~Medyadaki metni bir arkadaşım yazdı. Değerlendirirseniz o da ben de çok mutlu oluruz~
Ambulans gelmişti. Bense hâlâ yerden sedyeye doğru aldıkları anneme bakıyordum.
Çağan:Güzelim hadi gel biz de hastaneye gidelim.
Çağan bir eli kolumu bir eli belimi tutacak şekilde yavaşça kaldırdı.
Bir arabaya doğru yürümeye başladık. Çağan ve ben arka koltuğa oturduk. Kafamı direkt cama yasladım. Yolu izliyordum. Saat belli ki çok geç olmuştu. Aradan yarım saat ya geçti ya da geçmedi hastanenin önüme varmıştık. Hemen kapıyı açıp indim. Hastanenin acil kısmına giriş yaptım ve resepsiyon bölümüne doğru ilerledim.
Tuana:Gökçe Tiryaki nerede?
Resepsiyonist:3. Kat 24 numaralı oda.
Koşarak asansörün yanına vardım fakat 5. kattan geliyordu. Vakit kaybetmemek adına hemen yan taraftaki acil merdivenine yöneldim. Üçüncü kata vardığımda gözlerim 24 numaralı odayı arıyordu. Merdivenlerin karşısında sağdaki odaydı. Kapıyı çalmadan içeri girdim. Annem yatakta yatıyordu. Vücuduna bir sürü makine bağlanmıştı. Yatağın yanındaki tekerlekli sandalyeye oturdum.
Tuana:Anne iyi misin...
Annemin ne kadar cevap veremeyeceğini bilsem de sessizliğinden dolayı daha çok ağlamaya başladım. Bir anda makineler ötmeye başladı. İçeri bir doktor ve iki hemşire girdi.
Tuana:Noluyo?
Doktor:Hastanın iç kanaması gerçekleşiyor.
Tuana:Bu-bu ne demek oluyor?
Doktor ve hemşireler bir şey söylemeden annemle beraber yoğun bakıma girdiler. Hem üzüntüden hem de açıklama yapılmamasından dolayı daha fazla sinirlendim ve yoğun bakım camına yumruk atıp bağırmaya başladım.
Tuana:BİŞEY SÖYLESENİZE!NİYE GÖTÜRDÜNÜZ ANNEMİ!?NEYİ VAR,NOLUYO!?AÇIN KAPIYI!
İki kol beni sardı ve geri çekti. Kokusundan Çağan olduğunu anlamıştım.
Tuana:Anneme ne olduğunu söylemiyorlar.
Çağan:Hiç birşey olmadı olamayacak da. Annen de tıpkı senin gibi güçlüdür eminim.
♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤
Bir saattir yoğun bakımın önümde bekliyorduk. Yağız yemekhaneye birşeyler almaya gitmişti. Leya Deniz ile beraber koltukta oturuyordu. Bense yere oturmuştum. Çağan da yanımda bekliyordu. Artık gözümde yaş kalmamıştı. Yağız elindekilerle geldiğinde yoğun bakımın kapısı açıldı. Hemen ayaklandım. Doktorun yanına doğru ilerledik.
Tuana:Noldu? Annem iyi mi??
Doktor:Üzgünüm hastayı kaybettik,başınız sağolsun.
"Hastayı kaybettik"
Bu ses kulaklarımda yankılanıyordu.
Tuana:Hayır hayır hayır!Annem ölmüş olamaz! Annem ölmedi,O ÖLMEDİ!
Hıçkırarak ağlamaya başladım. Kelimeler ağzımdan zar zor dökülüyordu.
Tuana:Çağan,Leya,Yağız bişey söylesenize!Annem ölmedi di mi!?
Çağan gelip bana sarıldı. Leya da Yağız ın yanında ağlıyordu. Deniz lavaboya gitmişti. Çağanın kollarından ayrılıp merdivenlere yöneldim. Aşağı inerken sürekli birilerine çarpıyordum. Giriş kata geldiğimde kendimi direkt dışarı attım. Derin nefesler alıp vermeye çalışıyordum. Ama sanki ben de annemle beraber ölmüştüm.
Nasıl geldiğimi bile hatırlamadan sahile vardım. Etrafta birkaç kendi halinde sarhoş dışında hiç kimse yoktu. Onlar da zaten umrumda değildi. Denize(su olan😅) doğru yürümeden önce ayakkabılarımı çıkardım ve bir kenara fırlattım. Çıplak ayakla kumun üzerinden denize ulaştım. Dizlerime kadar denize girmiştim. Yüzümü deniz tarafına çevirdim. Rüzgar bana inat hafif hafif insanı -normal şartlarda- rahatlatacak biçimde esiyordu. Bir ses arkamdan adımı seslendi. Çağan olduğundan asım gibi emindim fakat şuan ne kimseye halimi anlatacak ne de konuşacak halimi vardı. Arkamda O'nun nefesini hissettim. Bi anda havalandığımı hissetmemle kollarımı Çağanın boynuna doladım,kafamı da göğsüne yasladım. Bacaklarımda yavaş yavaş soğuk hissetmeye başladım. Ne çorabım ne de ayakkabım vardı. Çağan beni tekrardan aynı arabaya bindirdi. Gözlerim hem ağlamaktan hem de uykusuzluktan kapanıyordu. Ben de daha fazla zorlamadan kendimi uykunun kollarına bıraktım.
●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●
Gözlerim aralandığında arabada olmadığımı anladım. Gözlerimi tam açıp kafamı kaldırdım. Burası Leya ile kaldığımız evdi. Aşağıdan konuşma sesleri geliyordu. Yataktan kalktım. Aynaya baktığımda üzerimde ev kıyafetlerim olduğunu gördüm. Belli ki Leya değiştirmişti. Banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım. Sessiz adımlarla merdivenlerden indim. Çağan,Leya ve Yağız ada mutfakta sırtları bana dönük bir biçimde oturuyorlardı. Ne kadar istemesem de onlara kulak misafiri oldum.
Leya:Beni bi dinleyin...Tuanaya bunu söylersek kızın ne kadar üzüleceğinden haberiniz var mı sizin!?
Yağız:Biz de biliyoruz üzüleceğini hatta belki de yıkılacağını. Ama ondan gizlemenin de bir mânâsı yok.
Çağan:Yağız haklı...Eğer ondan annesinin ona haber verilmeden defnedildiğini-
Tuana:Ne!!?
Üçüde bana doğru döndü. Leya hemen ayaklandı ve yanıma geldi.
Leya:Tuana üzgünüm bunu böyle öğrenmeni istemezdik.
Gözümden bir damla yaş yerle buluştu...Selammmm👋👋👋
Nasılsınız?
Okumalar fazla ama oy da yorum da yok. Hem sizin fikirlerinizi hem de beğendiyseniz oylarınızı merak ediyorum.
Bu arada size ne diye seslenmemi istersiniz? Yorumlara😁
Umarım okulunuz güzel geçiyordur.
Diğer bölümde görüşmek üzere.
Sağlıcakla kalın hoşçakalın🍁