyi. Hem de çok iyi. Olan olmuş yapacak bir şey yokmuş diyorum. Artık hafiften intikam rüzgârları esmeli.
Leya:İntikam mı?
Tuana:Evet. Annemi öldürmenin bedelini ödetmeyeceğimi mi sandın?
Leya:Tuana bak, senin kararlarına saygı duyuyorum fakat başına bir şey gelmesinden korkuyorum.
Tuana:Kormana gerek yok. Ne bana ne de size zarar gelmeyecek.
Dedim ve samimi vir şekilde gülümsedim. O da bana karşılık verdi.
Kahvaltımızı yapıp evden çıkmıştık. Yolda bizimkilerle karşılaştık.
Deniz:Naber gencolar?
Leya:Deniz sabah sabah ne bu enerji?
Deniz:Benim doğamda var kızım! Sen bilirsin bu işleri.
Leya:Ne alaka?
Deniz:Hani doğa,bitki,çiçek,börtü böcek falan. İyi bilirsin sen.
Denizin bu dediğine hepimiz göz devirmiştik. Bu şekilde sohbet ede ede okula varmıştık. Kapıdan girdiğim an karşımıza her zamanki gibi Ülkü ve Arda çıktı. İkisi de bize doğru yürüyorlardı.
Ülkü:Tuana,başın sağolsun. Çok üzüldüm.
Dedi yapmacık bir şekilde. Ters ters bakmakla yetindim. Arda da bana yaklaştı ve elini koluma koydu. İlk kolumdaki ekine sonrada yüzüne baktım ve geri çekildi. O sırada Çağan söze girdi.
Çağan:Ne diye kızın koluna dokunuyorsun?
Arda:Sana ne birader!
Çağan tam birşey söyleyecekti ki sözünü kestim.
Tuana:Tamam! Bırakın didişmeyi! Arda sen bana ne söyleyecektin?
Arda:Sadece başın sağolsun demek istemiştim fakat bazılarına insanlık da yaramıyor belli ki.
Çağana söylediği çok belliydi. Fakat Çağan konuşmadan Yağız söze atladı.
Yağız:Şu evrende insanlıktan bahsedecek son kişisin😎.
Onları daha fazla dinlemek istemediğim için yanlarından ayrıldım. Okulun içine girdim. Kantine gidip kendime bir su aldım. Sınıfa çıktım. Sınıfta hiç kimse yoktu çünkü ders bedendi. Eşyalarımı bırakıp aşağı indim. Herkes spor salonunda toplanmıştı. Ben de yanlarına gittim. Hocanın serbestsiniz demesiyle bahçeye çıktım ve ilk bulduğum banka oturdum. Kafamı geriye attım ve gözlerimi kapattım.
Bir süre bekledikten sonra yanıma birinin oturduğunu fark ettim. Yine de gözlerimi açmadım.Çağan:Ne düşünüyorsun?
Tuana:Yaşadıklarımı...Herşey üst üste geldi. İlk Arda dan ayrıldım. Ardından babam annemi üç yerinden vurdu ve öldürdü. Artık başıma ne geleceğini kestiremiyorum.
Çağan:Ne olursa olsun biz hep yanındayız unutma olur mu?
Tuana:Unutmam.
Selammm👋👋👋
Nasılsınız?
Yeni bir kitaba başlıcam dedim fakat hiç kimseden istek görmediği için yapmadım.
Bir dahaki bölümde görüşmek üzere.
Sağlıcakla kalın hoşçakalın🍁(Burya genç bir Defne Erşen bırakıyorum)